Geri Dön

Instrument development to evaluate the usability of OTT platforms

OTT platformlarının kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi için enstrüman geliştirme

  1. Tez No: 894798
  2. Yazar: MUHAMMED ÇAĞRI COŞKUN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ÇİĞDEM ALTIN GÜMÜŞSOY, DR. ÖĞR. ÜYESİ AYCAN PEKPAZAR
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Endüstri ve Endüstri Mühendisliği, Industrial and Industrial Engineering
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2023
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Endüstri Mühendisliği Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 166

Özet

İnsanoğlu yirmici yüzyılda başlayan ve yirmi birinci yüzyılın başından itibaren de daha hızlı bir gelişme gösteren ciddi teknolojik gelişmeler yaşamaya başlamıştır. Yirminci yüzyılda çeşitli teknolojiler sadece bir kesimin ulaşabileceği şekildeydi ancak günümüzde her türlü teknoloji artık her yaştan insanın hayatına girmiş durumdadır. Öyleki neredeyse insanoğlunun gerçekleştirdiği her türlü eylemin artık teknolojiye değen bir boyutu vardır. Özellikle akıllı telefon, akıllı televizyon gibi bir çok akıllı cihazın insanların hayatına girmesi ve insanların bu teknolojilerden fayda sağlaması, dijitale geçişi oldukça hızlandırmıştır. Bu dijital dönüşümde insanların ihtiyaçlarındaki değişimler, oldukça etkili olmuştur. Çünkü son yıllarda giderek artan ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçları karşılamaya yönelik pek çok teknolojik gelişme yaşanmaya başlanmıştır. Böylece dijitale geçiş, pek çok farklı işin yapılış tarzlarını değiştirmiştir, dahası firmalar için yeni fırsat kapıları açmıştır. Bu bağlamda değişikliğin yaşandığı alanlardan biriside, insanların günlük hayatlarında artık bir rutin haline gelen televizyon izlemek veya günümüz ifadesi ile içerik tüketimidir. Geçmişte insanlar siyah beyaz yayın yapan televizyon kanallarını seyretmekteydi, ancak dijital teknolojilerin gelişmesiyle telefon, bilgisayar ve televizyon gibi pek çok farklı cihazda kullanılabilen yeni nesil içerik yayını yapan platformlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Geleneksel televizyonaların en büyük dezavantajlarından biri lineer yayın yapması, bir diğeri ise sadece televizyondan yayın yapması yani insanları bir mekana bağlı kalmak zorunda bırakmasıdır. Dolayısıyla insanların ihtiyaçlarındaki bu değişim teknolojik gelişmelerin sayesinde yeni çözümlere kavuşmuştur. Bu bağlamda bu çalışmanında konusu olan over-the-top (OTT) kavramı son yirmi yılda insanların hayatına girmeye başlamıştır. OTT internet üzerinden yayın yapması ve içerikleri internet üzerinden kullanıcılara ulaştırması nedeniyle geleneksel televizyonlardan farklılık göstermektedir. OTT kavramı incelendiğinde tek bir tipinin olmadığı birçok faklı türünü olduğu görülmektedir. Bu farklılıklar farklı iş modelleri benimsemelerinden kaynaklanmaktadır. Literatür araştırması yapıldığında abonelik tabanlı, reklam tabanlı, işlem tabanlı, hibrit ve ücretsiz olmak üzere beş farklı iş modelinin olduğu görülmektedir. Abonelik tabanlı iş modelini benimseyen firmalar, belirli ücret karşılığında aylık veya yıllık gibi farklı seçeneklerle kullanıclarına abonelik sunarlar ve tüm içerikleri bu süre zarfında kullanıcılarına sunarlar. Reklam tabanlı iş modelini kullanan firmalar ise tüm içeriklerini kullanıcılar ücretsiz sunarlar ancak gelir elde etmek için kullanıcılara içerik tüketmeleri esnasında reklam izletirler. İşlem bazlı iş modelinde ise firmalar dizi veya film içeriklerini kullanıcılara belirli bir süreliğine kiralar veya satarlar. Temelde bu üç iş modeli etrafında iş yapan firmalar bazen birden fazla iş modelini de benimseyebilirler. Bu tarz iş yapan firmaların benimsedikleri iş modeli ise hibrit olarak isimlendirilmiştir. Dört modelin dışında kullanıcılarına içeriklerini gelir beklentisi olamadan sunan firmalar ise ücretsiz iş modelini benimsemişlerdir. Literatür