Geri Dön

Açıklanamayan infertil hastalarda stres, anksiyete ve bilişsel esneklik düzeylerinin gebelik oranlarına etkisi nedir?

What is the effect of stress, anxiety and cognitive flexibility levels on pregnancy rates in patients with unexplained infertility?

  1. Tez No: 931971
  2. Yazar: KÜBRA DİLŞAD SÖNMEZ ÖZGÜR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KAZIM EMRE KARAŞAHİN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Psikiyatri, Obstetrics and Gynecology, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 107

Özet

Açıklanamayan infertil hastalarda tedavi sonucu negatif olan hastalar, yardımcı üreme tekniklerinden yararlanarak gebe olan hastalar ve spontan gebe kalan hastalarda anksiyete, depresyon ve bilişsel esneklik düzeylerinin gebelik sonuçlarına etkisi üzerine randomize kontrollü prospektif bir çalışma. GİRİŞ: 12 ay düzenli ilişkiye rağmen gebe kalınamaması durumuna infertilite denirken bu infertilitenin sebebi herhangi bir patolojiyle açıklanamıyorsa açıklanamayan infertilite tanısı gündeme gelir. Günümüzde sık rastlanan bir durum olan infertilite çoğu zaman kişilerin hayatını, ruhsal ve bedensel olarak etkilemektedir. İnfertil tanısı konulan birçok çiftin yapılan çalışmalarda depresyon ve anksiyete düzeylerinin ölüm sonrası yas tutan bir kişiyle neredeyse aynı olduğu gözlenmiştir. Bilişsel esneklik kavramı ise bir kişinin mevcut duruma farklı perspektiflerden bakma ve çeşitli çözüm yollarını değerlendirme yeteneğidir. Biz bu çalışmamızda açıklanamayan infertilite tanısı alan hastalarda ve spontan gebelik yaşayan hastalarda depresyon, aksiyete ve bilişsel esneklik düzeylerinin gebelik oranlarına etkisi olup olmadığını görmek ve bu süreçte spontan gebe kalan hastaların ve açıklanamayan infertil hastaların depresyon anksiyete eğrilerinin hangi yönlü ilerlediğini keşfetmeyi amaçlamaktayız. GEREÇ VE YÖNTEM:Tüm gruplardaki hastalara anksiyete ve depresyon düzeyini ölçmek için Beck depresyon, Beck anksiyete ve STAİ 1-2 ölçekleri uygulanmıştır. Bu ölçekler psikiyatri kliniğinde sık kullanılan ve rutin kullanımda olan ölçeklerdir. Sonrasında bilişsel esnekliği ölçmek için Wisconsin Kart Eşleme Testi (WCST), Sözel Akıcılık Testi ve İz Sürme Testi (A-B) yapılmıştır. Açıklanamayan infertil grupta tedaviye yanıt veren ve vermeyen hastaların sonuçları kontrol grubu olarak aldığımız spontan gebe kalan hastalarla karşılaştırılmıştır. BULGULAR: Çalışmamızda yardımcı üreme teknikleriyle tedavi edilen gebelerin ilk geliş ve 6. Hafta depresyon puanlarına göre 12. Hafta depresyon puanı daha düşük bulunurken anksiyete, STAI 1-2 puanlarında haftalar arasında fark saptanmadı. Kontrol grubunda ise depresyon, anksiyete, STAI 1-2 ölçeklerinde haftalar arasında fark saptanmadı. Açıklanamayan infertilitesi olan ve tedaviye yanıt alınamayan gebelerde ise tedavi sonu depresyon, anksiyete puanları ilk vizite göre daha yüksek olarak bulundu. Tüm grupların tedavi sonu depresyon, anksiyete ve STAI 1-2 puanları arasında fark saptanamadı. Tüm gruplara uygulanan Wisconsin Kart Eşleme Testinde (WCST) toplam tepki, toplam yanlış ve perseveratif yanlış sayıları arasında fark bulunamazken yardımcı üreme tekniklerine cevap veren hastalarda kategori sayısı diğer gruplara göre yüksek bulundu. Gruplar arasında sözel akıcılık A ve B puanlarına bakıldığında kontrol grubundaki gebelerin diğer iki gruptan daha düşük puana sahip olduğu görüldü. İz sürme B puanları gruplarda farklılık göstermezken açıklanamayan infertil tedavi yanıtsız hasta grubunda İz sürme A puanı diğer iki gruptan daha yüksek izlendi. Tüm hasta gruplarında bilişsel esneklik değerlendirme ölçütü olan perseveratif yanlış sayısı ile depresyon, anksiyete, STAI 1-2 puanaları arasında korelasyon bulunamadı. SONUÇ:Çalışmamızda yardımcı üreme tekniklerine yanıt veren ve spontan gebelik yaşayan gruplarda 1. trimester seyrinde depresyon, anksiyete ve STAI1-2 puanlarında artış saptanmazken açıklanamayan infertil tedaviye yanıt vermeyen hastalarda tedavi sonunda depresyon, anksiyete puanları artmış olarak bulundu. Tüm gruplarda Wisconsin Kart Eşleme Testi perseveratif yanlış, toplam yanlış ve tepki sayısı arasında fark görülmezken tedaviye yanıt veren hastalarda kategori sayısı diğer gruplardan yüksek olarak bulundu. Kategori sayısı Wisconsin Kart Eşleme Testinde ne kadar çok doğru yanıt verilirse artan bir parametredir. Dolaylı olarak bilişsel olarak iyi düzeyde olan insanlarda yüksek olarak bulunur. Bu sonuçla değerlendirecek olursak Wisconsin Kart Eşleme Testinin bilişsel esnekliği ölçme parametresinin sadece perseveratif yanlışla ölçülmemesi gerektiğini kategori sayısının da bilişsel esneklik ölçmede pozitif prediktif değerinin yüksek olduğunu düşünmekteyiz.

