Geri Dön

Varoluşçuluk felsefesinin görsel yansıması

Visual reflection of existentialism

  1. Tez No: 89928
  2. Yazar: DİLARA GÜRLER
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. MEHMET KAVUKÇU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Güzel Sanatlar, Fine Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1999
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Atatürk Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Resim Ana Sanat Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 250

Özet

ÖZET YÜKSEK LİSANS TEZİ VAROLUŞÇULUK FELSEFESİNİN GÖRSEL YANSIMASI Düara GÜRLER Danışman Yrd.Doç.Dr.Mehmet KAVUKÇU 1999-Sayfa: Jüri: Yrd.Doç.Mehmet KAVUKÇU "2iı ~^^c~zM- Yaşamsal edinimlerdeki her türlü değişiklik, insanın zamanla ortaya koyduğu değerlerin etkileşimiyle oluşur. Varoluşçuluk düşüncsi de, kültürel birikimlerin sorgulanmasıyla, tepki olarak ortaya çıkmaktadır. Varoluşçuluğun insan öznesinin farklılaşma durumları nedeniyle kendi içinde de belirli bir dizgeye oturmayışı Varoluşçu söylemler çoğulluğunu sağlar. Bu nedenle de Varoluşçu düşünürler karşıtlık ve yakınlık durumlarıyla ele alınmaktadır. Antik Çağ'm insanı kendini doğanın bir parçası olarak görürken, doğanın değişkenliğine usuyla egemen olamaması sonucu, Ortaçağ'm inanç sistemlerini benimser. Ortaçağ insanı usunu zorlamayacak biçimde bir yaşamsal sınırlılığı kabullenirken, Yakmçağ4da bilme istenci insanı tekrar usçu olmaya çağırır. Gelişen bilim insana usuyla yaşamanın güvenini sağlarken, kendini yaşamsal akışa bırakmasına neden olur. Ancak teknolojik gelişmeler paralelinde, monotonluğu hiçbir zaman kabullenmeyen özgür insan bu defa kendi oluşturduğu kültürel yapıda yalnızlık hisseder. Çünkü insan bireysel olabilme çabasını asla yitirmeyen, düşünsel bir varlık olma adına, sürekli değişim sergilemektedir. Tez çalışmasında sanat tarihi kapsamında, Rönesans'ın doğa- özgürlük birlikteliğinde, Antik Çağ'dan farklı olarak tarihi kanıtsallığı da içermesi nedeniyle, Rönesans'tan sonraki süreç izlemektedir.m İlkçağın insanı kendini tamamen evrenin bir parçası olarak görürken, Ortaçağ insanı, benliğini yalnızca Tanrı'ya adayarak sınırlarını belirlemektedir. Yeniçağ insanı, kendini tarihsel akış içine sunarak optimist bir tavır sergilemektedir. Yakmçağ'ın insanıysa bu anlamlı düzene uymakla beraber tüm dayanaklarını tüketmiştir. Evrene hakim olan çağımız insanı, evrenin ekseni olmakta ve kendisi için bir 'sorunsal' yaratmaktadır. Böylece yaşam, bilim, sanat ve felsefe ilintileri sorgulanmaktadır. Varoluşçuluğu hazırlayan sebepler ilkin toplumsal sonra da felsefe tarihi açısından ele alınmalıdır. Ortaçağ mantığı gerek sanatta, gerekse kültürel yapıda tek düze ve aynı yapısallığı koruyan farklılıkları olmayan bir yaşamı örgütlemekteydi. Yeniçağ sanatındaysa adısıra gelen aşamalar, Ön Rönesans, Yüksek Rönesans ve Barok diye adlandırılabilir. Bu dönemlerde dinsel öyküler bir kenara bırakılıp; Klasik Yunan-Roma efsanelerine dönülür. Gerçek yaşamın ütopik değerlendirmeleri sanata yansırken, mitolojik konulara sığınılır. Yeniçağ Sanatı için resim düzlemindeki gelişmeler paralelinde bir değerlendirme yapmak daha doğru olacaktır. 15.yy.da nesnelere hacimsellik kazandırma kontürle sağlanırken 16. ve 17. yy.larda Leonardo'yla Sfumatonun resime egemen olması, çizgiselden gölgesele geçişi sağlanmıştır. Paralel düzlemler üzerine yerleştirilen geri plan, boşluk imajıyla gerçek kılınmıştır. Özellikle Barokla birlikte rakursi (kısaltma) ile kişi derinlik duygusu artırılmış, kapalı 'tektonik' kompozisyon anlayışıysa, Barok'la açık kompozisyonlara dönüşmektedir. Aynı yaklaşımla, 15. yy. da resim elemanlarının bağımsız oldukları halde birbiriyle bütünlük ilişkisi kurabilmesi, sfumatoyla yumuşayıp 17.yy.da elemanların bir elemana (nesne) zorunlu olarak bağlanmasıyla sonuçlanır. Yani nesnelerin mutlak belirliliği, kendini şıkla hissedilen belirliliğe bırakmaktadır. Resimdeki bu değişimlerin gerçek yaşamdan kotarılarak değerlendirilmesi mmümkün değildir. 15. ve 16. yy.larda yadın bireylerin sorumluluklarını yüklenmek adına toplumla barışık paylaşımlarıIV mitolojik konularla tanımlanırken; Antik Çağ'm 'Altın Çağ' benzetmesi gibi bir erdemler ülkesi yaratılmak isteniyordu. Ancak erdemler ülkesinin kurulamayacağı inancı sanatı tekrar dini inanç dizgelerinin yönüne çeker. Kısacası Yeniçağ Sanatı'nda özgürlük Varoluşçuluğun 'Fışkırım' tanımlamalarından ayrıcalıklı olarak belirli bir düzene bağlanmakta, zıtlıkların uyumunu sağlayan tek varlık Doğa-Tanrı idesinde metafizikçi yaklaşımlarla yüzeyde ifade bulmaktaydı. 