Unintended consequences of generative AI in product ideation: A product management perspective
Ürün fikir geliştirme sürecinde üretken yapay zekânın istenmeyen sonuçları: Ürün yönetimi perspektifi
- Tez No: 958162
- Danışmanlar: PROF. DR. DENİZ TUNÇALP
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İşletme, Business Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2025
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İşletme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İşletme Mühendisliği Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 139
Özet
Bu araştırma, Üretken Yapay Zeka'nın (ÜYZ) ürün fikir geliştirme süreçleri üzerindeki dönüştürücü etkisini ürün yönetimi bağlamında incelemektedir. ChatGPT'nin 2022 yılında piyasaya sürülmesinden bu yana, kuruluşlar bu teknolojileri yaratıcılığı artırmak, süreçleri hızlandırmak ve rekabet avantajı elde etmek için hızla benimsemektedir. Ancak bu hızlı adaptasyon sürecinde, bu teknolojilerin yaratıcı süreçler üzerindeki beklenmedik etkileri ve potansiyel olumsuz sonuçları göz ardı edilmiştir. Bu çalışma, B2B ve B2C domainlerinden deneyimli ürün yöneticileriyle yapılan yarı yapılandırılmış mülakatlar aracılığıyla yürütülen nitel araştırma kapsamında, ChatGPT, Midjourney ve Gemini gibi ÜYZ araçlarının fikir geliştirme aşamalarında kullanılması sonucunda ortaya çıkan kritik istenmeyen sonuçları belirlemektedir. Araştırmada kullanılan metodoloji, ÜYZ'yi fikir geliştirme süreçlerine doğrudan entegre etmiş deneyimli ürün yöneticileriyle derinlemesine yarı yapılandırılmış mülakatlardan oluşmaktadır. Örneklem seçimi amaçlı örnekleme stratejisi kullanılarak gerçekleştirilmiş olup, 12 deneyimli ürün yöneticisi araştırmaya dahil edilmiştir. Bu katılımcılar hem B2B hem de B2C domainlerinden gelmektedir. Mülakat protokolü, ÜYZ'nin genel anlayışını, yeni ürün fikir geliştirmede ÜYZ ile deneyimlerin detaylı incelenmesini ve istenmeyen sonuçlar ile gelecek perspektiflerinin değerlendirilmesini içeren üç aşamalı bir çerçeveyi takip etmiştir. Bu metodolojik yaklaşım, yapay zeka adaptasyonunun yaratıcı süreçlerdeki hem doğrudan faydalarını hem de uzun vadedeki ince etkilerini yakalayan zengin nitel veri toplanmasına olanak sağlamıştır. Veri analizi sürecinde Gioia metodolojisi kullanılarak, katılımcıların ifadelerinden teorik boyutlara kadar sistematik bir kodlama süreci izlenmiştir. Araştırmanın temel bulguları, verimlilik kazanımları ile yaratıcı kısıtlamalar arasında karmaşık ve çok boyutlu bir ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. ÜYZ araçları, fikir üretim verimliliğini önemli ölçüde artırıp dokümantasyon süreçlerini kolaylaştırırken, aynı zamanda beklenmedik zorlukları da beraberinde getirmektedir. Katılımcıların tümü ChatGPT'yi günlük iş akışlarına entegre etmiş olup, bu araçları“asistan”,“hızlandırıcı”veya“girdi makinesi”olarak konumlandırmaktadırlar. ÜYZ araçları özellikle dokümantasyon ve içerik biçimlendirme, fonksiyonlar arası iletişimi geliştirme, bilgi sentezi, fikir geliştirme desteği ve kullanıcıya yönelik içerik oluşturma konularında değerli bulunmuştur. Katılımcılardan bazıları, normalde günlerce süren görevleri çok daha kısa sürelerde tamamlayabildiklerini bildirmişlerdir. Bununla birlikte, araştırma ÜYZ'nin radikal inovasyon ve derin analitik içgörüler sağlama konusunda önemli sınırlılıkları olduğunu ortaya koymuştur. Katılımcıların