Geri Dön

Variation of metaphor interpretation and aptness of speakers of English with different cultural backgrounds

Farklı kültürel geçmişten gelen İngilizce konuşanların metaforu anlama yatkınlığındaki ve yorumlamasındaki çeşitlilik

  1. Tez No: 872025
  2. Yazar: EBRU ŞEN
  3. Danışmanlar: DR. DERYA ORUÇ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Eğitim ve Öğretim, Education and Training
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Medeniyet Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Yabancı Diller Eğitimi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İngiliz Dili Eğitimi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 130

Özet

Geleneksel olarak teoriler metaforu dilde bir aykırılık olarak görür ya da tamamen dilsel bir durum olarak vazgeçilebilir olarak tanımlar (Fan, 2018). Bilişsel dilbilimsel görüş ise metaforların dilsel yapılardan daha fazlası olduğu, düşünceyi etkileyen deneyim ve motivasyona dayandığı fikrini destekler (Lakoff ve Turner, 1989). Bununla birlikte, metaforlar insanların dünya anlayışlarını yansıttığı ve şekillendirdiği için kültürlerimizin şekillendirildiği sosyal bağlamlarda önemlidir (Su, 2002). İnsanların kültürel inanç ve normlara sahip olması belirli bir gruba ait olma duygusu kazanmalarını sağlayabilir. Modern metafor görüşünün ortaya çıkmasından sonra metaforların nasıl anlaşıldığı konusu üzerinde durulmaya başlanmıştır. Metaforun anlaşılmasıyla ilgili bir kavram olan metafor yatkınlığı, kültürel değer ve düşüncelerden etkilenebilmektedir. Örneğin doğaya ilişkin metaforlar, doğaya saygı duyulan ve kutsal sayılan kültürlerdeki insanlar tarafından anlamlı fikirlerin ifade edilmesinde bu metaforlara daha yatkın olabilir ve bunları daha çok tercih edebilir (Kövecses, 2005). Öte yandan, teknoloji ve gelişmeye ilişkin metaforlara, teknolojik başarıya yüksek değer veren toplumlardaki bireyler daha yatkın olabilir. Örneğin, Eskandari ve Khoshsima (2021), sadece İngilizce konuşanların bazı metaforları anlamaya daha yatkın olduğunu, Farsça ve İngilizce konuşanların ise anlamaya daha az yatkın olduğunu bulmuş ve bunun katılımcıların ülkelerinin dünya anlayışlarını etkileyen coğrafi özelliklerinden kaynaklanabileceği sonucuna varmıştır. Kültürlerarası iletişim, metafor kullanımı ve algısındaki kültürel farklılıklardan önemli ölçüde etkilenir. Yanlış iletişim, metaforların farklı kültürel kökenden gelen insanlar tarafından yanlış yorumlanmasından kaynaklanabilir. Metaforlar dilde, düşüncede ve söylemde çok yaygın olduğu için, genel olarak iletişim gibi kültürlerarası iletişimin de metaforlar tarafından hem desteklenmesi hem de engellenmesi muhtemeldir. Musolff (2014) farklı kültürlerden katılımcıların tamamının daha önce ele alınan temaya ilişkin açıklamalarında“devlet bir insan vücududur”metaforuna yer verdiklerini ancak metafora bakış açılarının Batı ve Doğu kültürü arasında farklılık gösterdiğini tespit etmiştir ve metafor anlayışının kültürlerarası iletişimde yanlış anlaşılma nedenlerinden biri olabileceği sonucuna varmıştır. Metaforlar, dil öğrenenlerin dil öğrenirken karmaşık fikirleri anlamalarına yardımcı olsa da bazı bağlamları anlamayı zorlaştırdığı için dil öğrenenler için ayrıca bir kafa karışıklığı kaynağıdır. Littlemore ve Low'e göre (2006) ikinci dil öğrenenler hedef dildeki yeterliliklerine rağmen, tipik olarak mecazi dili anlamakta zorlanırlar çünkü bu durum normları, kültürel çıkarımları ve mecaz dil bilgisini içeren“ana dil yeterliliği”yetersizliğinden kaynaklanır. İngilizce doğru kullanıldığında çeşitli gruplar arasında iletişimi ve anlayışı teşvik eder. Bir araç olarak