Geri Dön

Türkiye'de küreselleşmenin bir aracı olarak özelleştirme uygulamaları

Privatization in Turkey as a means of globalization

  1. Tez No: 120457
  2. Yazar: KAĞAN ŞAR
  3. Danışmanlar: PROF. DR. OĞUZ ESEN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Ekonomi, Economics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2002
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Gazi Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İktisat Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 135

Özet

ÖZET Küreselleşme, 1980'li yıllardan itibaren literatüre giren, ekonomideki yeni eğilimleri ve süreçleri tanımlamak için başvurulan temel referans noktalarından biri haline gelmiştir. Yeni yatırım araçlarının yaratılması, bunların etkinliğini artıran ve yaygınlaştıran bir haberleşme ve bilgi işlem teknolojisinin hızla gelişmesi, sermayenin dolaşımının serbestleşmeye başlaması, küreselleşmeyi meydana getirmiştir. Küreselleşme, mal, emek ve finans kesimlerinde aynı hızda ilerlememektedir. Günümüzde finans piyasaları küreselleşmenin en çok yaşandığı kesim olarak karşımıza çıkmaktadır. Küreselleşme süreci; gelişmiş ülke sanayiinin, ekonomik ve sosyal hayattaki bütün sorunların devlet müdahalelerinden kaynaklandığını ileri sürerek, gerçekte kâr oranlarını korumak amacıyla, ucuz ve örgütsüz işgücüne sahip, sermayeye büyük kolaylıklar sağlayan neredeyse hiç vergi vermeden faaliyette bulunabilecekleri üçüncü dünyaya aktarılması ile yaygınlaşmıştır. Üçüncü dünya ülkelerinin içinde bulunduğu kronik kaynak sıkıntısı ve ödemeler dengesi açığı sorunları borçlanma sürecini hızlandırmış, üçüncü dünya ülkeleri borçlarını ödeyemeyince, gelişmiş ülkeler ve onlardan kaynaklanan büyük sermaye, borçların geri ödenmesi yerine, bu ülke ekonomilerinin deregülasyonunu, liberalleşmesini ve ulus-devletlerin belki de var oluşunu sağlayan kamu kurum ve kuruluşlarının özelleştirilmesini istemiştir. Bu bağlamda özelleştirme, sermaye birikim sürecinin küresel ve ulusal çapta yaşanan yapısal krizi aşması için önerilen bir çözümdür. Ülkemiz ekonomisinin 1980 sonrası girmiş olduğu sürecin, dünya ekonomisinin girdiği küreselleşme sürecine koşut olduğu gözlenmektedir. 1980'ler, dünya ekonomisi yönünden küreselleşme sürecinin ivme kazandığı, Türkiye Ekonomisi yönünden ise özelikle finansal alanda serbestleşme yönünde önemli adımların atıldığı yıllardır. Deregülasyon ve özelleştirme kavramları, küreselleşmesüreci çerçevesinde ülkemizden talep edilen uygulamalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Küreselleşme, ülkemizde, teknolojinin ve yeni yatırım araçlarının da yardımı ile son derece hızlı hareket ederek küresel düzeyde karar veren yatırımcılardan ve çeşitli ülke pazarlarına hızla girip çıkabilen bu arada da mali krizlere yol açabilen, hükümet politikalarını anında etkisiz bırakan bir sıcak paradan oluşan çok istikrarsız bir sermaye piyasası oluşturmuş, istikrarsız ve kısa vadeli ekonomi politikaları ise Türkiye Ekonomisi'ni yapısal ve içinden çıkılamaz olumsuzlukların içerisine itmiştir. Küreselleşme kavramının birlikte hareket ettiği özelleştirme ise,“ulusal ekonominin etkinliğini yükseltmek”,“sermayeyi tabana yaymak”ya da“serbest bir piyasa sistemi oluşturmak”gibi söylemlerine karşın, ülkemizde bu amaçlarla ilgili olmayan bir şekilde, kamu maliyesinde görülen ve ait edilemeyen bir sorun olarak karşımıza çıkan kamu açıklarını kapatmanın bir aracı ve uluslararası finans çevrelerinin yapısal uyum felsefesine ayak uydurararak saygınlık kazanmanın bir yolu olarak görülmüştür. Ayrıca, özelleştirme, dış finans çevrelerinin, özelikle IMF ve Dünya Bankası gibi, Türkiye'nin Yapısal Uyum ve İstikrar Programlarını yönlendiren kurumların mali ve politik desteğini alabilmenin bir önkoşulu olarak karşımıza çıkmıştır. Bu bağlamda, kamu işletmelerinin geleceğine komplekssiz yaklaşmak gerekmektedir. Özelleştirmenin tek çare olarak görülmesi bilimsel bir yaklaşım değildir. Bu aşamada ekonomi yönetimine düşen en önemli görev; kamu işletmeleri üzerindeki belirsizlik havasını kaldırmak, KİT'lere idari ve mali yönetim özerkliği vermek, özelikle stratejik teşebbüslerin satılması uygulamalarına son vermek ve kamu işletmelerini“üvey evlat”olarak görmekten vazgeçmektir.