tümü, ÜYZ'nin mevcut kalıpları aşarak gerçekten yenilikçi fikirler üretmede başarısız olduğu konusunda hemfikirdir. Bu durum, yaratıcılık sabitlenmesi, inovasyonun standartlaşması, karar verme yanlılıkları ve fikri mülkiyet ile veri güvenliğiyle ilgili etik kaygılar gibi önemli istenmeyen sonuçlara yol açmaktadır. Yaratıcılık sabitlenmesi, araştırmada tespit edilen en yaygın istenmeyen sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Katılımcıların onda biri, düzenli ÜYZ kullanımının yaratıcılıklarını olumsuz etkilediği konusunda endişelerini dile getirmişlerdir. Bu durum, başlangıçta yaratıcı geliştirmeden nihai bağımlılığa doğru endişe verici bir ilerlemeyi göstermektedir. Katılımcılar, ÜYZ'nin kontrol davranışına yol açtığını ve bilişsel bağımsızlıkları üzerindeki etkilerini gözlemlemişlerdir. İnovasyonun standartlaşması konusunda, tüm katılımcılar ÜYZ'nin gerçekten yenilikçi fikirler yerine standart, öngörülebilir çıktılar üretme eğiliminde olduğunu gözlemlemiştir. Katılımcılar, farklı ÜYZ araçları kullandığında“sonuçların çok benzer”olduğunu keşfetmiş, bu da standartlaşmanın farklı yapay zeka sistemlerine yayıldığını göstermektedir. Bu durum, yaygın ÜYZ benimsenmesi durumunda sektör genelinde ürün fikirlerinin homojenleşmesi riskini ortaya çıkarmaktadır. Katılımcılar ayrıca ÜYZ'nin mevcut pazar trendlerini yakalama ve alan spesifik anlayış geliştirme konusunda yetersiz kaldığını, çoğunlukla genel ve yüzeysel cevaplar verdiğini belirtmişlerdir. Karar verme süreçlerinde ortaya çıkan yanlılıklar ve otomasyon bağımlılığı da önemli bir endişe kaynağıdır. Katılımcılar, üretici yapay zeka tarafından üretilen bilgileri doğrulamada önemli zorluklar yaşadıklarını, bazen doğrulanamayan bilgileri kaynak olarak kullanmak zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir. Bu durum, karar verme zincirlerinde potansiyel yanlış bilgi yayılımına yol açabilmektedir. Özellikle uzmanlık alanları dışındaki konularda ÜYZ'ye bağımlı hale gelme riski bulunmaktadır. Etik ve fikri mülkiyet konularında da önemli endişeler tespit edilmiştir. Katılımcılar organizasyonlarında üretici yapay zeka kullanımına yönelik resmi rehberlik bulunmadığını bildirmiş, bu da bireysel risk yönetimi stratejilerinin organik olarak gelişmesine yol açmıştır. Veri güvenliği, fikri mülkiyet sahipliği ve bilgi doğrulaması konularında belirsizlikler mevcuttur. B2B ve B2C ürün yöneticileri arasında farklı deneyim kalıpları gözlemlenmiştir. B2B ürün yöneticileri, teknik dokümantasyon ve fonksiyonlar arası iletişim için üretici yapay zekayı daha kapsamlı kullanırken, B2C ürün yöneticileri kullanıcıya yönelik içerik oluşturma ve kullanıcı perspektiflerini anlama konusunda üretici yapay zekayı önemli bulmaktadırlar. Risk algıları da farklılık göstermekte; B2B yöneticileri veri güvenliği risklerine daha fazla odaklanırken, B2C yöneticileri tüketici trendlerini yakalama konusundaki sınırlılıklardan daha fazla endişe duymaktadırlar. Katılımcılar, bu olumsuz etkileri azaltmak için sofistike adaptasyon stratejileri geliştirmişlerdir. Bunlar arasında üretici yapay zekaya danışmadan önce bağımsız düşünme, bağlama özgü güven kalıpları oluşturma, işbirlikçi filtreleme yaklaşımları geliştirme ve insan ile yapay zeka yetenekleri arasında stratejik görev dağılımı bulunmaktadır. Bu uygulamalar, üretici yapay zeka girdilerinin en çok değer kattığı alanları ve