incelendiğinde kullanıcıların geleneksel yayıncılıktan OTT platformlarına yönelmesinde bazı iticü güçlerin olduğu görülmüştür. Bu çalışma kapsamında iticü güçler altı kategoride açıklanmıştır. İtici güçlerden ilki tüm insanların yaşam tarzlarında bir değişikliğe neden olan COVID-19 pandemisidir. COVID-19 pandemisi 2020 yılında başlamıştır ve etkisi uzun sürmüştür. Bu süre zarfında insanlar karantinada kalmak zorunda kalmıştır ve işlerini evden yürütmek zorunda kalmıştır. Ancak bu durumun uzun sürmesi ve insanların evde vakit geçirmek zorunda kalması, çoğu kişiyi farklı aktivite arayışı içine sokmuştur. Bu aktivitelerden en önemlilerinden biri de çeşitli OTT platformlar aracılığı ile içerik tüketmektir. Yapılan araştırmalar, pandemi sonrasında da bu eğilimin devam ettiğini göstermektedir. İkinci iticü güç ise insanların konfor seviyesini arttırma isteğidir. Zamana ve mekana bağlı kalmadan istenilen yerde ve istenilen zamanda içerik tüketme isteğini sağlayamayan geleneksel televizyonlar, insanların OTT platformlarına yönelmesini hızlandırmıştır. Üçüncü itici güç olan teknolojik gelişmeler, OTT platformların kullanım oranını arttıran en önemli faktörlerden biridir. Öyleki 2G, 3G teknolojilerini takiben 5G teknolojisinin yaygınlaşması, akıllı telefon gibi teknolojik aletlerin ucuzlaması ve telekom operatörlerinin OTT platformalarına yönelik kampanyalar başlatması, OTT platformlarının yaygınlaşmasını sağlamıştır. Dördüncü itici güç ise OTT platformalarının kullanıcılarına sundukları zengin içeriklerdir. OTT platformaları çeşitli yöntemler ile içeriklerin beğenilip beğenilmediğini ölçebilir, dahası ne tür içeriklere daha çok talep olduğunu tespit edebilirler. Dolayısıyla OTT platformları geleneksel televizyonlara kıyasla kullanıcılara hitap eden içerik üretmekte daha avantajlıdırlar. Beşinci itici güç ise OTT platformaları arasındaki rekabettir. Rekabetin çok fazla olması firmaların farklı stratejiler üzerinde çalışmalarına, fiyatta ve içerik kalitesinde yarışması neden olmaktadır. Dolayısıyla bu rekabet kullanıcı lehine gelişmektedir. Son iticü güç ise seri-izleme kavramıdır. Son yıllarda ortaya çıkan bu kavram bir dizinin bir kaç bölümünü tek seferde izlemek demektir. Özellikle Netflix gibi firmaların bir sezonun tüm bölümlerini aynı gün yayınlaması bu kavramın gelişmesi neden olmuştur. Gençler arasında da oldukça yaygın olan bu davranış OTT platformları ile beraber anılmaktadır ve OTT platformlarının kullanım oranın artmasına etki etmektedir. Bu bağlamda hemen hemen her yaştan insanın OTT platformlarını kullanmaya başlaması beraberinde pek çok kullanılabilirlik problemlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kullanılabilirlirlik hakkında yapılan araştırmalarda, araştırmacılar kullanılabilirliği farklı şekillerde yorumlamışlardır. Kimi çalışmada verimlilik, tatmin gibi konular ile anılan kullanılabilirlik öğrenilebilirlik gibi kavramlar ile de anılmıştır. ISO 9241, ISO 9126 gibi standartlarda da incelenen kullanılabilirlik kavramı Google, Microsoft ve Apple gibi firmaların da odak noktasında olmuştur ve kullanıcı dostu arayüzler geliştirilmesi için kılavuzlar yayınlamışlardır. Ancak sadece çeşitli tasarım anlayışlarını ortaya çıkması ile kullanılabilirliğin değerlendirilmesi de elzem hale gelmiştir. Literatür araştırması sonucunda kullanılabililik değerlendirme yöntemleri denetim, test etme ve sorgulama teknikleri olark üç ana başlıkta incelenmeye başlanmıştır. Odak noktalarında uzman değerlendirmesinin olduğu denetim ile ilgili methodlar sezgisel değerlendirme ve bilişsel yürüyüş yöntemlerinden oluşmaktadır. Test etme yöntemleri içinde ise pek çok yöntem bulunmaktadır. Kullanılabilirlik değerlendirmesinde saha çalışması, labaratuvar çalışması ve uzaktan test etme gibi yöntemlerin kullanılabiliceği test etme yöntemlerinde ayrıca sesli-düşünme ve odak grup çalışmaları da yapılabilir. Son sınıf olan sorgulama tekniklerinde ise farklı