Geri Dön

Bethesda skorlaması ile değerlendirilen tiroid nodülü ve kanserlerinde, myeloid kökenli baskılayıcı hücrelerin analizi

Analysis of myeloid-derived suppressor cells in thyroid nodules and cancers evaluated by bethesda classification

  1. Tez No: 906283
  2. Yazar: İLGİN DEMİR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET ALİ GÜLÇELİK
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genel Cerrahi, General Surgery
  6. Anahtar Kelimeler: Tiroid nodülü, Myeloid Kökenli Baskılayıcı Hücre, biyobelirteç, Cerrahi kararı, Bethesda, Thyroid nodule, Myeloid derivated supressor cells, biomarker, Surgical decision, Bethesda
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 77

Özet

Amaç: Tiroid nodülü günümüzde en sık gözlenen endokrinolojik patolojilerden biridir. Malign nodüllerin ayrımı ve nodül sınıflaması için İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB) önerilir ancak İİAB nodüllerin %15-25'inde tanımlanamayan bir sonuç verir ve nodülün malignite riskini öngörmez. Malignite riskini öngörebilmek adına rutin kullananılan tarama yöntemlerinin yetersizlikleri nedeniyle tanısal duyarlılığı yüksek ve klinik kullanımı pratik biyobelirteçlerin araştırılması da önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada tiroid nodülü sebebiyle opere edilen hastaların periferik kanlarından ve nodül dokularından Myeloid Kökenli Baskılayıcı Hücre (MKBH) alt gruplarına bakılmış ve malignite riskini öngörebilmek adına MKBH değerlerinin öneminin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği' nde Nisan 2021- Aralık 2023 tarihleri arasında tiroid nodülü/kanseri nedeniyle opere olmuş hastaların periferik kan ve nodül dokularından eş zamanlı olarak MKBH alt tipleri analiz edildi. Başka malignite tanısı olan hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Preoperatif İİAB sonucu AUS/FLUS (Önemi Belirsiz Atipi/ Önemi Belirsiz Foliküler Lezyon) olan hastaların post operatif patoloji sonuçları ve MKBH düzeyleri arasındaki korelasyon incelendi. Tüm hasta grupları arasında da post operatif patoloji sonucu malign olanlarla benign olanlar arasındaki MKBH düzeyleri istatistiksel olarak analiz edildi. Bulgular: Çalışmaya toplam 71 hasta dahil edildi (Erkek:22, Kadın: 49) Bethesda skorlamalarına göre; 4 hasta Bethesda 1, 14 hasta Bethesda 2, 21 hasta Bethesda 3, 1 hasta Bethesda 4, 16 hasta Bethesda 5, 15 hasta Bethesda 6 idi. Postoperatif histopatolojileri ise 35 hasta benign, 36 hasta malignite ile uyumlu olarak raporlanmıştır. AUS/FLUS hasta grubunda kanda bakılan MKBH alt tiplerinden M-MKBH (p=0,043) ve PMN-MKBH (p=0,013) malign olan hastalarda benignlere göre istatistiksel olarak anlamlı artış gözlenmiştir. E-MKBH alt tipinde ise p=0,065 olup istatistiksel olarak anlamlı artış saptanmamıştır. AUS/FLUS hasta grubunda nodül dokusundan bakılan MKBH alt tiplerinden PMN-MKBH (p=0,029) malign olan hastalarda benign olanlara göre istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştır. Sonuç: Bu çalışmada benign ve malign tiroid nodüllerin hem nodül dokusunda hem de periferik kandan yapılan incelemelerinde MKBH düzeyleri ile malignite açısından anlamlı fark bulunmuştur. Özellikle AUS/FLUS gibi belirsiz sitolojiye sahip nodülleri olan hastalarda periferik kandan bakılan MKBH düzeyleri, cerrahi kararı verilmesinde ve malignite riskinin belirlenmesinde mevcut histopatolojik incelemelere üstün olası bir biyobelirteç olarak değerlendirilmiştir.