metafor, mesajların ilgili durumlarda iletilmesini sağlayarak iletişimi daha da geliştirir. Konuşmacıların zor kavramları veya duyguları açık ve öz bir şekilde aktarmalarına olanak tanırken iletişimin etkisini arttırdığı için etkili İngilizce kullanımını kolaylaştırır (Lakoff ve Johnson, 1980). Bununla birlikte, dilsel ve kültürel farklılıklar anlayışı ve yatkınlığı büyük ölçüde etkileyebileceğinden, kültürlerarası iletişimde metaforların yorumlanması daha karmaşık hale gelir (Charteris-Black, 2004). Yapılan birçok araştırma, bazı metaforların farklı kültürlerden insanlar tarafından aynı anlamda anlaşıldığını, bazı metaforların ise bazı gruplar tarafından farklı şekilde anlaşıldığını ortaya koydu (Alqarni, 2022; Quy, 2016). Bu nedenle metaforların tam olarak anlaşılmaması iletişim bozukluğuna neden olabilir. Ayrıca dil yeterliliği, bilişsel tarzlar ve sosyokültürel arka plan gibi çok çeşitli bireysel ve bağlamsal değişkenler, insanların metaforları ne kadar anladıklarını etkiler (Sharifian, 2017). Bu sebeple, çok kültürlü ve çok dilli ortamlarda, kültürlerarası iletişim becerilerini geliştirmek ve kültürel farkındalığı teşvik etmek için bu öğelerin metafor anlayışıyla nasıl etkileşime girdiğini anlamak çok önemlidir (Lakoff ve Johnson, 1989). Bu çalışma, metafor yatkınlık analizi yoluyla metaforun anlaşılmasına ilişkin bazı detayları yakalamayı amaçlamaktadır. Araştırmanın bu analizi, metaforların anlaşılmasında önemli bir faktör olarak metafor yatkınlığında kültürlerarası çeşitliliği incelemeyi amaçlamaktadır. Katılımcıların yatkınlıkları arasında olası farklılıklara ulaşılması hedeflenmektedir. Ayrıca bu çalışmayla dil öğretimine yönelik faydalı çıkarımlar elde edilmesi amaçlanmaktadır. Bu araştırma, bu değişkenlerin metafor kavrayışını nasıl etkilediğine ışık tutarak dilbilim ve bilişsel bilim anlayışımızı ilerleteceği öngörmektedir (Chiu vd., 2011; Kövecses ve Szabco, 1996). Bu incelemenin sonuçlarının uluslararası iş görüşmeleri, kültürlerarası iletişim ve dil eğitimi alanlarında uygulamaları olabilir. Çalışma, farklı kültürel kökenden gelen üniversite öğrencilerinin metafor kabul edebilirliğini, yorumlamasını ve üretimini karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Metaforun kabul edilebilirliğinin karşılaştırılması iki ölçek aracılığıyla, metafor üretimi ise yarı yapılandırılmış görüşmede anket yoluyla ölçülmüştür. Görüşme, araştırmacının planlanandan daha fazla soru sormak yerine yalnızca katılımcıların anlamakta zorlandığı kelimeleri açıkladığı veya anlaşılmadığında ne demek istediklerini açıklamalarını istediği için yarı yapılandırılmış bir görüşmedir (Dursun, 2023; Patten ve Newhart, 2018). Bu çalışma tanımlayıcı ve ilişkisel bir tasarıma sahiptir. Ayrıca katılımcıların metafor kabul edilebilirlik dereceleri ile paralel ilişkileri kabul edilebilirlik dereceleri arasındaki ilişkiyi incelediği için ilişkisel araştırmanın özelliklerini gösterir. Karma bir metodoloji kullanılan bu çalışmada, hem nicel (kapalı uçlu) hem de nitel (açık uçlu) kaynaklardan veri toplandı ve incelendi (Creswell, 2015). Katılımcılar Ankara'da özel bir üniversitede bölümlerini İngilizce okuyan 40 lisans öğrencisidir. Katılımcıların, bölüm eğitimine başlamadan önce kendi okullarındaki hazırlık eğitimini orta veya orta üstü yeterlilik düzeyinde tamamlamış olmaları veya TOEFL gibi uluslararası bir dil sınavından orta-üstü puan almaları nedeniyle İngilizce yeterliliklerinin orta veya orta-üstü olduğu varsayılmaktadır. Seçilen okulda sayılarının fazla olması nedeniyle İran, Nijerya, Suriye ve Türkiye ülkelerinden birinde büyüyen öğrenciler çalışmaya davet edilmiştir. Çalışmaya