ölçekler kullanılabilmektedir. Bu yöntemlere örnek olarak sistem kullanılabilirlik ölçeği ve kullanıcı etkileşim memnuniyet anketi örnek olarak gösterilebilir. Sonuç olarak araştırmacılar, kulllanılabilirliği değerlendirilmesi için pek çok seçeneğe sahiptir. Bu çalışma kapsamında ise web tabanlı hizmet veren OTT platformlarının kullanılabilirliğinin değelendirilebilmesi için bir anket geliştirme çalışması yapılmıştır. İlk olarak literatür araştırması ile başlayan bu çalışmada Google, Microsof, IBM, Apple TV kılavuzları ve WCAG 2.1, WCAG 3.0, ISO 9126, ISO 9241 standartları detaylı bir şekilde incelenerek kullanılabilirliği etkileyen faktörler belirlenmeye çalışılmıştır ve kategorik yapılar oluşturulmak istenmiştir. Altı aşamadan oluşan bir yöntemin takip edildiği bu çalışmada Apple TV kılavuzunun ana rol üstlenmiştir. İlk olarak kavramsal bir yapının oluşturulması için Apple TV kılavuzu satır satır incelenmiştir ve kullanılabilirlik ile ilgili olabilecek tüm cümleler toplanmıştır. Açık ve eksenel kodlama yöntemi ile toplanan ifadeler benzerliklerine göre bir araya getirilmiştir ve temsil ettiği düşünülen kategorilere ayrılmıştır. Bu kategoriler erişilebilirlik ve özelleştirme, hesap yönetimi ve kullanıcı özellikleri, marka algısı ve kimliği, veri girişi ve arama, tasarım ve yerleşim, yardım ve destek, navigasyon, gizlilik ve veri koruma, akış ve içerik dağıtımı olarak sınıflandırılmıştır. Daha sonra çalışmanın ikinci etapta ilk olarak ön test yani görünüş geçerlilik kontrolü yapılmıştır. Tüm kriterlerin uzmanlar değerlendirmesine tabi tutulduğu bu aşamanın amacı toplanan kriterlerin belirsizliğinin ve anlamsal sıkıntılarını giderilmesidir. Görünüş geçerliliği kontrolü çalışmasına üç akedimik çalışan katılmıştır. Bu aşamayı takiben gerçek kullanıcılarla beraber 26 kişinin katılımıyla tekrar kriterlerin belirsizliğinin ve anlamsal sıkıntılarının giderilmesi için bir pilot test gerçekleştirilmiştir. Bu etabın son aşamasında ise 30 kullanıcını katılımıyla içerik geçerlilik kontrolü yapılmıştır Bu aşamada her bir kriterin kategorik yapıyla ne derece örtüştüğünün ölçülebilmesi için PSA ve CSV endekleri hesaplanmıştır. Çıkan sonuçlar neticesinde kriter havuzunda son değişikler yapılmıştır ve izlenen metodun üçüncü etabına geçilmiştir. Üçüncü etapta ise hazırlanan ölçeğin ölçüm özelliklerinin değerlendirilmesi amacıyla açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri yapılmıştır. 7 noktalı Likert ölçeğinin kullanıldığı bu etapta Netflix kullanıcıları değerlendirilmiştir. Açılayıcı faktör analizine 650 kişi katılmıştır ve öncelikle Bartlett ve Kaiser-Meyer-Olkin testleri gerçekleştirilmiştir. Daha sonra IBM SPSS 25 programını kullanıldığı bu aşamada faktör yükleri ve Cronbach alfa değerleri hesaplanmıştır. Bir sonraki aşama olan doğrulayıcı faktör analizinde de Cronbach alfa değerleri hesaplanmıştır ve IBM SPSS 25 ve IBM SPSS Amos 25 programları kullanılarak iyilik uyum ve kötülük uyum endeksleri hesaplanmıştır. Ayrıca bu aşamada nomolojik değerlendirmede yapılmıştır. 9 faktörün literatürde sıklıkla kullanılan bağımsız değişkenler (marka sadakati, kullanıma devam etme niyeti ve memnuniyet) ile ne derecede açıklandığı hesaplanmıştır. Sonuçlar incelendiğinde 9 faktörün marka sadakati, kullanıma devam etme niyeti ve memnuniyet değişkenlerini büyük ölçüde açıkladığı görülmüştür. Sonuç olarak, bu çalışma web tabanlı OTT platformlarına arayüz tasarlayacak tasarımcılar için çok iyi bir kılavuz olacaktır. Tasarlanan herhangi bir OTT web arayüzün kullanılabilirliğinin değerlendirmesi için kullanılabilecek bu çalışmada, oluşturulan anketin kriterlerinin bir kontrol listesi gibi de kullanılabileceği gibi kategorik yapıları dikkate alarak da tasarım geliştirmeleri de yapılabilir. Ayrıca bu çalışmada takip edilen metodoloji, kullanılabilirliğin değerlendirilmesi için araştırmacılar tarafından farklı platformların değerlendirilmesi için ölçek geliştirmede kullanılabilir.