Özet (Çeviri)

Objective: Thyroid nodule is one of the most common endocrinological pathology. Fine Needle Aspiration Biopsy (FNAB) is recommended for the differentiation of malignant nodules and nodule classification, but FNAB gives an unidentifiable result in 15-25% of nodules and does not predict the malignancy risk of the nodule. Due to the inadequacies of the screening methods routinely used to predict the risk of malignancy, it has become important to investigate biomarkers with high diagnostic sensitivity and practical clinical use. In this study, Myeloid-derived suppressor cell (MDSC) subgroups were analysed in peripheral blood and nodule tissues of patients operated for thyroid nodules and it was aimed to investigate the importance of MDSC values in predicting the risk of malignancy. Method: MDSC subtypes were analysed simultaneously from peripheral blood and nodule tissues of patients who underwent surgery for thyroid nodules/cancer between April 2021 and December 2023 in the General Surgery Clinic of Gülhane Training and Research Hospital, University of Health Sciences. Patients included in the study had no other diagnosed malignancy. The correlation between post-operative pathology results and MDSC levels of patients with AUS/FLUS (Atypia of Unspecified Significance/ Follicular Lesion of Unspecified Significance) were analysed. Among all patient groups, the correlation between the post-operative pathology results of malignant and benign patients was statistically analysed. Results: A total of 71 patients were included in the study (Male: 22, Female: 49) According to Bethesda scoring; 4 patients were Bethesda 1, 14 patients were Bethesda 2, 21 patients were Bethesda 3, 1 patient was Bethesda 4, 16 patients were Bethesda 5, 15 patients were Bethesda 6. Postoperative histopathologies were reported as benign in 35 patients and compatible with malignancy in 36 patients. In the AUS/FLUS patient group, a statistically significant increase was observed in the M-MDSC (p=0.043) and PMN-MDSC (p=0.013) subtypes of MDSC in the blood in malignant patients compared to benign patients. There was no statistically significant increase in E-MDSC subtype with p=0.065. In the AUS/FLUS patient group, PMN-MDSC (p=0,029), one of the subtypes of MDSCs analysed from nodule tissue, was found to be statistically significant in malignant patients compared to benign patients. Conclusion: In this study, a significant difference was found between benign and malignant thyroid nodules in terms of malignancy and MDSC values in both nodule tissue and peripheral blood examinations. It was evaluated as a possible biomarker superior to current histopathological examinations in making surgical decision and determining the risk of malignancy, especially in patients with nodules with indeterminate cytology such as AUS/FLUS.

Benzer Tezler

  1. Tiroid sitopatolojisinde bethesda3 yeni bethesda 4 mü?

    Is thyroid cytopathology in bethesda 3, the new bethesda 4?

    BUSE YILDIRIM

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Genel CerrahiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. GAMZE ÇITLAK

    DR. ÖZLEM DOĞAN

  2. Önemi belirsiz atipi/önemi belirsiz foliküler lezyon''foliküler neoplazi/foliküler neoplazi kuskusu''Malignite kuskusu' tanılıtiroid ince iğne aspirasyon materyallerin demorfolojik değerlendirme ve BRAF ve NRAS mutasyon analizi(2009-2010 yılları arasındaki olgular üzerinde retrospektif çalışma)

    Morphologic evaluation and BRAF and NRAS mutation analysis in thyroid aspiration materials (retrospective study on cases between 2009-2010)

    GÜLAY AYDOĞDU

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Patolojiİstanbul Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. PINAR FIRAT

  3. Sitolojik olarak bethesda kategori III tiroidnodulü olan hastalarda tırads skorlamasisteminin malignite öngördürmepotansiyelinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the malignancy predictive potential of the tirads scoringsystem in patients with bethesda category III thyroid nodules cytologically

    HAZAL PİŞKİN URAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İç HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MAZHAR MÜSLÜM TUNA

  4. Endemik guatr bölgesindeTI-rads ve bethesda sınıflamasının klinikopatolojik ilişkisi

    Clinicopathological relationship between TI-rads and bethesda classification in endemi̇c goitre region

    MUSTAFA KARAAĞAÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Genel CerrahiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TAMER ERTAN

    DR. TALHA SARIGÖZ

  5. Anormal smear sonucu olan olgularda kolposkopik reid indeksi sonuçları ile histoloji sonuçlarının karşılaştırılması

    Anormal smear sonucu olan olgularda kolposkopi̇k rei̇d i̇ndeksi̇ sonuçlari i̇le hi̇stoloji̇ sonuçlarinin karşilaştirilmasi

    MEHMET BAKİ ŞENTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Medeniyet Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    UZMAN AHMET TEKŞEN