18. ve 19.yy.lar pek çok yargının değişimine uğradığı bir süreçtir. Bu değişimler zaman zaman toplumsal birolaym benimsetilmesi ereğiyle Klasik Döneme dönüşü gerektirirken, Romantik etkiler kendini gösterir. Dyumculuğa dayanan Romantik ruh, tutkuların insan yaşantılarını hiçe sayan yönüyle görsellesin realist anlayış, sanatta pozitivist yaklaşımlarla metafiziğin dışına çıkılmaya başlandığı günlük yaşamın resme konu olduğu bir dönemdir. Fotoğraf makinesinin bulunuşu resimde gerçekliğe bakış açısını değiştirirken, var olanı 'fenomenal obje' olarak algılama kaynaklı İzlenimcilik' gelişir. 'Klasik Dönem' olarak adlandırabileceğimiz sanat anlayışını güzelliğe uyumla vardıran Aristo mantığı, 19. yy sanatçılarmca yer, zaman eylem birliği üçleminden ayrıştırılarak ele alınmaktadır. 20. yy. Modern Sanat anlayışı subjektif-naturalist evren anlayışına, objektif-idealist anlayışıyla karşı çıkmaktadır. Nesnelerin bilme, düşünme, duyarlık ilgileri bu yeni evren anlayışında bilim ve felsefeyle somutlaşırken, sanat etkinlikleriyle de görsel olarak belgelenir. Bu gelişim paraleli hiçbir zaman, bir felsefe dizgesinin görselleştirilmesi kaygısı taşımamakla beraber, gelişimin doğallık sürciyle ortaya konmaktadır. Sanat ortamı bundan sonra içten gelen tutkularını henüz üsluplaşmamış dille ortaya koyma çabasına girerken, mümkün olduğunda geleneksellikten uzaklaşmaya başlarlar. Sanatta geometrik kurgulara yönelik biçimsel varlık sunma isteği Kübizm kaynaklı akımların açılımını sağlar. 'Soyutluk' kavramınınV gelişimini oluşturan bu anlayış natüralizmi reddederken, resmi asıl varlık alanına götürmeyi amaçlar. Doğa ve nesneler doğal görünümlerinden soyularak, sağlam biçimsel varlık sunarlar. 'Aynı zamanda' farklı perspektif açıları ortaya konur. Kantcı yaklaşımla nesneler olduğu gibi değil, sahip olunan düşünü biçimleri ve kategoriyle bilinir. Varlık, mekan ve zaman içinde görülürken, mekân ve zaman görülmez. Zekânın sonsuz değişmez ve zamansızlık evren algısı Fütürist biçimciliğin 'boşluk yoktur' imajıyla görselleşir. bergson'un yaşam akışını madde devinimiyle algılaması Fütüristlerin teknikte kullandığı yöntemin dizgesi olur. Doğadaki uyumsuz uyumluluklar; insanın toplumu hem kurmaya, hem de dağıtmaya yönelik didişmesi Fütürizme konu olur. Buna karşılık biçimlerin sınırsız boşlukta yüzdüğü anlayışıyla Süprematizm gelişirken, Elemantarist yaklaşımlarla da uzay içinde ayrı cisim ve biçimleri biraraya getirme süreci başlar. Sınırlı geometrik biçim ve birinncil renklerle evrensel bir dil oluşturulmaya çalışılır. Konstrüktivizm gelişmesiyle yapıtların açıklayıcı görselliği, metafizik özelliklerinden esinle fizik dünyası görselleştirilir. Bu Sağlamda sanat metafizikçilerin ortaya koyduğu gibi duyu üstü bir varlığa ontolojik anlamda gerçeğe yönelmez. Duyarlık ilgileri nesneler dünyasıyla değil, yeni evren anlayışıyla soyut dünyada emprik gerçeklerle olan ilgisini yitirerek, asıl varlığı bilip, düşünüp, yaratarak eyleme dönüştürür. Expresynizm; tinsel estetik birlikteliğinde iç dünyanın, dış dünyaya üstün olduğu savıyla biçimi ifadeyle oluşturur. Expresyonizm Croce'nm sezginin ifadeye denk düşmesi imajıyla biçim=ifade yöntemiyle bir dil oluşturur. Bu yeni anlayış gerçeği çatışmalar, çelişkiler aracılığıyla ele almaktadır. Dada hareketi; eyleme biçim ve maddi varlık kazandırma isteğiyle, varolana yeni anlamlar yükleme amacıyla tüm değerleri hiçe sayan biçimciliğini geliştirir.VI Sürrealizm deneysel içerikli bu akımların, insanı sanat aracılığıyla yaşama bağlayamamasına tepki olarak doğar. Bu anlamda geleneksel alana dönüşü kullanırken, yüzeyde hayal gücünün aracılık ettiği doğayı kolay anlaşılır, eğlencili bir görsellikle sunar. Sembolizm işisel imgelemleri bir başka varlıkta ortaya koyma çabasıyla, dönüştürme yöntemiyle görünümü sınırlandırarak doyuma ulaşır. Soyut Ekpresyonizm; kültürel izolasyonun yeni sanat anlayışını ortaya koyarken, resimde spontal oluşumların sonuçları önem kazanmaktadır. Resim sanatı eylemle aynı süreçte aktif olmaya çağrılı bir yöntem olur. 1950'li yıllarrda savaş sonrası korku ve keder imgeleri sanatta ifade yönünden başarılı çıkışlar yapar. 