Özet (Çeviri)

Human beings have begun to experience serious technological developments that started in the twentieth century and have been developing more rapidly since the beginning of the twenty-first century. In the twentieth century, various technologies were only accessible to the elite, but today all kinds of technologies have entered the lives of people of all ages. So much so that almost every action performed by human beings now has a dimension that touches technology. In particular, the introduction of many smart devices, such as smart phones and smart televisions, into people's lives and the fact that people benefit from these technologies have accelerated the transition to digital. Changes in people's needs have been very effective in this digital transformation. In recent years, there have been many technological developments to meet these needs. Thus, the transition to digital has changed the way many different jobs are done, and moreover, it has opened new opportunities for companies. One of the areas of change in this context is watching television, or in today's terms, content consumption, which has become a routine in people's daily lives. In the past, people used to watch black-and-white television channels, but with the development of digital technologies, a new generation of content broadcasting platforms has emerged that can be used on many different devices, such as phones, computers, and televisions. One of the biggest disadvantages of traditional television is that it broadcasts linearly, and another is that it broadcasts only on television, which means that people had to be tied to a place. Therefore, this change in people's needs has found new solutions thanks to technological developments. In this context, the concept of over-the-top (OTT), which is the subject of this study, has started to enter people's lives in the last two decades. OTT differs from traditional television in that it broadcasts over the internet and delivers content to users over the internet. When the OTT concept is examined, it is seen that there is not a single type but many different types. These differences arise from the adoption of different business models. A literature review reveals that there are five different business models: subscription-based, advertising-based, transaction-based, hybrid, and free. Companies that adopt the subscription-based business model offer subscriptions to their users with different payment options, such as monthly or yearly, for a certain fee and offer all content to their users during this period. Companies using the ad-based business model offer all their content free of charge to users, but in order to generate revenue, they show ads to users while they consume content. In the transaction-based business model, companies rent or sell their series or movie contents to users for a certain period of time. Companies that basically operate around these three business models can sometimes adopt more than one business model. The business model adopted by such companies is called hybrid. Apart from the four models, companies that offer their content to their users without any expectation of income have adopted the free business model. When the literature is examined, it is seen that there are some driving forces for users to switch from traditional broadcasting to OTT platforms. In this study, the driving forces are explained in six categories. The first driving force is the COVID-19 pandemic, which has caused a change in the lifestyles of all people. The COVID-19 pandemic started in 2020, and its impact lasted for a long time. During this time, people had to stay in quarantine and carry out their work at home. However, the long duration of this situation and the fact that people had to spend time at home made many people look for different activities. One of the most important of these activities is consuming content through various OTT platforms. Studies show that this trend has continued after the pandemic. The second driving force is people's desire to increase their comfort level. Traditional televisions, which cannot provide the desire to consume content anywhere and anytime without being tied to time and space, have accelerated people's turn to OTT platforms. The third driving force, technological developments, is one of the most important factors increasing the usage rate of OTT platforms. In fact, the widespread use of 5G technology following 2G and 3G, the cheapening of technological devices such as smartphones, and the launch of campaigns by telecom operators for OTT platforms have enabled OTT platforms to become widespread. The fourth driving force is the rich content that OTT platforms offer to their users. OTT platforms can measure whether content is liked or disliked through various methods, and moreover, they can determine what kind of content is more in demand. Therefore, OTT platforms have an advantage over traditional television in producing content that appeals to users. The fifth driving force is competition among OTT platforms. The high level of competition causes companies to work on different strategies and compete on price and content quality, and therefore these developments favor the user. The final driving force is the concept of binge-watching. This concept, which has emerged in recent years, means watching