insan yargısının temel kaldığı alanları ayırt etme becerisi olan“ Üretici yapay zeka okuryazarlığının”sezgisel gelişimini temsil etmektedir. Araştırmanın sonuçları, üretken yapay zekanın ürün fikir geliştirme süreçlerinde hem önemli fırsatlar hem de ciddi riskler sunduğunu göstermektedir. Bu teknolojilerin etkin entegrasyonu, verimlilik ile yaratıcılık arasındaki dengeyi koruyacak stratejik bir yaklaşım gerektirmektedir. Çalışma bulgularına göre, en başarılı uygulamalar ÜYZ'yi rutin, yapılandırılmış görevlerde kullanırken, yaratıcılık ve muhakeme gerektiren alanlarda insan liderliğini koruyan hibrit modelleri benimseyen organizasyonlarda gözlemlenmiştir. Bu yaklaşım, yapay zekanın güçlü olduğu bilgi sentezi, dil işleme ve patern tanıma yeteneklerinden yararlanırken, insanların bağlamsal anlayış, stratejik vizyon ve çığır açan inovasyon kapasitelerini ön planda tutmaktadır. Dikkatle tasarlanmış hibrit insan-yapay zeka yaklaşımları, organizasyonların rekabet avantajlarını kaybetmeden teknolojik gelişmelerden faydalanabilmeleri için kritik öneme sahiptir. Bu modellerde ÜYZ, geleneksel yaratıcılık metodlarını destekleyen bir araç olarak konumlandırılırken, nihai karar verme yetkisi ve yaratıcı kontrol insan ürün yöneticilerinde kalmalıdır. Araştırma, ürün yöneticilerinin ÜYZ'yi“asistan”veya“hızlandırıcı”olarak kullanırken, stratejik kararlar ve yaratıcı yönlendirme konularında insan önceliğini koruyan yaklaşımların daha başarılı olduğunu göstermektedir. Organizasyonlar için kapsamlı ÜYZ yönetişim çerçeveleri oluşturulması kritik önem taşımaktadır. Bu çerçeveler, öncelikle veri güvenliği protokollerini içermelidir; hangi tür şirket bilgilerinin harici ÜYZ sistemleriyle paylaşılabileceğine dair net yönergeler, hassas bilgilerin korunması için güvenlik önlemleri ve veri sızıntısı risklerini minimize edecek kullanım sınırları belirlenmelidir. Fikri mülkiyet çerçeveleri açısından, ÜYZ destekli inovasyonlar için sahiplik ve atıf yaklaşımları netleştirilmeli, yasal doğrulama gereksinimleri tanımlanmalı ve potansiyel patent ihlali risklerine karşı koruma mekanizmaları geliştirilmelidir. Doğrulama standartları kapsamında ise, karar verme süreçlerinde kullanılan ÜYZ üretimi bilgiler için zorunlu doğrulama gereksinimleri, ek araştırma gerektiği durumların belirlenmesi ve faktüel doğruluk endişelerini ele alacak protokoller oluşturulmalıdır. Bu çalışma, ürün yöneticilerine ve kuruluşlara ÜYZ'nin ürün inovasyonundaki faydalarını en üst düzeye çıkarırken istenmeyen sonuçlarını azaltacak çok boyutlu bir rehberlik sağlamaktadır. Pratik öneriler arasında, ÜYZ kullanımından önce bağımsız düşünmeyi teşvik eden sıralı fikir geliştirme süreçleri, yaratıcı çeşitliliği koruyacak değerlendirme kriterleri, farklı eğitim temelleri olan çeşitli ÜYZ araçlarının stratejik kullanımı ve ekip üyelerinin etkin insan-ÜYZ işbirliği becerileri geliştirebilmeleri için formal eğitim programları yer almaktadır. Ayrıca, organizasyonların düzenli ÜYZ etki değerlendirmeleri yapmaları, ürün farklılaşması üzerindeki etkilerini izlemeleri ve teknolojik gelişmelere paralel olarak yönetişim politikalarını güncellemeleri önerilmektedir. Bu kapsamlı yaklaşım, ÜYZ'nin sunduğu verimlilik artışlarından yararlanırken, yaratıcı farklılaşma ve inovasyon kapasitesinin korunmasını sağlayacak sürdürülebilir entegrasyon stratejilerinin geliştirilmesine olanak tanımaktadır.
