Anne-çocuk ilişki kalitesi ve dil gelişim geriliği arasındaki ilişkinin analizinde teknoferansın aracı rolü
The mediating role of technoference in analyzing the relationship between mother-child relationship quality and language development delay
- Tez No: 862814
- Danışmanlar: DOÇ. DR. SADETTİN BURAK AÇIKEL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ankara Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 102
Özet
Giriş ve Amaç: Dil Bozukluğu (DB) toplumdaki yüksek yaygınlığına rağmen üzerinde nispeten az çalışılan bir alandır. Okul öncesi dönemdeki dil becerileri yaşamın ilerleyen dönemindeki akademik becerilerle güçlü şekilde ilişkilidir. Dil gelişimini sağlayan ana unsurlardan biri sağlıklı anne çocuk ilişkisi ve etkileşimidir. Anne çocuk ilişki ve etkileşim kalitesini etkileyen faktörler göz önüne alındığında ise“teknoferans”kavramı güncel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.“Teknoferans”teknoloji kullanımına bağlı olarak insan etkileşimlerinin bölünmesini ifade eden bir terimdir. Teknoferansın ebeveynlerin çocuklarının sosyal ipuçlarının daha az farkında olmasına yol açtığı ve çocuklarına zamanında ve uygun yanıt verme becerisine zarar verdiği bilinmektedir. Etkileşimde teknoferans bağlamında yaşanan aksamalar sağlıklı dil gelişimini olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Bu nedenle çalışmamızda Dil Bozukluğu olan ve dil gelişimi normal olan çocuklar arasında anneleriyle ilişki kaliteleri açısından farklılık bulunup bulunmadığının belirlenip, fark bulunması durumunda bu farka teknoferansın aracılık edip etmediğinin anlaşılması amaçlanmıştır. Anne çocuk ilişki kalitesini bozabilecek diğer faktörler olan anne psikopatolojisine dair semptomlar ve annede aleksitimik özelliklerin varlığı da çalışmamızda değerlendirilen faktörler olacaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 1-6 yaş aralığındaki 40 katılımcı dil bozukluğu grubunu, 31 katılımcı ise kontrol grubunu oluşturmuştur. DB grubu, kliniğimize dil gelişiminde gerilik şikayetiyle başvurup DSM-5 tanı kriterlerine göre DB tanı kriterlerini karşılayıp, diğer psikopatoloji kriterlerini karşılamayan çocuklardan; kontrol grubu ise kliniğimize başvurup DSM-5 tanı kriterlerine göre herhangi bir psikopatoloji saptanmayan çocuklardan seçilmiştir. Hem DB grubu hem kontrol grubu için çocuklara Stanford-Binet Zeka testi veya Ankara Gelişim Tarama Envanteri (AGTE) uygulanmış, genel gelişimleri -2 SD'nin üstünde olan çocuklar çalışmaya dahil edilmiştir. Hem DB hem de kontrol grubundan çocuklara Türkçe İfade Edici ve Alıcı Dil (TİFALDİ) Testi uygulanmış, böylece dil gelişim düzeyleri sayısal olarak dökümente edilmiştir. Hem DB hem kontrol grubundan çocukların annelerine çocuklarıyla olan ilişkilerinin değerlendirilmesi için Çocuk Anababa İlişki Ölçeği (ÇAİÖ), annedeki ruhsal semptomların değerlendirilebilmesi için Kısa Semptom Envanteri (KSE), annenin aleksitimik özelliklerinin değerlendirilebilmesi için Toronto Aleksitimi Ölçeği (TAÖ-20), annenin akıllı telefon kullanımının değerlendirilebilmesi için Akıllı Telefon Bağımlılık Ölçeği (ATBÖ-KF), çocukta bulunabilecek subklinik psikopatolojilerin alt boyutlarının değerlendirilebilmesi için ise 1.5-5 yaş Okul Öncesi Çocuklar için Öğretmen/Bakım Veren Kişiler için Bilgi Formu (Child Behaviour Check List)(CBCL) uygulanmıştır. Bulgular: DB ve kontrol grupları arasında anne çocuk ilişkisi yönünden anlamlı farklılık bulunmamıştır. DB grubu içinde ise anne çocuk ilişkisinin Olumlu ilişki alt ölçeği çocuğun alıcı dil becerileriyle ilişkili bulunmuştur. Alıcı dil becerileri daha zayıf olan DB tanılı çocukların anneleriyle daha olumsuz ilişkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Gruplar arasında anne çocuk ilişkisi yönünden farklılık bulunmamasının klinik örneklem seçimi ve Dil Bozukluğu'nun biyolojik yönünün ilişkisel yönüne göre daha baskın olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bununla birlikte DB grubunda anne çocuk ilişkisinin çocuğun alıcı dilinden etkilenmesi, bu ikili arasındaki ilişkinin çocuğa ait özellikler ve buna yönelik annenin geliştirdiği duyarlılığın bir etkileşimiyle şekillendiğini düşündürmektedir. Çalışmamızda anne çocuk ilişkisinin değerlendirilmesinde gözleme dayalı teknikler yerine öz bildirim yönteminin kullanılması değerlendirme gücünde sınırlılıklar oluşturmaktadır. Öte yandan gelecekteki çalışmalarda daha yüksek katılımlı ve klinik değil toplum temelli örneklem seçimi yapılmasının, dil gelişiminin üzerinde ilişkisel temelli etkileri belirlemek açısından faydalı olabileceği düşünülmektedir.