1960'lar sanatta nihilist yaklaşımların yer aldığı, nesnelerin dolaysız sanat objesi olma durumlarının sorgulandığı farklı bir dönemdir. Pop Art sahip olunamayan nesnellikler karşısında insan öznesinin nesnelere karşılık gelebilme isteğinin sömürgenliğinden doğar. Bundan sonraki süreçte sanat biçimsel çözümleme değil, yeni algılama düzlemlerinin değerlendirilmesine dayanır. Happening'le insanın kendi hareket ve davranışlarının bilincine varması amaçlanırken, Land Art zamana ve evrene hakim olma amaçlı, tüketime dönük belgesel nitelikli yapıtlarıyla gündeme gelir. Birbiriyle örtüşük bu yeni yaklaşımlarda gelenek reddedilmekle beraber geçmişin birikimlerine yaplan göndermelerle küreselleşmenin gereği, uygulanım alanı bulur. Özgürlüğün kısıtlanmasına karşı direnen insanın, yaşamın bilinmeyen hiçliğine atılımı görsel olarak yansıtılmaya çalışılırken, varoluşçuluğun umutsuzluk felsefesi olmadığı vurgulanmak istenmektedir. Yalnızca yaşamın bilincine varmak, yaşamı her an güzel algılamak ve yeniden yapmak insanların elindedir. Evren ne kadar anlamsız, kurguladığımız nesneler ne kadar bunaltıcı da olsa, insan tümvn bunları değerlendirmek, varlıkla yokluğu ayırdedebilmek için varolmak zorundadır. Günümüzde birçok sanat dalının bütünlük içinde estetik zevke yönelmesi, insanca başkaldırıların bir sonucudur. Gösteri sanatlarım gelişimi, bireyin yapıtla olan iletişimini en uç noktalarına getirme çabasıyla ortaya çıkmaktadır. İzleyicinin sanat yapıtına yalnızca eleştirisel bakmadığı, yapıtın araçsal niteliğinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar izleyiciyi de sanat objesi haline getirir niteliktedir. İnsan düşünsel bir varlık olarak yaşamını eylemlerle var ederken, sanat da gerek bölgesel, gerek iletişimsel, gerek eğitimsel yönüyle düşünsel çaba olarak, ihtiyaçlar paralelinde gelişecektir.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT MASTER THESIS VISUAL REFLECTION OF EXISTENTIALISM Düara GÜRLER Supervisor: Yrd.Doç.Dr.Mehmet KAVUKÇU 1999-PAGE: Jury: : Yrd.Doç.Mehmet KAVUKÇU All kinds of changes in the cultural acquisitions occur by the mutual influences of the values man has brought up in the course of the time. The idea of existentialism comes on the scene as a reaction while questioning the cultural accumulations. The man of archaic Age sees himself as a part of nature and can't be dominant in the natural changes by using his reason. While man, because of this helpnessless, appropriates the belief systems of the Middle Age, he, at the same time, limits his freedom in a way which won't force his reason. But man, in accordance with his nature, again heads towards being intellectual. The observation of nature beginning by Renaissance in the art which can't be distinguished from the man's activities related to life, is the action of the desire to find the reality in the nature. The tendencies to find the reality accept the plastic understanding which was born as the rsult of impressionism. However it is understood that objects have their own targets for themselves apart from their external views. Cubism and the following currents developing in the expansion of Cubism find an application field for this 'Objective Idealist' view. But against the geometric formalism for Cubism, expressionist plasticism in which only spiritual acquuisitions are pre-eminent develops. The art being affected by the ideational systems of that period is the concretization of individuals' efforts of being exist. That is why the analysis to be done on the work can illuminate the existence of human. Today you can talk about a globalization process in which art integrates with many concepts rlated to life. The developments of visual arts tends to bring the relationship of individual with the art to the extremist points. The efforts which exclude the features of art as a means and puts the viewer into a direct object form of art are brought up to question the individual's point of -view on life. Man as an intellectual creature concrete, with the wish of freedom, the' things he desires of exist in the universe by art. Arts, with its documentary, communicational and ducational aspects, will develop parallel to the needs of man.

