Gunther Schuller's third stream: Story of an invented music style
Gunther Schuller ve 'Thırd Stream': Bir müzik türünün icat öyküsü
- Tez No: 870535
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ERAY ALTINBÜKEN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Müzik, Music
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2024
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Müzik Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Müzik Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 145
Özet
Amerika Birleşik Devletleri'nde 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkışından bu yana, esas olarak New Orleans'taki Afro-Amerikan toplumundan gelen caz müziği, doğası gereği her zaman bir füzyon olmuştur; karakteristiğini şekillendiren en önemli girdiler, genel olarak Afrika ritmik yapıları ve Avrupa armonisidir. Örneğin New Orleans cazı, minstrel, blues ve Fransız bando müziği dâhil birçok farklı müzikten öğeler barındırır. Caz, en azından erken dönemlerinde, etkilendiği farklı müziklerle ilişkili olarak tanımlanmamış ve ayrıksı bir müzikal gelenek olmayı başarmış olsa da yeni stilistik öğeler benimseme refleksini hiçbir zaman kaybetmemiş ve bu; caz geleneğinin, sürekli gelişimini sağlayan ve yirminci yüzyılın ilk yarısında neredeyse her on yılda bir yeni bir stil ortaya konulmasına sebep olan en karakteristik özelliklerinden biri olmuştur. Klasik müziğin ise, daha erken dönemlerinde çeşitli Avrupa halk müziklerinden etkilenmiş olsa da, geç on dokuzuncu yüzyıl ve erken yirminci yüzyıla gelindiğinde,“sanat müziği”olarak tanımlanmasının sınıfsal açıdan taşıdığı anlamlar göz önünde bulundurulunca, büyük ölçüde artık kalıcı bir tanıma ve kapsama kavuşmuş olduğu görülür. 20. yüzyılda hemen bütün sanatsal ve bilimsel alanlardaki gelişmelerde artan hız ile klasik müzik de bu değişim ve gelişim akımına katılır. Klasik müzikte zaten Geç Romantik dönemde sınırına ulaştığı kabul edilen tonal müziğin kalıplarının 20. yüzyılda tamamen yıkılıp“atonal”müzik pratiklerinin geliştiği, en azından son yüz yılda az rastlanmış bir yoğunlukta halk müzikleri etkilerinin arttığı; 4/4, 3/4, ve 6/8 gibi oldukça sık kullanılan tartımlar dışındaki karmaşık ritmik yapıların kullanıma girdiği ve birçok konvansiyon dışı icra pratiklerinin geliştiği görülür. Klasik müzikte yeni ortaya çıkan bu çağdaş uygulamalar, onu dış etkilere hiç olmadığı kadar açık kılar ve caz müziği de Stravinsky, Ravel, Debussy ve Bartók gibi birçok besteci için başlıca cazibe odaklarından biri haline gelir. Kısacası, klasik müzik ve caz arasındaki alışveriş cazın ortaya çıktığı ve klasik müziğin kalıplarının alabildiğine esnetildiği yirminci yüzyılın başlarına kadar uzanmaktadır. Besteci, profesyonel kornist, eğitmen, eleştirmen, yazar ve yayıncı olarak çok farklı dallarda çalışmış olan Gunther Schuller'in ortaya attığı“Third Stream”ise hem klasik müzik hem de cazdan öğeler barındırmasına rağmen her ikisinden de ayrıksı durmayı hedefleyen bilinçli bir çabanın ürünü olmasıyla kendisinden önce gelmiş etkileşimlerden ayrı bir konumda durmaktadır. Schuller,“birinci akım”olarak değerlendirdiği klasik müziğin besteleme teknikleri ile“ikinci akım”olarak değerlendirdiği cazın doğaçlamaya dayalı yapısı ve ritmik dinamizmini ve inceliklerini karıştırıp ne biri ne de öteki olan, her ikisinin ortasında bir“üçüncü akım”, yani“Third Stream”, ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu tez; Schuller'in her iki türden öğeleri bir araya nasıl getirdiğini kompozisyonel bir bakış açısıyla araştırmayı hedeflemektedir. Bestecinin müzikal amaçlarına ulaşmak için kullandığı çeşitli besteleme yöntemleri