several episodes of a series at once. In particular, companies such as Netflix, which releases all episodes of a season on the same day, have led to the development of this concept. This behavior, which is also quite common among young people, is associated with OTT platforms and affects the increase in their usage rate of OTT platforms. In this context, the fact that people of almost all ages have started to use OTT platforms has led to the emergence of many usability problems. In research on usability, researchers have interpreted usability in different ways. In some studies, usability has been referred to as efficiency and satisfaction, but it has also been referred to as learnability. The concept of usability, which is also examined in standards such as ISO 9241 and ISO 9126, has been the focus of companies such as Google, Microsoft, and Apple, and they have published guidelines for developing user-friendly interfaces. However, with the emergence of various design approaches, usability evaluation has become essential. As a result of the literature review, usability evaluation methods have been divided into three main categories: inspections, testing, and inquiry techniques. The methods related to inspection, where the focus is on expert evaluation, consist of heuristic evaluation and cognitive walking methods. There are many methods within testing methods. In usability evaluation, methods such as field work, laboratory work, and remote testing can be used, while testing methods can also include think-aloud and focus group studies. In the last class on inquiry techniques, different scales could be used. Examples of these methods are the system usability scale and the questionnaire for user interaction satisfaction. As a result, researchers have many options for evaluating usability. Within the scope of this study, a survey was developed to evaluate the usability of OTT platforms that provide web-based services. In this study, which started with literature research, Google, Microsof, IBM, Apple TV guidelines, WCAG 2.1, WCAG 3.0, ISO 9126, and ISO 9241 standards were examined in detail to determine the factors affecting usability, and categorical structures were tried to be created. In this study, in which a method consisting of six stages was followed, the Apple TV manual played the main role. First, the Apple TV manual was analyzed line by line to create a conceptual structure, and all sentences that could be related to usability were collected. Using open and axial coding technique, the collected statements were grouped together according to their similarities and divided into categories that were thought to represent them. These categories were accessibility and customization, account management and user features, brand perception and identity, data entry and search, design and layout, help and support, navigation, privacy and data protection, and streaming and content delivery. Then, in the second stage of the study, a face validity check was conducted. The aim of this stage, in which all criteria were evaluated by expert, was to eliminate the ambiguity and semantic problems of the collected criteria. Three accredited employees participated in the face validity check. Following this stage, a pilot test was carried out with 26 real users, again to eliminate the ambiguity and semantic problems of the criteria. In the final stage of this phase, a content validity check was conducted with the participation of 30 users. In this stage, PSA and CSV indices were calculated to measure the extent to which each criterion corresponds to the categorical structure. As a result of this part, final changes were made to the criteria pool, and the third stage of the method was started. In the third stage, explanatory and confirmatory factor analyses were conducted to evaluate the measurement properties of the prepared scale. In the exploratory factor analysis stage, 650 users evaluated the Netflix website. Then, using the IBM SPSS 25 program, factor loadings and Cronbach's alpha values were calculated. In the next stage of confirmatory factor analysis, a new survey was conducted with 600 participants. The convergent and discriminant validity was tested by using IBM SPSS 25 and IBM SPSS Amos 25 programs. The Cronbach's alpha values, average variance extracted (AVE), composite reliability (CR) values and goodness of fit and badness of fit indices were calculated. Nomological evaluation was also made at this stage. The extent to which the nine factors are explained by the independent variables (brand loyalty, intention to continue use, and satisfaction output) frequently used in the literature was calculated. When the results were analyzed, it was seen that the nine factors explained the variables of brand loyalty, intention to continue using, and satisfaction to a great extent. As a result, this study will be a very good guide for designers who will design interfaces for web-based OTT platforms. In this study, which can be used to evaluate the usability of any designed OTT web interface, the criteria of the questionnaire can be used as a checklist, or design improvements can be made by considering categorical structures. In addition, the methodology followed in this study can be used by researchers to develop scales for the evaluation of different platforms for usability evaluation.