Benzer Tezler

  1. Existentialism in John Fowles's novels and their film adaptations: The Magus (1965) and The French Lieutenant's Woman (1969)

    John Fowles'un seçili romanlarında ve film uyarlamalarında varoluşçuluk: Büyücü (1965) ve Fransız Teğmenin Kadını (1969)

    ZEHRA AYDIN

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2017

    Batı Dilleri ve Edebiyatıİstanbul Üniversitesi

    Batı Dilleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. YILDIZ KILIÇ

  2. İnsanda ruhsal çöküntü üzerine görsel arayışlar

    Visual search on mental depression in human

    HANDAN GENÇ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Güzel SanatlarHacettepe Üniversitesi

    Güzel Sanatlar Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MUSTAFA SALİM AKTUĞ

  3. Semih Kaplanoğlu sinemasında varoluşsal izlekler

    Existential themes is Semih Kaplanoğlu's filmography

    MÜCAHİT ONUR DİRİL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Sahne ve Görüntü SanatlarıBatman Üniversitesi

    Sinema Televizyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEHMET IŞIK

  4. Çağdaş soyut sanatta düşünsel ve biçimsel incelemeler

    Intellectual and formal studies in contemporary abstract art

    MELİKE KÖSE

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Güzel SanatlarDüzce Üniversitesi

    Resim Ana Sanat Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET ÖRS

  5. Varoluşçu bir yaklaşımla Türk resim sanatında portre

    Portrait in Turkish painting with an existentialist approach

    CENNET HAYİT KERİMOĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Güzel SanatlarÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi

    Resim Ana Sanat Dalı

    PROF. DR. EVREN KARAYEL GÖKKAYA