uyrukları dikkate alınarak davet edilmişlerdir. Çalışmaya her uyruktan 10 öğrenci katılmıştır. Araştırmada demografik ve eğitim bilgileri, paralel ilişki üretimi testi (PİÜT), metaforun kabul edilebilirliği ölçeği (MKÖ) ve paralel ilişkilerin kabul edilebilirliği ölçeği (PİKÖ) ile ilgili verileri elde etmek için dört araç kullanılmıştır. Metafor üretimi aracındaki her bir madde, katılımcılardan verilenle aynı hissi veren veya aynı anlama gelen başka bir ilişki bulmalarını ister. Örneğin,“Rüşvet ile toplum arasındaki ilişki ________ ile _________ arasındaki ilişkiye benzer”. Yarı yapılandırılmış görüşmede bu araç kullanılmıştır. Katılımcıların ürettikleri ilişkileri testteki ilişkilerle neden ve nasıl karşılaştırdıkları net olmadığında araştırmacı,“Neden böyle düşünüyorsunuz? ”ve“Hangi alan hangisine benziyor?”sorularıyla bunu açıklamalarını istemiştir. Sorular, katılımcıların alanlarla ilgili özellik tercihlerine ilişkin daha fazla fikir edinmek amacıyla sorulmuştur. Metafor kabul edilebilirliği ölçeğinde, ilişkiler bağlamsal cümlelerle verilmiş ve metafordaki iki alanın karşılaştırılması doğrudan parantez içinde verilmiştir. Örneğin, ölçeğin bir maddesi“Rüşvet hastalığı bu ülkede o kadar yaygın ki ondan kurtulmak çok zor (rüşvet bir hastalıktır)”şeklindedir. Bu ölçekteki maddelerdeki aynı ilişkiler, katılımcıların metafor kabul edebilirliği ve paralel ilişkileri kabul edebilirliği arasında bir ilişki olup olmadığını ölçmek için katılımcıların bu iki ölçeklerdeki maddeleri puanlamaları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını göstermek için kullanılmıştır. Paralel ilişkilerin benzerliğini ölçmek için kullanılan ölçek, katılımcıların iki farklı ilişkiyi karşılaştırarak benzerliklerini ölçmelerini gerektiren maddelerden oluşur. Örneğin, ölçeğin bir maddesi“Rüşvet ile toplum arasındaki ilişki, hastalık ile insan arasındaki ilişkiye benzer”dir. Katılımcılardan PİÜT'teki ilişkilerle eşleşen ilişkileri ürettikten sonra MKÖ'deki ve PİKÖ'deki maddelerin kabul edilebilirliğini derecelendirmeleri istenmiştir. Nicel verilerin hem güvenirlik ve geçerlilik kontrolü hem de analizi için Sosyal Bilimler İstatistik Paketi (IBM SPSS İstatistik 23.0 yazılımı) kullanılmıştır. Milliyet ve ana dil faktörlerine göre MKÖ puanlamalarında anlamlı farklılık olup olmadığını belirlemek için Kruskal Wallis H uygulanmıştır. Yaş, cinsiyet, İngilizce eğitim ve konuşma yılı ve günlük İngilizceye maruz kalma düzeyi değişkenlerinin etkisine ilişkin olarak çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Son niceliksel analiz, MKÖ ve PİKÖ maddeleri arasında anlamlı bir korelasyon olup olmadığını kontrol etmek için Spearman Korelasyon Analizi kullanılmıştır. Nitel veri analizini gerçekleştirirken araştırmacı analiz aracı rolünü üstlenerek temalara karar vermiştir (Starks ve Trinidad, 2007). Araştırmacının analizinin güvenilirliğini arttırmak için, Lincoln ve Guba'nın (1989) çalışmasında önerildiği gibi bir akran araştırmacının bilgilendirmesi sağlanmıştır. MKÖ'nün istatistiksel analizi, farklı kültürel kökenden gelen katılımcıların bir madde hariç tüm metaforlara metafor uygunlukları arasında istatistiksel bir anlamlılık ortaya koymamıştır. Türk ve Nijeryalı katılımcıların derecelendirmeleri arasında bir maddede istatiksel olarak önemli bir fark olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca bu araştırmanın kaynağı olan Eskandari ve Khoshsima'nın çalışmasında (2021) derecelendirme ortalamaları karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada derecelendirme farklılıkları istatistiksel olarak farklılık göstermese de, her grubun derecelendirmelerin ortalamaları