Geri Dön

Laparoskopik pankreatikoduodenektomisırasında aberrant hepatik arter varlığınınper-operatif ve post-operative sonuçlar üzerine etkisi

Laparoscopic pancreaticoduodenectomythe presence of aberrant hepatic artery duringeffect on per-operative and post-operative results

  1. Tez No: 872838
  2. Yazar: YILMAZ TÜRK
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. KÜRŞAT DİKMEN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 65

Özet

Giriş: Pankreasta kitle nedeni çoğunlukla malin nedenli olsa da benin nedenler de mevcuttur. Son yıllarda periampuller bölge de kitle görülme insidansı giderek artmıştır. Bunda görüntüleme yöntemlerinin gelişmesinin ve beklenen yaşam süresini uzamasının da etkisi vardır. Pankreatikoduodenektomi ameliyatı periampuller bölgede kitlesi olan hastalara uygulanan bir prosedürdür. Bu ameliyat laparoskopik olarakta gerçekleştirilebilmektedir. Laparoskopik Pankreatikoduodenektomi (LPD) ameliyatında diseksiyon karmaşık bir cerrahi girişimdir ve duodenum ile hepatoduodenal ligament çevresindeki anatomik ilişkiler ve vasküler varyasyonların kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını gerektirir. Hastaların yaklaşık %20'sinde süperior mezenterik arterden çıkan anormal bir hepatik arter (aHA) vardır. Prosedür boyunca zaten vasküler yapılara yanlışlıkla zarar verme riski taşımakta ancak aHA bulunması bu riski daha da artırmaktadır. Bu vasküler yapılara kazara zarar verilmesi, ameliyat sırasında veya ameliyat sonrasında kanamaya, biliyoenterik anastomozda kaçağa veya striktüre neden olabilir. Bu çalışmada amacımız LPD sırasında aberrant hepatik arter varlığının per-operatif ve post-operative sonuçlar üzerine etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı tarafından Kasım 2013 ve Kasım 2023 arasında 54 hasta dahil edilmiştir. Periampuller kitle nedeniyle laparoskopik pankreatikoduodenektomi yapılmıştır. Çalışma retrospektif olarak yapılmıştır. Hastalar aHA'i olanlar ve olmayanlar şeklinde iki gruba ayrıldı. Ancak tüm laparoskopik PD yapılan ve açık cerrahi yapılan hastaların verileri de değerlendirildi. Hepatik arter varyasyonlarının tipini sınıflandırmak için Michels Hepatik Arter Sınıflamasını kullandık. Gruplardaki hastaların demografik özellikleri, peroperatif ve postoperatif sonuçları karşılaştırıldı. ix Tablo 1. Aberrant hepatik arter tipleri Hasta sayısı, n Görülme sıklığı, % Replace sağ HA, SMA'dan çıkıyor (tip 3) 7 13.1 Aksesuar sağ HA (tip 6) 2 3.7 Common HA, SMA'dan çıkıyor (tip 10) 3 5.4 SMA, süperior mezenterik arter; HA, hepatik arter Bulgular: Toplam 12 (% 22,2) hastada aHA vardı. aHA tiplerinin görülme sıklığı tablo 1'de gösterilmiştir. aHA grubunda sadece 2 hastada diseksiyon sırasında arter yaralanması olmuştur. Bu hastada arter kalibrasyonunun dar olması sebebiyle onarım yapılamamıştır. Gruplardaki hastaların yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksleri bakımından farklılık yoktu. Ortalama ameliyat süresi grup 1 için 465±104 ve grup 2 için 360±60 dakikaydı (p=0.005) ve anlamlı fark vardır. Ortalama kan kaybı sırasıyla 210 (100-320) ve 286 (30-2500) ml idi (p=0.967). Gruplar arasında yoğun bakımda kalma ve hastanede kalma süreleri bakımından anlamlı bir fark vardı ve aHA olan hastalarda daha fazlaydı. İki grup arasında peroperatif ve postoperatif morbidite ve mortalite bakımından farklılık yoktu. İki grup arasında yapılan diseksiyonlar arasında fark yoktu. Sonuç: Periampuller bölge tümörlerinde tek seçenek hala PD'dir. Bu ameliyattaki morbiditeyi azaltmanın en etkin yollarından biri kapalı cerrahidir. Aberrant hepatik arter'i olan hastalarda pre-op görüntülemeler ile doğru tiplendirmenin yapılması ve cerrahinin tiplendirmeye göre planlanması esastır. Bu varyasyonların ameliyatın seyrine etkisi çok önemli olup ameliyat süresi ve hastanede kalış süresine etki etmektedir. Ancak aHA olan hastalarda rezeksiyon ve lenf nodu diseksiyonu açısından anlamlı fark yoktur. Dolasıyla sağkalım açısından da anlamlı fark olmayıp ileri takipler ile daha aydınlatıcı bilgiler edinilecektir.