Özet (Çeviri)

ABSTRACT Globalization has become one of the basic reference points in order to define new tendencies and the new process in economics since 1980s. Creation of new investment instruments, improvement in information technologies which increased the effectiveness of improved investment alternatives, and capital flows being more free and mobile has caused globalization. Globalization process continues in differing speed and extent in goods, labor and financial market. Currently, financial markets appear to be the most globalizing sector. Globalization process has become a widespread phenomenon by the transfer of the industries of developed countries, claiming that all the problems in economic and social life arises as a result of state intervention, in fact just having the aim of profit maximization, to the third-world countries, where they can function nearly without paying no tax and where labor is cheap and unorganized. The problems of third-world countries like insufficient fund, balance of payment deficits stimulated the borrowing process. When the third-world countries couldn't repay these loans, developed countries and the capital originating from them, demanded the deregulation, liberalization of their economies; privatization of public enterprises which maybe provided the existence of these nation-states. In this context, privatization is offered for the capital accumulation process to overcome the structural crisis in both national and international area. It is clearly observed that the process Turkey has been in after 1980s is parallel to globalization process in world economy. In 1980s globalization process in world economy gained speed whereas in Turkey crucial steps were taken in financial liberalization. Deregulation and privatization are presented as a demand from our country to promote to globalization process.Globalization, in our country, by means of technology and new investment instruments has generated a capital market consisting of 'hot money" which is very mobile and can move freely among different countries and markets and which may leave the national policies ineffective. Such an unsteady capital market, economic policies which are considered only for short-term caused Turkish Economy to have very important structural problems. The most prominent arguments for privatization, which is a part of globalization process, are that it increases the efficiency of national economy, helps to create a competitive market economy and enables more people to have share in economic entities. Despite these arguments, in Turkey privatization is seen as a means of covering deficits in public enterprises and gaining reputation among international finance institutions by seeming in line with structural adjusment ideas. Privatization is set as a preconditional against monetary and political support by the institutions like IMF and the World Bank which manage the Structural Adjusment and Stabilization Programmes in Turkey. In this context, there should be no conditionals when thinking about future of public enterprises. Presenting privatization as the only solution is not a scientific approach. The most crucial duties for the governers of the economy are to state the decisions about the public enterprises clearly, to cease ambiguity of their situation, to provide them an autonomous management in terms of finance and administration, to stop privatizations in strategically important sectors and to give up seeing public emterprises as 'outsiders'.

Benzer Tezler

  1. Türkiye'de özelleştirme uygulamaları karşısında sendikaların tavrı

    Trade union reactions against privatization implementations in Turkey

    NİLÜFER KAYNAK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    EkonomiAnkara Üniversitesi

    Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. BERRİN ATAMAN

  2. Regülasyon ve düzenleyici kurumların telekomünikasyon sektörüne etkisi

    The effect of regulation and regulatory institutions on the telecomunications sector in Turkey

    TUĞÇE FİGAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    EkonomiKastamonu Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERKAN DİLEK

  3. Privatization of state owned mining companies and its effect on the Turkish economy

    Devlet madencilik işletmelerinin özelleştirilmesi ve Türk ekonomisine etkisi

    MEHMET TEKELİOĞLU

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    1999

    Maden Mühendisliği ve MadencilikDokuz Eylül Üniversitesi

    Maden Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HALİL KÖSE

    DOÇ. DR. ERCÜMENT YALÇIN

    DOÇ. DR. AHMET HAKAN ONUR

  4. Küreselleşme sürecinde Türkiye ve Avrupa Birliği'nde özelleştirme uygulamaları

    Privatization practices in Turkey and European Union within globalisation process

    NECATİ BARIŞ SADIK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Kamu Yönetimiİstanbul Üniversitesi

    Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. HASAN SABIR

  5. Yükselen ekonomiler ve Türkiye'de doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının siyasal-ekonomik istikrar açısından değerlendirilmesi

    Assessment of foreign direct investment for Turkey and emerging economies in terms of economic and political stability

    MUHAMMED YILDIZ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    EkonomiAtatürk Üniversitesi

    İktisat Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. ŞABAN MUSTAFA ERSUNGUR