Eskandari ve Khoshsima'nın çalışmasında olduğu gibi farklılık göstermiştir. Bu farklılıklar metafor yatkınlığında kültürel altyapıya bağlı olarak farklılıklar görüldüğünü desteklemektedir. Değişkenlerin metaforun kabul edilebilirliği üzerindeki etkisi incelendiğinde, günlük maruziyetin birinci, ikinci, beşinci ve yedinci metaforların kabul edilebilirlik derecesi üzerinde etkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca dördüncü maddenin kabul edilebilirlik puanında İngilizce konuşma süresinin önemli bir değişken olduğu bulunmuştur. Katılımcıların yaşı ve daha önce yurtdışında yaşama deneyimleri, sırasıyla üçüncü ve dördüncü maddelerin yatkınlığında etkili bulunmuştur. Dolayısıyla kelimeleri veya metaforları duyma sıklığının metafor yatkınlığını etkiliyor olabileceği düşünülmüştür. Metafor kabul edilebilirliği ile paralel ilişkiler kabul edilebilirliği derecelendirmeleri arasında altıncı maddeler hariç tüm maddelerde pozitif yönde bir ilişki bulunmuştur. (MKÖ 6= öfke bir patlamadır, PİKÖ 6= Öfke ile insan arasındaki ilişki bir patlama ile bir yanardağ arasındaki ilişkiye benzer). Bunun nedeni, herkes tarafından çok dikkat çeken ve bilinen bir kavram olan“öfke”kavramının bireysel deneyim farklılıklarından kaynaklanıyor olabileceğidir. Araştırmanın sonuçları, kolayca etkinleştirilebilen ilişkiler bir metaforun temeli olduğunda, metaforun yüksek derecede kabul edilebilirliğe (6. hariç) ve dolayısıyla daha yüksek bir yatkınlığa sahip olduğunu göstermiştir, ki bu da Eskandari ve Khoshsima'nın (2021) bulgularıyla tutarlıdır. Bu nedenle, metaforun kabul edilebilirliği dışında bu ölçekler arasındaki korelasyon da metaforların yatkınlığını kanıtlamaktadır, ancak kültürel geçmişlerinin bu yatkınlıkta istatistiksel bir fark oluşturmadığı bulunmuştur. Katılımcıların (PİÜT'te) paralel ilişkiler kurmak için ürettikleri ilişkilerin temaları kültürel geçmişlerine göre farklılık göstermemiştir. Verilen ilişkilere uygun olarak üretilen ilişkilerin bazı ortak özelliklerinin olup olmadığını görmek için temaların anlam odağının kontrol edilmesi faydalı olabileceği için ilişkiler arasındaki temel çıkarımlar kontrol edilmiştir. Bunu yaparken kelimelerin özellikleri ve imaları dikkate alınmıştır. Özelliklerin sınırlı gruplara ayrılabileceği bulunmuştur. Metafor aracı ve konusundaki bazı özelliklerin öne çıktığı ve metaforu daha uygun hale getirdiği kanıtlanabilmektedir. Bu özellikler temalarına ve odak noktalarına göre sınıflandırılabilse de katılımcıların kültürel geçmişine göre sınıflandırılamamıştır. Dil öğrenenlerin metafor yatkınlığını geliştirmek için, öğrencilerin kendi metaforlarını bulmalarını gerektiren rol yapma etkinlikleri, onları kültürel açıdan daha bilinçli hale getirebilir ve eşleştirmeler hakkında düşünmek üzere eğitilecekleri için metafor yatkınlığını geliştirebilmektedir. Dil öğretmenleri, öğrencilerin metaforların temel özellikleri hakkında daha bilinçli olmalarını sağlamak ve öğrencileri dilin kültürüne daha aşina olmalarını sağlamak için öğrencilerin yanlış metafor kullanımına ilişkin açık geri bildirim verebilir. Kültürel farklılıklara ilişkin gelecekteki metafor yatkınlığı çalışmaları, bu perspektifler (dil ve kültür) arasındaki etkileşimi daha iyi anlamak için hem sosyoloji hem de dilbilim araştırmacıları tarafından analiz edilebilir; çünkü dil, kültürün şekillenmesinin bir nedeni olabileceğinden, yalnızca dil kültürü işaret etmek için yeterli olmayabilir. Sonuçların daha iyi analiz edilebilmesi için katılımcı sayısı artırılabilir ve kültürel çeşitliliğin daha iyi anlaşılması için daha az çok-kültürlü ülkelerden katılımcı dahil edilebilir.