Özet (Çeviri)

A randomized controlled prospective study on the effect of anxiety, depression and cognitive flexibility levels on pregnancy outcomes in unexplained infertile patients, patients with negative treatment results, patients who became pregnant using assisted reproductive techniques, and patients who became spontaneously pregnant. INTRODUCTION: The inability to get pregnant despite 12 months of regular intercourse is called infertility, and if the cause of this infertility cannot be explained by any pathology, the diagnosis of unexplained infertility comes to the fore. Infertility, which is a common condition today, often affects people's lives mentally and physically. In studies conducted by many couples diagnosed as infertile, it has been observed that their depression and anxiety levels are almost the same as a person who grieves after death. The concept of cognitive flexibility, on the other hand, is the ability of a person to look at the current situation from different perspectives and evaluate various solutions. In this study, we aim to see whether depression, anxiety and cognitive flexibility levels have an effect on pregnancy rates in patients diagnosed with unexplained infertility and in patients with spontaneous pregnancy, and to discover in which direction the depression anxiety curves of spontaneously pregnant patients and unexplained infertile patients progress in this process. METHODS: BECK depression, BECK anxiety and STAI 1-2 scales were applied to the patients in all groups to measure the level of anxiety and depression. These scales are frequently used and routinely used in the psychiatric clinic. Afterwards, Wisconsin Card Sorting Test (WCST), Verbal Fluency Test and Trace Making Test (A-B) were performed to measure cognitive flexibility. The results of patients who did not respond to treatment in the unexplained infertile group were compared with the spontaneous pregnant patients we received as the control group. RESULTS:In our study, the first arrival and 6th grade of pregnant women treated with assisted reproductive techniques were significantly worse. Week 12 by depression scores. While the weekly depression score was found to be lower, there was no difference between the weeks in anxiety and STAI 1-2 scores. In the control group, there was no difference between the patients in depression, anxiety, and STAI 1-2 scales. In pregnant women with unexplained infertility who did not respond to treatment, depression and anxiety scores were found to be higher at the end of treatment than at the first visit. There was no difference between depression, anxiety and STAI 1-2 scores at the end of treatment in all groups. In the Wisconsin Card Sorting Test (WCST) applied to all groups, there was no difference between the total response, total false and perseverative error numbers, while the number of categories was found to be higher in patients who responded to assisted reproductive techniques compared to other groups. When the verbal fluency A and B scores were examined between the groups, it was seen that the pregnant women in the control group had lower scores than the other two groups. While the Tracking B scores did not differ between the groups, the Tracking A score was higher in the unexplained infertile treatment unresponsive patient group than the other two groups. There was no correlation between the number of perseverative errors, which is a measure of cognitive flexibility evaluation, and depression, anxiety, and STAI 1-2 scores in all patient groups.

Benzer Tezler

  1. In vıtro fertilizasyon (ıvf) uygulanan infertil kadınlarda akupunktur tedavisinin gebelik başarısını artırmadaki etkinliği

    Clinical effectiveness of acupuncture to increase pregnancy success rates for women undergoing in vitro fertilization

    PINAR GÜRSOY GÜVEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Aile HekimliğiAtatürk Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR.p YASEMİN ÇAYIR

  2. Açıklanamayan infertilite tanısı olan hastalarda serum ağır metal seviyelerinin incelenmesi

    A study of heavy metal serum levels in unexplained infertil diagnosed patients

    TANSU SALTAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. PINAR YALÇIN BAHAT

  3. Açıklanamayan infertilite nedeniyle gonadotropin ile ovulasyon indüksiyonu yapılan hastalarda gonadotropin tedavi başarısınınsüperoksit dismutaz ve tiyol disülfit hemostazıaçısından değerlendirilmesi

    Evaluation of gonadotropin treatment success in patientsundergoing ovulation induction with gonadotropin due tounexplained infertility in terms of superoxide dismutase and thiol disulfide hemostasisthi̇ol di̇sulfi̇de hemostasi̇s

    EDA KARAÇELEBİ ÖNDER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖZLEM UZUNLAR

  4. Bayan infertil hastalarda, oksidatif stresin araştırılması

    The investigation of oxidative stress in infertily women patients

    TUĞBA KÖŞKER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    BiyokimyaErciyes Üniversitesi

    Biyokimya Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. GÜLDEN BAŞKOL

  5. İnfertilitede serum tiyol/ disülfid homeostazının ve iskemi modifiye albumin(İMA) düzeylerinin rolü

    The role of serum thiol / disulfide homeostases and ischemia modified albumin (İMA) levels in infertility

    ÖZLEM DAĞSALGÜLER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    BiyokimyaSüleyman Demirel Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HİLMİ BAHA ORAL