incelenecek, bunu yaparken, iki müziği karıştırmanın doğasından kaynaklanan, olası zorluklar tanımlanacak ve Schuller'in bunları aşmak için ne gibi yöntemler uyguladığı mercek altına alınacaktır. Bunun için, Schuller'in caz ve klasik müzik enstrümanları ile müzisyenlerini barındıran karışık enstrümantasyona sahip üç eseri; form ve armoni açılarından analiz edilecek, bunu gerçekleştirmek için ise atonal armoni ve caz armonisi alanlarına ait farklı ve çeşitli analitik yöntemler kullanılacaktır. Analiz edilecek eserlerden ilki; Schuller'in piyano, vibrafon, davul ve kontrbastan oluşan caz dörtlüsü ile iki keman, viyola ve çellodan oluşan klasik yaylı dörtlüsü için yazdığı Conversations adlı müziktir. İkinci eser ise, Gunther Schuller'in, tanınan caz bestecisi ve piyanisti Thelonious Monk'un Criss Cross isimli parçasının üstüne yazdığı dört adet çeşitlemeden oluşmaktadır. Eserin çalgılaması üç üflemeli çalgı, caz ritim grubu ve yaylı dörtlüsü içermektedir. Üçüncü ve son eser“Caz Dörtlüsü ve Orkestra için Çeşitlemeler”başlığını taşımaktadır ve ilk eserdeki aynı caz dörtlüsü kadrosu bu kez senfoni orkestrası ile çalgılamada yer almaktadır. Farklı ölçekte çalgı grupları için yazılmış bu eserler, Schuller'in bahsedilen pratik ve teknik zorluklar ile farklı çalgı kombinasyonları bağlamında nasıl başa çıktığını sergilemek için seçilmiştir. Form ve armoni analizleri, önceki bölümlerde açıklanan, konunun arka planına dair araştırmalar ve bir takım karşılaştırmalı tartışmalar ile desteklenmiştir. İlk olarak, tezin ikinci bölümünde, caz ve klasik müziğin 20. yüzyılın ilk yarısındaki tarihsel gelişimi ele alınacaktır. Caz, on dokuzuncu yüzyılın sonları ve yirminci yüzyılın başlarındaki doğumundan itibaren; ragtime, New Orleans ve dixieland,“swing”dönemi, modern cazın başlangıcı sayılan“bebop”, Third Stream'in başlıca ilham kaynaklarından biri olan“cool”caz,“hard bop”, serbest caz ve füzyon olmak üzere 1960'lara kadarki gelişimi çerçevesinde ele alınmıştır. Klasik müzik ise on dokuzuncu yüzyılın sonlarında geç Romantik müziğin durumu, tonalitenin geldiği sınırlar ve müziğin gittikçe kromatikleşmesini takiben Schoenberg ile öğrencileri Webern ve Berg'in başını çektiği dizisel müzik ve 12-ton müziğinden, Stravinsky'nin politonalitesinden ve karmaşık ritmik yapılarından, Bartók'un halk müziği etkilerinden ve müziğinde ulusalcı akımların etkisinden bahsedilecektir. Daha sonra tekrar Amerika Birleşik Devletleri'ne odaklanılıp çağdaş klasik müziğin orada nasıl başladığı ve geliştiği özetlenecek, bu çerçevede Charles Ives, Aaron Copland, George Gershwin ve Leonard Bernstein'a değinilecek, son olarak dönemin yaygın etkiye sahip akımlarından biri olan neo-klasisizm'den bahsedilecektir. Klasik ve caz müziklerinin doğasını ve gelişimini anlamak; hem ikisinin karışımını yaratmayı amaçlayan Third Stream'i anlamak için hem de bu kavramın ortaya atıldığı dönemde her iki müziğin mevcut durumunu görmek açısından önemlidir. Üçüncü bölümde, öncelikle, Third Stream'den önce klasik müzik ve cazın birbirini nasıl etkilediği ve ne tür melez uygulamaların yapıldığı incelenmektedir. Third Stream'in, kendisinden önceki melez müzik türlerinden nasıl ayrıldığını ve bu çalışmada, Schuller'in müziği özelinde, incelenmeye değer görüldüğünü anlamak için bu tartışma önemlidir. Aynı bölümde Gunther Schuller'in biyografisinden de kısaca bahsedilecektir. Schuller'in, Third Stream müziğini ortaya atmaya giden yoldaki ilham kaynakları, müzikal yaşantısı, her iki müzik dünyasında da içinde bulunduğu oldukça çeşitli proje ve görevlerin müzikal fikirlerine etkisini anlamak için bu biyografik anlatım da gerekli