Özet (Çeviri)

The role of metaphor in language and communication has long sparked researchers' interest particularly concerning its cross-cultural and linguistic dynamics. Metaphors serve as powerful tools in conveying complex ideas, yet their aptness and acceptability may vary depending on cultural and linguistic factors. This research studies the intricate relationship between cultural and linguistic factors and metaphor aptness through the participants' metaphor acceptability. Additionally, it aims to reveal any differences related to metaphor aptness regarding demographic and linguistic variables. Moreover, it is aimed to analyze whether and to what extent there is a correlation between the acceptability of metaphor acceptability and parallel relationship acceptability. The last purpose is to analyze any differences related to metaphor production regarding cultural background of the participants, offering insights into how metaphors reflect cultural conceptualizations. In the study, data were collected from 40 university students who studied in Turkey at the data collection time. Participants were divided into four groups according to their nationalities (Iranian, Nigerian, Syrian, Turkish). Each group included 10 participants. Data were collected through three tools. First, the participants produced relationships similar to the relationships given in the test. Later, they were asked to rate the acceptability of the metaphors on a scale. These judgements were analyzed as their aptness of the metaphors in the scale. Lastly, they rated the similarity of two different relationships. The analyses of the quantitative data were done through Statistical Package of Social Sciences (SPSS 23.0). It was found that there was no statistically important difference in metaphor acceptability of participants except in one of the items which was rated significantly differently by the Nigerian and Turkish participants. However, there were differences between the mean scores of each group, and this might signal a difference in the acceptability and indirectly an aptness difference in levels. Daily exposure to English, years of speaking English, living abroad before and age were found to be statistically significant predictors of some of the judgements of participants on metaphor acceptability. Except for one item, a positive correlation was found between the acceptability of metaphors and acceptability of parallel relationships. The analysis of the qualitative data revealed some meaning differences in the production of the relations, however, it was not possible to categorize them depending on the participants' cultural backgrounds.

Benzer Tezler

  1. The connection between space and time in the human mind: The role of language

    İnsan zihninde zaman ve uzamın bağlantısı: Dilin rolü

    YİĞİTCAN EMİR AKBUĞA

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2024

    PsikolojiKoç Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TİLBE GÖKSUN YÖRÜK

  2. حاشية شمس الدين محمد بن يوسف الكرماني على تفسير البيضاوي: (من الفاتحة الى الرعد (دراسة وتحقيق

    Şemseddin Muhammed b. Yusuf el-Kirmânî'nin Beydâvî Tefsiri Hâşiyesi (Fâtiha Suresinden Ra'd suresine kadar) İnceleme ve Tahkik

    SHAKIR MUDHHI HAMDI ALHARDANEE

    Yüksek Lisans

    Arapça

    Arapça

    2022

    DinÇankırı Karatekin Üniversitesi

    Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BURHAN ÇONKOR

  3. 10-14 yaş grubu öğrencilerinin beden eğitimi öğretmenine karşı metaforik algı düzeyinin araştırılması

    Investigation of 10-14 age group students level of metaphoric perceptionsfor physical education teachers

    BÜŞRA CİRİT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Eğitim ve ÖğretimAfyon Kocatepe Üniversitesi

    Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SEBİHA GÖLÜNÜK BAŞPINAR

  4. Lise öğrencilerinin sosyal adalet liderliği algı ve görüşleri

    High school students' perceptions and views of social justice leadership

    TANER TUNCER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve ÖğretimSivas Cumhuriyet Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SONER DOĞAN

  5. Okul öncesi öğretmenlerinin sınıf içi soru sorma faaliyetlerine yönelik pedagojik inanç sistemleri ve kavramları

    Pedagogical belief systems and concepts regarding the in-class questioning activities of preschool teachers

    KÜBRA CERGİBOZAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve Öğretimİstanbul Aydın Üniversitesi

    Temel Eğitim Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILMAZ SOYSAL