Özet (Çeviri)
This research examines the transformative impact of Generative Artificial Intelligence (GenAI) on product ideation processes within product management contexts. Through qualitative exploration involving semi-structured interviews with experienced product managers from both the B2B and B2C sectors, the study identifies critical unintended consequences that emerge when leveraging GenAI tools, such as ChatGPT, Midjourney, and Gemini, during ideation phases. The methodology employed in this research consisted of in-depth, semi-structured interviews with product managers who have direct experience implementing GenAI within their ideation workflows. The interview protocol followed a three-step framework exploring a general understanding of GenAI, in-depth exploration of experiences with GenAI in new product ideation, and examination of unintended consequences and future perspectives. This approach enabled the collection of rich, qualitative data that captured both the immediate benefits and the subtle, long-term effects of AI adoption in creative processes. The findings reveal a complex relationship between efficiency gains and creative limitations. While GenAI significantly enhances ideation productivity and streamlines documentation processes, it simultaneously introduces challenges, including creativity fixation, homogenization of innovation, decision-making biases, and ethical concerns related to intellectual property and data security. Product managers reported varying experiences based on their seniority, with experienced managers finding AI to be less creative but more practical for process refinement, while junior managers valued AI for suggesting concepts they might not have otherwise considered. The research highlights how over-reliance on AI can gradually reshape cognitive patterns, potentially diminishing independent creative thinking. Additionally, the standardization of AI-generated outputs presents a risk of industry-wide homogenization of product ideas, thereby undermining competitive differentiation. The study also identifies verification challenges and trust issues that complicate the integration of AI-driven insights into strategic decision-making. This thesis concludes by advocating for thoughtfully designed hybrid human-AI approaches that maintain human leadership in domains requiring creativity and judgment while leveraging AI for its efficiency and information synthesis strengths. It provides practical recommendations for product managers and organizations to establish effective governance frameworks and integration strategies that maximize the benefits of GenAI while mitigating its unintended consequences in product innovation.
Benzer Tezler
- Multi-dimensionality of migration: The case of post-1974 immigrants in the Bahçeli Village in the Northern Part of Cyprus
Göçün çok boyutluluğu: 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs Bahçeli Köyü'ne yerleşen göçmenler örneği
AYŞENUR TALAT
Doktora
İngilizce
2015
SosyolojiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HELGA IDA RITTERSBERGER-TILIC
- Y nesli üzerine sosyolojik bir analiz
A sociological analysis on generation Y
TUNA ÇAĞLAR TOPGÜL
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
SosyolojiHacettepe ÜniversitesiSosyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. NİLÜFER ÖZCAN DEMİR
- Deep learning in cyber security for internet of things
Nesnelerin internetinin siber güvenliği için derin öğrenme
FURKAN YUSUF YAVUZ
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve Kontrolİstanbul Şehir ÜniversitesiBilgi Güvenliği Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ENSAR GÜL
DR. DEVRİM ÜNAL
- Sahte multimedya üretimi ve sahte multimedya tespiti
Fake multimedia generation and fake multimedia detection
MARAT UTEPKALIYEV
Yüksek Lisans
Türkçe
2025
Bilgisayar Mühendisliği Bilimleri-Bilgisayar ve KontrolMilli Savunma ÜniversitesiBilgisayar Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYTUĞ BOYACI
- Tarım kaynaklı pestisitlerin SWAT ile havza ölçeğinde modellenmesi
Modeling agricultural pesticide pollution by SWAT model
FATMA NİHAN DOĞAN
Doktora
Türkçe
2022
Çevre Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiÇevre Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MAHMUT EKREM KARPUZCU