görülmüştür. Analizlere altyapı oluşturan iki temel tartışma yürütülecektir. Bunlardan birincisi; Gunther Schuller'in 1957 yılında Brandeis Üniversitesi'ndeki bir seminerde ilk defa sözlü olarak yaptığı, daha sonra 1961'deki bir makalesinde ilk kez yazılı olarak ortaya koyduğu“Third Stream”tanımlamasıdır. Bu tanıma, sonraki birkaç on yıl boyunca Schuller'in yaptığı çeşitli açıklamalar, beraberinde değişen tanımlar ve bestecinin yakın çevresindeki diğer meslektaşlarının bu tanım ve konseptin çerçevesine yaptıkları katkıların karşılaştırmalı bir tartışması da eklenmiştir. Bu tartışmada Third Stream'in başladığı 1950'ler ve New England Konservatuvarında kurulan“Third Stream Bölümü”yle kurumsallaştığı 1980'ler arasındaki değişen tanımlara bakılacak, bazı çelişkilere dikkat çekilecektir. Analizlere temel oluşturan ikinci nokta ise Third Stream'e getirilen çeşitli eleştirileri kapsar. Bu eleştiriler de hem birbirleriyle karşılaştırılarak hem de Schuller'in bir takım açıklamaları göz önünde bulundurularak tartışılacaktır. Bu eleştirilerin geneli, Third Stream kavramının sosyal, kültürel ve tarihsel bagajıyla ilişkilidir. Caz müziğinin Afrikalı-Amerikalılar tarafından ortaya konmuş ve genel olarak onlar tarafından yapılan bir müzik geleneği olarak gelişim göstermiş olması, Amerika Birleşik Devletleri'nin Afrikalı-Amerikalıları sistematik olarak köleleştirmiş olduğu gerçeği ve Gunther Schuller'in beyaz bir klasik müzik bestecisi olarak görünürdeki ayrıcalıklı konumu; dönemin ve ülkenin şartları göz önünde bulundurulduğunda, Third Stream'in cazı klasik müzik ile birleştirme teşebbüsünü tartışmalı bir noktaya taşımaktadır. Tüm bu tartışmaların önemi kabul edilmekle birlikte, bu konuların hakkıyla ele alınabilmesi için gereken sosyoloji, müzikoloji ve kültür teorisiyle ilgili geniş kapsamlı araştırma ve tartışmalar, bu tezin kapsamı dışında kalmaktadır. Bu sebeple bütün bu tartışmalar ilgili alanlarda çalışan akademisyenlerin gelecek çalışmalarıyla alana yapacakları katkılara bırakılmış ve bu tezin çerçevesi, Gunther Schuller'in Third Stream müziğinin bestecilik yöntemi açısından, iki türün öğelerini karıştırırken kullanılan yöntemler ve melezleme mekaniğinin incelemesi şeklinde belirlenmiştir. Bahsedilen eleştirel yaklaşımlara ise sadece bu çerçeve dâhilindeki incelemelere katkı sağlayacağı ölçüde yer verilmiştir. Müzikal analizler bütün bu inceleme ve tartışmaların ışığında, yukarıda belirtilen çerçeve kapsamında yapılacaktır. Form ve armoni analizleri için, bir takım çeşitli analitik araçların kullanılması uygun görülmüştür. Schoenberg'in ortaya koyduğu dizisel ve 12-ton müziğinin analizinde kullanılan temel yaklaşımlar ve standart caz repertuvarındaki parçaların yaygınlıkla içerdiği armonik yapıları incelemek için kullanılan caz şifresi ve romen rakamı temelli armoni analizi yöntemlerinden bu çalışmadaki analizlerde beraber ve etkileşimli şekilde faydalanılmıştır. Bu araçlar arasındaki en büyük fark, kuşkusuz, biri atonal bir müziği açıklamaya çalışırken diğerinin büyük bir kısmı tonal/fonksiyonel armoniye dayalı bir müziğe odaklanmasıdır. Sadece bu çok farklı analitik yöntemlerin beraber kullanılması gerekliliği bile Third Stream'in kendine özgü müzikal dili hakkında çok şey söylemektedir. Armonik analizde eserlerin ölçü ölçü tamamını tartışarak niceliğe odaklanmak yerine Schuller'in yaklaşım ve yöntemlerini en iyi sergileyen kısım ve pasajları seçerek bunları mercek altına almak yoluna gidilmiştir. Ayrıca analiz için seçilen parçalar, konsepti ortaya koyan Gunther Schuller'in besteleriyle sınırlı tutulmuş; görüleceği üzere yıllar içinde değişiklik gösteren ve kimi zaman birbiriyle