Özet (Çeviri)

Introduction: Although the majority of pancreatic masses are malignant in nature, benign causes also exist. In recent years, there has been an increasing incidence of masses in the periampullary region. This can be attributed to advancements in imaging techniques and increased life expectancy. Pancreaticoduodenectomy is a procedure performed on patients with masses in the periampullary region. This surgery can also be conducted laparoscopically. Laparoscopic Pancreaticoduodenectomy (LPD) involves complex dissection and requires a comprehensive understanding of the anatomical relationships and vascular variations around the duodenum and hepatoduodenal ligament. Approximately 20% of patients have an aberrant hepatic artery (aHA) arising from the superior mesenteric artery. While there is already a risk of inadvertently damaging vascular structures during the procedure, the presence of aHA further increases this risk. Accidental damage to these vascular structures can lead to bleeding during or after surgery, bile-enteric anastomotic leakage, or strictures. The aim of this study is to investigate the impact of the presence of an aberrant hepatic artery during LPD on perioperative and postoperative outcomes. Materials and Methods: The study included 54 patients treated with laparoscopic pancreaticoduodenectomy for periampullary masses between November 2013 and November 2023 at the Department of General Surgery, Gazi University Faculty of Medicine Hospital. The study was conducted retrospectively. Patients were divided into two groups based on the presence or absence of aHA. However, data from all patients who underwent either laparoscopic PD or open surgery were also evaluated. We used Michels Hepatic Artery Classification to classify hepatic artery variations. Demographic characteristics, perioperative, and postoperative outcomes of patients in the groups were compared. xi Table 1. Types of aberrant hepatic artery Patient count Patient count, n Incidence, % Replace right HA, arising from SMA (type 3) 7 13.1 Accessory right HA (type 6) 2 3.7 Common HA, arising from SMA (type 10) 3 5.4 SMA, superior mesenteric artery; HA, hepatic artery Results: A total of 12 (22.2%) patients had aHA. The incidence of aHA types is shown in Table 1. In the aHA group, arterial injury occurred only in 2 patients during dissection. Repair could not be performed in these patients due to narrow arterial caliber. There were no differences in age, gender, and body mass index between the groups. The mean operation time was 465±104 minutes and 360±60 minutes, respectively (p=0.005), with a significant difference. The mean blood loss was 210 (100-320) ml and 286 (30-2500) ml, respectively (p=0.967). There was a significant difference in intensive care unit and hospital stay durations between the groups, with longer stays in patients with aHA. There were no differences between the two groups in terms of perioperative and postoperative morbidity and mortality. There was no difference in dissections performed between the two groups. Conclusion: Pancreaticoduodenectomy remains the only option for tumors in the periampullary region. One of the most effective ways to reduce morbidity in this surgery is through minimally invasive techniques. It is essential to accurately classify aberrant hepatic arteries using preoperative imaging and plan surgery accordingly. These variations significantly affect the course of surgery, influencing operation time and length of hospital stay. However, there is no significant difference in terms of resection and lymph node dissection in patients with aHA. Therefore, there is no significant difference in survival, and further follow-ups will provide more enlightening information.

Benzer Tezler

  1. Laparoskopik kolesistektomi operasyonu geçiren hastalarda üç farklı peep düzeyinin hemodinami, solunum mekaniği ve gaz değişimi üzerine etkilerinin karşılaştırılması

    Comparison of the effects of 3 different PEEP levels on hemodynamics, respiratory mechanics and elimination of volatile anesthetic agent in patients undergoing laparoscopic cholecystectomy

    HÜSNÜ MERT ARINALP

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bakanlığı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DR. GÜLŞAH KARAÖREN

    DR. ÖMER TORUN ŞAHİN

  2. Laparoskopik kolesistektomilerde pnömoperitonyumun solunum dinamiği, hemodinamik parametreler ve cerrahi memnuniyet üzerine etkilerinin değerlendirilmesi

    Pneumoperitoneum evaluation the effects of respiratory dynamics, hemodynamic parameters and surgical satisfaction in the laparoscopic cholecystectomy

    BEYZA KÜÇÜKÖZTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Anestezi ve ReanimasyonDokuz Eylül Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LEYLA İYİLİKÇİ KARAOĞLAN

  3. Laparoskopik bariatrik cerrahi operasyonlarında vücut kitle indeksinin solunum ve hemodinamik parametreler üzerindeki etkisinin incelenmesi

    The effects of bmi on respiratory and hemodynamic parameters in laparoscopic bariatric surgery: An observational study.

    AYŞE AYYILDIZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Anestezi ve ReanimasyonHacettepe Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALMILA GÜLSÜN PAMUK

  4. Laparoskopik Kolesistektomide Preemptif Uygulanan Lornoksikam ve Parasetamolün Postoperatif Analjezik Etkinliğinin Karşılaştırılması

    Comparison of The Analgesic Effects of Preemptive Lornoxicam and Paracetamol After Laparoscopic Cholecystectomy

    TUĞBA KARAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Anestezi ve ReanimasyonSağlık Bakanlığı

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    DR. TAMER KUZUCUOĞLU

  5. Laparoskopik kolesistektomi vakalarında serebral kan akımının ve serebral oksijenizasyonun transkranial doppler (TCD-USG) ve nırs ile değerlendirilmesi

    Evaluation of cerebral blood flow and cerebral oxygenation with transcranial doppler (TCD-USG) and nirs in laparoscopic cholecystectomy cases

    KADİR BUĞRA BAŞARAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Anestezi ve ReanimasyonBursa Uludağ Üniversitesi

    Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SUNA GÖREN