Özet (Çeviri)
Introduction and Objective: Language Disorder (LD) is a relatively understudied area despite its high prevalence in the population. Language skills in the preschool period are strongly associated with academic skills later in life. One of the main elements of language development is healthy mother-child relationship and interaction. Considering the factors affecting the quality of mother-child relationship and interaction, the concept of“technoference”emerges as a current problem.“Technoference”is a term that refers to the interruption of human interactions due to the use of technology. It is known that technoference causes parents to be less aware of their children's social cues and damages their ability to respond to their children in a timely and appropriate manner. Disruptions in interaction in the context of technoference have the potential to negatively affect healthy language development. For this reason, our study aimed to determine whether there is a difference between children with Language Disorder and children with normal language development in terms of the quality of their relationship with their mothers, and if there is a difference, to understand whether technoference mediates this difference. Maternal psychopathology and the alexithymic features of mother, which are other factors that may impair mother-child relationship quality, will also be evaluated in our study. Materials and Method: In our study, 40 participants aged 1-6 years constituted the language disorder group and 31 participants constituted the control group. The LD group was selected from children who presented to our clinic with the complaint of delayed language development and met the diagnostic criteria for LD according to DSM-5 diagnostic criteria but did not meet the criteria for other psychopathology; the control group was selected from children who presented to our clinic and did not have any psychopathology according to DSM-5 diagnostic criteria. For both the LD group and the control group, the Stanford-Binet Intelligence Test or the Ankara Developmental Screening Inventory (ADSI) was administered to the children, and children whose general development was above -2 SD were included in the study. The Turkish Expressive and Receptive Language (TERL) Test was administered to children from both the LD and control groups, thus quantitatively documenting their level of language development. The mothers of the children from both the LD and control groups were administered the Child-Parent Relationship Scale (CPRS) to assess their relationship with their children, the Brief Symptom Inventory (BSI) to assess possible psychopathology of the mother, the Toronto Alexithymia Scale (TAS-20) to assess the alexithymic characteristics of the mother, the Smartphone Addiction Scale - Short Version (SAS-SV) to assess the mother's smartphone use, and the Caregiver-Teacher Report (C-TRF) 1½-5 to assess the sub-dimensions of subclinical psychopathologies that may be present in the child. Results: There was no significant difference between the LD and control groups in terms of mother-child relationship. In the LD group, the Closeness sub-scale of mother-child relationship was found to be related to the child's receptive language skills. It was determined that children diagnosed with LD who had weaker receptive language skills had a more negative relationship with their mothers. Conclusion: The lack of difference between the groups in terms of mother-child relationship is thought to be due to the clinical sample selection and the fact that the biological aspect of Language Impairment is more dominant than the relational aspect. However, the fact that the mother-child relationship in the CLD group is affected by the child's receptive language emphasizes the importance of the mutual interaction of the child's characteristics and the mother's sensitivity to this situation in shaping the relationship between these two. The use of self-report method instead of observation-based techniques in the evaluation of mother-child relationship in our study is one of the limitations of our study. On the other hand, it is thought that using a larger community sample instead of clinical sample selection in future studies may be useful in determining the effects of relational-based factors on language development.
Benzer Tezler
- Okul öncesi eğitim ortamlarının kalitesi ile çocukların dil gelişim düzeylerinin incelenmesi
Assessing the quality of pre-school learning environments and language development stages of pre-school children
HASAN UĞUR SERDAROĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Eğitim ve ÖğretimGazi ÜniversitesiTemel Eğitim Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HATİCE BEKİR
- Kanser tedavisi gören çocukların yaşam kaliteleri ile annelerin tanı–tedavi sürecine ilişkin memnuniyetlerinin incelenmesi
Investigation of quality of life of children undergoing cancer treatment and satisfaction of mothers with diagnosis–treatment process
LÜGEN CEREN KIYAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
HematolojiAnkara ÜniversitesiÇocuk Gelişimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ENDER DURUALP
- Sağlıklı ve kanserli ergenlerde umut
Hope in healthy adolescents and adolescents with cancer
FİGEN IŞIK ESENAY
Doktora
Türkçe
2007
HemşirelikEge ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı
PROF.DR. ZEYNEP CONK
- Doğum memnuniyet ölçeği kısa formu'nun Türkçeye uyarlanması ve psikometrik özelliklerinin belirlenmesi
Turkish adaptation of 'birth satisfaction scale of short form' and determination of psychometric properties
SEDA GÖNCÜ
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
Kadın Hastalıkları ve DoğumKarabük ÜniversitesiEbelik Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. NAZAN KARAHAN
- Türkiye denizcilik sektöründe çalışma şartları (monografik bir etüd)
Başlık çevirisi yok
A.MURAT ASLANER
Yüksek Lisans
Türkçe
1988
İşletmeİstanbul ÜniversitesiÇalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TURAN YAZGAN