çelişen Third Stream tanımlamaları sebebiyle, hangi müziğin Third Stream olarak kabul edileceği tartışması müzikolojik bir stil ve tür tartışmasına kapı açacağından ve bu tezin çerçevesinin dışında kalacağından, Third Stream ile bağlantılı diğer müzisyenlerin sadece görüşleri, açıklamaları ve Third Stream'e sundukları kavramsal katkılara yer verilmiş, analiz sadece Schuller'in eserlerine odaklanmıştır. Tezin sonucunda müzikal analizler, öncesinde sunulmuş materyalle ilişkili olarak tartışılmıştır. Third Stream'e yönelik eleştirilerin analiz edilen parçalar özelinde müzik üstünde de delillerine rastlanan veya müzik üstünde etkisi görülmeyen noktalara işaret edilmiş ve son olarak konuyla ilgili gelecekte yapılabilecek akademik ve sanatsal çalışmalar için bir takım konular ve odak noktaları önerilmiştir.
Özet (Çeviri)
Since its emergence in the United States in the early 20th century, coming mainly from the African-American community in New Orleans, jazz music has always been inherently a fusion, the most prominent inputs that shaped its characteristics being, broadly put, the African rhythmic structures and European harmony. New Orleans jazz, for one, featured elements from many musics, including minstrels, French marching bands and blues. Jazz, at least in its earlier times, has been seldomly defined in relation to its individual influences and came to be an established branch of musical tradition in its own right early on in its development. Yet, adopting new stylistic elements became a characteristic feature of the tradition throughout its later advancements, which functioned to drive it forward and led to the emergence of a distinctive style almost every decade throughout the first half of the 20th century. Classical music, however, despite that its earlier forms were very much influenced by a variety of European folk musical styles, by the late 19th century and early 20th century, was rather a fixed entity, being defined largely as“art music”belonging mostly to the elite. With the fast-paced advancements in virtually all artistic and scientific areas that came in the 20th century, classical music would also be carried away by the strong currents of change and innovation. It would develop non-tonal practices, be influenced by folk music more than at least the past century, utilize complex rhythmic textures other than the most common ones such as 4/4, 3/4 and 6/8 and develop many unconventional performance practices merely in a few decades of the century. While contemporary practices and techniques were opening up to outer influences more than ever, jazz has constituted a prime attraction for many composers like Stravinsky, Ravel, Debussy and Bartók. In short, the trade between classical music and jazz was never a new notion. Third Stream, a term coined by the composer Gunther Schuller in a lecture he gave at Brandeis University in 1957, stands out among earlier confluences as being a conscious attempt at bringing the two traditions of music together to shape a third one, drawing elements from both but distinctive from either in its own right. He attempted to fuse compositional tools of contemporary classical practices, which is the first stream, with the improvisational nature and rhythmic subtleties of jazz, being the second stream, and produce a“third stream”that was neither one or the other but one that was in the midway. This thesis aims to examine the ways in which Third Stream combined certain elements from both kinds of music. It will look into the compositional tools Schuller used to achieve his musical objective, define the technical hardships