Geri Dön

Akciğer adenokarsinomlarında PDL-1 ekspresyonu, mikroçevre ve sürücü onkogen varyasyonlarının histopatolojik özellikler ve prognoz ile ilişkisi

Relationship between PDL-1 expression, microenvironment and driver oncogene variations with histopathological features and prognosis in lung adenocarcinoma

  1. Tez No: 939076
  2. Yazar: AYNUR İSAOĞLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. EBRU TAŞTEKİN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Patoloji, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2024
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Trakya Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 65

Özet

Akciğer kanseri dünya çapında kanser ölümünün en sık nedenidir. Erkeklerde kadınlardan daha yaygındır. Dünya Sağlık Örgütü hedefe yönelik tedaviler için tanı koymanın yanı sıra moleküler testler için de dokunun korunmasını önermiştir. Son zamanlarda akciğer kanserinin tedavisinde, özellikle Programlanmış ölüm-1/Programlanmış ölüm-ligandı 1'i hedef alan immünoterapiler monoklonal antikorların kullanımında bir çağ açmıştır. Çalışmamızda Programlanmış Ölüm Ligandı-1 yüksek pozitif, düşük pozitif ve negatif gruplar arasında genel sağkalım ve progresyonsuz sağkalım açısından anlamlı fark bulunmadı. Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomu'nda Programlanmış Ölüm Ligandı-1 ekspresyonu ve sürücü onkogen değişiklikleri arasındaki ilişki ortaya konmuş olsa da sonuçlar hala tartışmalıdır. Çalışmamızda Kirsten Rat Sarkom 2 Viral Onkogen Homolog mutasyonu varlığı ile yüksek Programlanmış Ölüm Ligandı-1 ekpresyonu arasında istatistiksel olarak anlamlılık saptanmıştır. Tümör stromasında tümörü infiltre eden lenfositlerin varlığı, güçlü prognostik belirteçtir. Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomu kohortunda yapılan yeni bir çalışmada Tümörü İnfiltere Eden Lenfositlerin yoğunluğunun daha uzun genel sağkalım ve hastalıksız sağkalım ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Son yıllarda tümör stroma oranı, bir prognostik faktör olarak kullanılabilir ve yüksek riskli akciğer kanserinde tanımlayıcı bir parametre olarak kullanılabilir. Tümör stroma oranı yüksek grupta Progresyonsuz sağkalım süresi, tümör stroma oranı düşük gruba göre daha uzun bulundu ve istatistiksel olarak anlamlıydı. Genel sağkalım süresinin Tümör stroma oranı ve Tümörü infiltre eden lenfositlerin düzeylerine göre dağılımı değerlendirildiğinde istatistiksel olarak anlamlılık saptanmadı. Çalışmamız sonuçlarına bakıldığında Programlanmış ölüm ligandı-1 ekspresyonu ile stromal Tümörü infiltre eden lenfosit seyrek ve yoğun gruplar arasında arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. Çalışmamız akciğer adenokarsinomlarında Programlanmış ölüm ligandı-1 ile sürücü onkogen değişiklikleri ve tümör mikroçevresi ilişkisine kapsayıcı bir bakış açısı sunmaktadır.

Özet (Çeviri)

Lung cancer is the most common cause of cancer death worldwide. It is more common in men than in women. In addition to diagnosis, preservation of tissue for molecular testing has been recommended by the WHO for targeted treatment options. Recently, immunotherapies targeting Programmed Death-1/Programmed Death Ligand-1 have opened an era in the use of monoclonal antibodies in the treatment of lung cancer. In our study, no significant difference was found in overall survival and progression-free survival between programmed death-ligand -1 high positive, low positive and negative groups. Although some studies conducted in recent years have revealed the relationship between programmed death-ligand -1 expression and driver oncogene alterations in Non Small Cell Lung Cancer, the results are still controversial. In our study, statistical significance was found between the presence of Kirsten Rat Sarkom 2 Viral Onkogen Homolog mutation and high programmed death-ligand-1 expression. The presence of Tumor-infiltrating lymphocytes in tumor stroma is a strong prognostic indicator. A recent study in a large Non Small Cell Lung Cancer cohort showed that dense Tumor-infiltrating lymphocytes infiltration is associated with longer survival and longer disease-free survival. In recent years, tumor-stroma ratio can be used as a prognostic predictor factor and can be used as a descriptive parameter for high-risk lung cancer patients. Progression-free survival time in the group with high tumor-stroma ratio was found to be longer than in the group with low tumor-stroma ratio and was statistically significant. When the distribution of overall survival time according to Tumor Stroma Ratio and Tumor infiltrating lymphocyteslevels was evaluated, no statistically significant relationship was found. When the results of our study were examined, no significant relationship was found between Programmed Death Ligand-1 expression and stromal Tumor infiltrating lymphocytessparse and dense groups. Our study provides a comprehensive perspective on the relationship between Programmed Cell Death Ligand-1 and driver oncogene changes and tumor microenvironment in lung adenocarcinomas.

Benzer Tezler

  1. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde PD-l1 ekspresyonu ile sürücü mutasyonlar (ALK, ROSL, EGFR) ve histopatoloji arasındaki ilişkinin analizi

    Association between PD-l1 expression with driver mutations (ALK, ROSL, EFFR) and Histopathology in non-small cell lung cancer

    ONUR DÜLGER

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Moleküler Tıpİstanbul Üniversitesi

    Moleküler Tıp Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLHAN YAYLIM

    PROF. DR. AYŞİM BÜGE ÖZ

  2. Akciğer kanseri ve programlanmış hücre ölüm proteinlerinin klinik önemi

    Lung cancer and clinical significance of programmed cell death proteins

    OZAN USLUER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiDokuz Eylül Üniversitesi

    Onkoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İLHAN ÖZTOP

  3. Akciğer adenokarsinomlarında yapılan rezeksiyon sonrası hava boşlukları ile yayılım (STAS) tespit edilen hastalarda sağkalım

    Survival outcomes in patients with spread through air spaces (STAS) following resection for pulmonary adenocarcinoma

    REYHAN ERTAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Göğüs CerrahisiMarmara Üniversitesi

    Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KORKUT BOSTANCI

  4. Akciğer adenokarsinomlarında diskoheziv büyüme paterninin diğer prognostik parametreler ile ilişkisi

    The association of the discohesive growth pattern with other prognostic parameters in lung adenocarcinomas

    SENA GERÇEK CİVELEK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    PatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YETKİN AĞAÇKIRAN

  5. Akciğer adenokarsinomlarında hava yolu boyunca yayılım (STAS): Morfolojik paternlerinin, yoğunluğunun ve uzanımının prognostik faktörler ve sağkalım ile ilişkisi

    Spread through air spaces (STAS) in lung adenocarcinomas: The relationship of morphological patterns, density, and extent with prognostic factors and survival

    SİNEM ESER POLAT ÜNAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    PatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CANAN SADULLAHOĞLU