Benzer Tezler

  1. Usability of mobile applications: A conceptualization and instrument development study based on Apple human interface guidelines

    Mobil uygulamaların kullanılabilirliği: Apple insan arayüzü yönergelerine dayalı bir kavramsallaştırma ve enstrüman geliştirme çalışması

    KÜBRA ÇETİN YILDIZ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÇİĞDEM ALTIN GÜMÜŞSOY

  2. An alternative acquisition strategy for the Turkish land forces: Army leasing

    Kara kuvvetleri için alternatif tedarik stratejisi: Finansal kiralama

    HAKAN DİLEK

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2000

    İşletmeYeditepe Üniversitesi

    PROF. DR. HALUK KORKMAZYÜREK

  3. Ergen ve ebeveynlerine yönelik geliştirilen web tabanlı epilepsi eğitim programının etkinliğinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the effectiveness of a web-based epilepsy education program developed for adolescents and their parents

    ŞERİFE TUTAR GÜVEN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    HemşirelikAkdeniz Üniversitesi

    Hemşirelik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞEGÜL İŞLER DALGIÇ

    PROF. DR. ÖZGÜR DUMAN

  4. Nicel veri analizi için bir elektronik performans destek sisteminin tasarlanması ve değerlendirilmesi

    Design and evaluation of an electronic performance support system for quantitative data analysis

    KÜBRA KARAKAYA ÖZYER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Eğitim ve ÖğretimEskişehir Osmangazi Üniversitesi

    Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ZEKİ YILDIZ

  5. Conceptualisation and instrument development for mobile application usability based on android operating system

    Androıd işletim sistemi bazında mobil uygulama kullanılabilirliği için kavramsallaştırma ve enstrüman geliştirme

    ABDULLAH EMİN KAZDALOĞLU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÇİĞDEM ALTIN GÜMÜŞSOY