faced while doing this and investigate how the composer attempted to solve these. To do this, musical pieces written by Schuller that make use of mixed instrumentation consisting of jazz and classical instruments and musicians, will be formally and harmonically analyzed, by utilizing several analytical tools. These analyses will be supported first by research regarding the historical development of both jazz and classical music, a short survey of the hybridization of the two that took place before Third Stream and a look at the biography of Gunther Schuller himself, to understand personal aspirations, musical, social and personal background that led to his coining the concept. The main discussion, however, will be a comparative one about the definition of the Third Stream and its development in the following decades in reference to several statements by Schuller and his close circle of colleagues who adopted the concept in their music, followed by discussion on several criticisms it received by other scholars. The thesis will be concluded with a brief discussion that will relate the previous material to the musical analysis of the three selective pieces, by pointing out the aspects that the criticisms remain strong and those that they lack. Lastly, several suggestions for future academic and artistic research will be shared.
Benzer Tezler
- Çağdaş Alman sahne tasarımcılarından; Günther Schneider-Siemssen'in sahne tasarımına getirdiği boyutlar
Modern German stage desinger Günther Schneider-Siemssen and the innovation he brought stage desing world
MELAHAT ÇEVİK
Yüksek Lisans
Türkçe
2007
Sahne ve Görüntü SanatlarıDokuz Eylül ÜniversitesiSahne Sanatları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. DENİZ MUTLU
- Zeitgeschichte in den romanen von Heinz Günther Konsalik von 1985-1996
Heinz Günther Konsalik'in (1985-1996 yılları arasındaki) romanlarında günümüz olayları
İ. AND UYANIK
Doktora
Almanca
1999
Alman Dili ve EdebiyatıGazi ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
PROF. DR. ZEKİ CEMİL ARDA
- Else Günther als Kinderbuchautorin und ihr Beitrag zur interkulturellen Erziehung
Çocuk kitabı yazarı olarak Else Günther ve onun kültürlerarası eğitime katkısı (Else Günther as a children's book autor and hercontribution to intercultural education)
HALİME YEŞİLYURT
Doktora
Almanca
2020
Alman Dili ve EdebiyatıNecmettin Erbakan ÜniversitesiYabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ OSMAN ÖZTÜRK
- Der gesellschaftliche einfluss der digitalisierung und dessen kritik in bezug auf das werk 'Günther hat sein Käsebrot fotografiert. 342 Freunden gefällt das: Über den sozialen Niedergang durch Smartphones und die Digitalkultur' von Andreas Hock
Andreas Hock'un 'Günther hat sein Käsebrot fotografiert. 342 Freunden gefällt das: Über den sozialen Niedergang durch Smartphones und die Digitalkultur' adlı eseri bağlamında dijitalleşmenin toplumsal etkisi ve eleştirisi / Andreas Hock's 'Günther hat sein Käsebrot fotografiert. 342 Freunden gefällt das. Über den sozialen Niedergang durch Smartphones und die Digitalkultur' the social impact and criticism of digitalization in the contextof his work.
ŞAFAK ACAR
Yüksek Lisans
Almanca
2022
Alman Dili ve EdebiyatıSelçuk ÜniversitesiAlman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YILMAZ KOÇ
- Kindererziehung und erziehungsstile in den behandelten werken von Else Günther
ALman yazar Else Günther'in eserlerinde çocuk eğitimi ve ebeveyn tutumları
YASEMİN ERDOĞAN
Yüksek Lisans
Almanca
2018
Alman Dili ve EdebiyatıNecmettin Erbakan ÜniversitesiYabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ OSMAN ÖZTÜRK