Geri Dön

Tarihsel bağlamda kadının doğurganlık hakları ve Cumhuriyet Türkiyesi örneği

Women's reproductive rights in historical context: The case of Republican Türkiye

  1. Tez No: 931789
  2. Yazar: AHMET YILMAZ
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FEVZİ ÇAKMAK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Türk İnkılap Tarihi, History of Turkish Revolution
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
  10. Enstitü: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 327

Özet

Kadının doğurganlığı, insanlığın en erken dönemlerinden itibaren anlaşılmaya ve açıklanmaya çalışılan çok katmanlı ve karmaşık bir konu olmuştur. Bu bağlamda, doğurganlığa yüklenen anlamın tarihsel süreç içerisinde hem toplumsal hem siyasal hem de geleneksel açılardan nasıl bir dönüşüme uğradığı, üzerinde durulması gereken önemli bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlık tarihine bakıldığında, kadının toplumsal, siyasal ya da ekonomik yapı içerisindeki konumunun yalnızca fiziksel ya da duygusal olarak erkekten daha zayıf olup olmadığı ile değil, esas olarak onun doğurganlığı ile şekillendiği anlaşılmaktadır. İnsan toplulukları ister avcı-toplayıcı yaşam biçimini sürdüren erken dönem toplumları olsun, ister tarım devrimi ile köklü bir dönüşüm geçiren yerleşik topluluklar olsun, isterse sanayi devrimiyle birlikte büyük ölçekli toplumsal değişimler yaşayan modern ulus-devletler olsun, her dönemde kadının doğurganlığı toplumsal yapının temel belirleyicilerinden biri olmuştur. Bununla birlikte, tarihsel süreç içerisinde doğurganlık yalnızca biyolojik bir olgu olarak ele alınmamış, aynı zamanda içinde bulunulan dönemin baskın otoriteleri, siyasi yapıları ve toplumsal kurumları tarafından denetlenmek istenmiş ve bu doğrultuda çeşitli politikalar geliştirilmiştir. Denilebilir ki kadının doğurganlığının nasıl tanımlandığı ve nasıl algılandığı, onun toplumsal statüsünü doğrudan ve köklü biçimde etkilemiştir. Ancak doğurganlığın yalnızca biyolojik bir süreç olmaktan öte, toplumsal bir mesele olarak ele alınması ve kadın hakları bağlamında tartışılmaya başlanması oldukça uzun bir zaman almış; bu dönüşüm ancak 20. yüzyılda gerçekleşebilmiştir. Özellikle Neolitik Dönem'de, tarımsal üretime dayalı yaşam biçimi içinde kadının doğurganlığı, toprakla ilişkilendirilmiş ve toplumun refah düzeyi kadına atfedilen bu üretkenlikle doğrudan bağlantılı görülmüştür. Benzer şekilde, günümüzde de ekonomik ve sosyal kalkınmanın, kadının statüsüyle yakından ilişkili olduğu düşünülmektedir. Çünkü insanlık tarihi boyunca doğurganlık, yalnızca bireysel bir gerçeklik olarak değil, aynı zamanda toplumsal bir olgu olarak ele alınmış; bu durum, doğurganlık yeteneğine sahip tek cins olan kadın için belirli roller ve kimlikler yaratılmasına zemin hazırlamıştır. Bu çalışma, kadının doğurganlığının tarihsel süreç boyunca nasıl algılandığını ve tanımlandığını; mitolojik, geleneksel, siyasal ve biyopolitik bağlamlarda nasıl şekillendiğini tartışmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, Türkiye Cumhuriyeti tarihine odaklanarak bu süreçlerin ulusal ölçekte nasıl bir karşılık bulduğunu değerlendirmeyi hedeflemektedir.

Özet (Çeviri)

The fertility of women has been a multilayered and complex subject that humanity has sought to understand and explain since the earliest periods of history. In this context, the transformation of the meaning attributed to fertility throughout history, from social, political, and traditional perspectives, emerges as a critical issue that warrants examination. When examining human history, it becomes evident that a woman's position within social, political, or economic structures has not solely been shaped by whether she is physically or emotionally weaker than a man. Rather, it has primarily been determined by her fertility. Whether in early hunter-gatherer societies, settled agricultural communities undergoing the profound transformations of the Agricultural Revolution, or modern nation-states experiencing large-scale societal changes brought about by the Industrial Revolution, women's fertility has remained a fundamental determinant of social structures in every era. However, fertility has not been regarded merely as a biological phenomenon throughout history. Instead, it has also been subject to control by dominant authorities, political structures, and social institutions of each respective period, leading to the development of various policies aimed at regulating it. It can be asserted that how women's fertility has been defined and perceived has fundamentally and profoundly shaped their societal status. However, recognizing this reality as an issue requiring resolution has taken a considerable amount of time, and it was only in the 20th century that discussions surrounding fertility as a social matter and in the context of women's rights began to take shape. Particularly in the Neolithic period, when societies were based on agricultural production, women's fertility was closely associated with land, and the well-being of the community was directly linked to the productive capacity attributed to women. Similarly, in the present day, economic and social development is also seen as being closely tied to women's status in society. Throughout human history, fertility has not only been perceived as an individual reality but has also been constructed as a social phenomenon. This perception has influenced societies to impose specific roles and identities upon women, who are the only sex capable of reproduction. This study aims to explore how women's fertility has been understood and conceptualized throughout history, examining it from mythological, traditional, political, and biopolitical perspectives. Additionally, it seeks to analyze how these historical processes have manifested on a national scale, with a particular focus on the history of the Republic of Turkiye.

Benzer Tezler

  1. Antik Dönemden günümüze estetik ve güzellik algısının değişimi: Bir yazım örneği olarak 'Güzelliğin Laneti (Medusa)'

    The transformation of perception from Ancient Period: Writing of a text: 'Güzelliğin Laneti (Medusa)'

    GÜLESİN GELENBEVİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Sahne ve Görüntü SanatlarıSelçuk Üniversitesi

    Sahne Sanatları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK ZERENLER

  2. Patara Tepecik yerleşimi gynaikonitis pişmiş toprak figürinleri

    Terracotta figurines found in the gynaeconitis at Patara Tepecik Settlement

    SUZAN BOLAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Arkeolojiİzmir Demokrasi Üniversitesi

    Arkeoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ FEYZULLAH ŞAHİN

  3. 20. yüzyılın başından Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna Avrupa resim sanatında annelik imgesi

    The image of motherhood in the art of European painting from the beginning of the twentieth century to the end of the First World War

    MERAL ZENGİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Güzel SanatlarKocaeli Üniversitesi

    Resim Ana Sanat Dalı

    DOÇ. M. ERTUĞRUL TUNA

  4. Doğum ve yaşam döngüsünde göç olgusunun seramik form ve yüzeylerdeki yorumu

    Interpretation of the phenomenon of migration in birth and life cycle on ceramic forms and surfaces

    RABİA EKİNCİ ATASOY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Güzel SanatlarHacettepe Üniversitesi

    Seramik Ana Sanat Dalı

    PROF. DR. CANDAN TERVİEL

  5. Çağdaş kadının edilgenlikten etkinliğe dönüşümünün analizi: 21. yüzyıl'da Henrik Ibsen'in 'Nora: Bir Bebek Evi' eserini toplumsal ve tarihsel bağlamda yeniden okumak

    Analysis of the transformation of the contemporary woman from passiveness to activity: Re-reading Henrik Ibsen's 'Nora: A Doll's House' in a social and historical context in the 21st century

    AYŞE ÖZKÖYLÜ

    Sanatta Yeterlik

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Sahne ve Görüntü SanatlarıMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Tiyatro Ana Sanat Dalı

    PROF. DR. MERİH TANGÜN