Türk gravür sanatının tarihsel gelişimi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 32365
- Danışmanlar: DOÇ. DR. GÖNÜL GÜLTEKİN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Güzel Sanatlar, Fine Arts
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Gazi Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uygulamalı Resim Eğitimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 199
Özet
ÖZET Bu araştırmada Türk Gravür Sanatının tarihsel gelişimi, başlangıcından bugüne çeşitli yönleden incelenmiş ve bulgulanmıştır. 1453'te istanbul'un alınışından sonra, gravürün teknik olarak Türkiye'deki ilk uygulamalarından başlayarak günümüze kadar; sanatsal amaçlı kullanılışı tarihsel olarak gelişim çizgisi ile verilmeye çalışılmıştır. Öncelikle, Osmanlı İmparatorluğu'nda savaş esirlerinin, ülkelerine döndükten son ra izlenimlerini yazdıkları kitaplardaki baskıresimlerle Avrupa Osmanlı'yı tanımış ve iletişim başlamıştır. Edinilen bu ilk bilgiler gezginleri yüreklendirmiş, bol gravürlü se yahatnamelerle iletişim güçlenmiştir. Buna elçilik görevlilerinin beraberlerinde getirdik leri gravür sanatçılarının çalışmaları da eklendikten sonra Osmanlı sanatçısı bu teknikle tanışmıştır. Türkiye'de gravür sanatımn uygulanması, 18. Yüzyılın ilk yansında, Macar asıllı İbrahim Müteferrika ve Said Çelebi tarafından matbaanın kurulmasından sonra, kitap resimlemesi biçimde başlamıştır. 1726'dan 1883'e kadar İstanbul'da kurulan basımevle- rinde birçok kitaplar basılmış, büyük çoğunluğunun resimlemesi ağaç ve metal gravürle yapılmıştır. Bu resimlemeler için zaman zaman Fransa'dan gravür ustaları getirilerek basımevlerinde çalıştırılmıştır. 1883 yılında Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alîsi kurulmuştur. Resim, Heykel ve Mi marî bölümlerine ek olarak daha sonra Hakkâklık Bölümü oluşturulmuştur. Bölümün başına Fransa'dan Napier isimli gravür ustası getirilmiş olmasına karşın gravür sanatçısı yetişmemiştir. Bunun üzerine 1924'de bu bölüm kapatılmıştır. 1936-1937 Akademi reformu yıllarında Resim Bölümü'nün başına Le'opold Le'vy getirilmiş ve gravür atölyesi işlerliğine yeniden kavuşmuştur. 1935'de Floransa'dan dö nerek, desen ve gravürlerinin ağırlıkta olduğu ilk kişisel sergisini açan Sabri Berkel'i, bu atölyeye asistan almıştır. Ancak 1940'lı yıllarda Turgut Zaim ile birlikte Sabri Ber- kel, sanatsal amaçlı gravür çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir. 1948'deki Akademi yan gınına kadar D.G.S.A. gravür atölyesinde birçok sanatçı çalışmış fakat, bunlardan gra vür sanatım sürekli uygulayan olmamıştır. 1932-1933 Öğretim yılında Ankara'da G.E.E.R.1. Bölümü açılmış; hemen ardın dan buradaki öğretim elemanları meslekî bilgilerini geliştirmek amacıyla İspanya, İngil tere, Almanya gibi Avrupa'nın çeşitli ülkelerine değişik zamanlarda gönderilmişlerdir. Bu nedenle kurumdaki gravür atölyesinmin işlerlik kazanması 1965 yılma kadar sür müştür. 1967'de İçmeli'nin Türkiye'ye dönmesiyle de ara verilmemek üzere hız kazan mıştır. iiİstanbul'da ise, 1957 yılında Mustafa Aslıer'in D.T.G.S.Y.O. gravür atölyesinin başına getirilmesiyle, Türkiye'deki baskıresim potansiyeli hareketlenmeye başlamış, bu kurum öncü rol oynamıştır. 1970 yılından sonra, İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü, İzmir Buca Eğitim Ensti tüsü gravür atölyeleri kurulmuş, kurumların genel eğitim anlayışları çerçevesinde baskı resim çalışmaları sürdürülmüştür. Tüm bu atölyelerde birçok gravür sanatçısı yetişmiş tir. Cumhuriyet sonrası gravür sanatçılarından: Aliye Berger; saraylı bir aileden gelmiştir. Gravürü diğer tüm tekniklerden farklı gören, kutsallaştıran ve yaşamının son noktasına kadar sürdüren, inançlı, sadık bir gra vür işçisi, sanatçısıdır. Mustafa Aslıer; Türk Resim Sanatına birçok sanatçı kazandırmış, yapıtlarıyla da Türk toplumunun ortak duygularını, kültürünü belgelemek istemiştir. Mürşide, İçmeli; çalışma arkadaşlarıyla birlikte G.E.E.R.I.B. gravür atölyesini oluşturmuş; yapıtlarıyla olgunluğun, titizliğin, sadeliğin, dengenin sembolü denilebile cek örnek bir sanatçı olmuştur. Süleyman Saim Tekcan; Türk Sanat Eğitimine kuruluşunu gerçekleştirdiği birçok baskıresim atölyesinden dolayı önemli katkılar sağlamıştır. Ayrıca, geliştirdiği özgün teknik uygulamalarıyla, serigrafi alanında büyük bir aşama gerçekleştirmiştir. Hayati Misman'ın; anıtsal etkiye ulaşmış yapıtlarında, salt plâstik değerlerin olu şumuyla vardığı nokta, uzun süreli ve yorucu sanatsal geçmişinin getirdiği özümlenmiş bir birikimin, yetkinliğin sonucudur. Türk gravür sanatının gelişimine katkısı somut ve yadsınamaz bir gerçektir. Güler Akalan ise; G.E.E.R.I.B. gravür atölyesinde Bayrağı devralan son üye ola rak önem taşıyan, içtenlikli yapıtlarıyla da Türk Plâstik Sanatları'nda hakettiği yeri ko ruyan bir sanatçıdır. Sayılan tüm bu sanatçılar; eğitimci ve sanatçı tavırlarının getirdiği anlayışla uzun yıllar süren özverili çalışmaları ile tanınmışlardır. Ve artık günümüzde; genel sanat kav ramı içerisinde, bir yapıtın oluşumunda kullanılan tekniğin önemsiz bir ayrıntı olduğu gerçeği benimsenmiştir. Yapıtın sanat değerinin, resimsel öğelerinin gerisindeki yaşam- sallığmda, düşünsel yapısında olduğu bilincine ulaşılmıştır. iii
Özet (Çeviri)
ABSTRACT In this study, the historical development of the Turkish engraving art was examined and described in different aspects from the very beginning until today. By beginning from the first application of engraving technically in Türkiye after the conquering of Istanbul in 1453, artistic usage of it was described in millestones of historical development. Initially, the Europe knew Ottoman Empire by the printed pictures in the books which war captives wrote their memories after returning their countries and so the exchange of information was started. This first information encouraged the travelers and the relations got developed by means of the travelers' books with many engravings. After the studies brought by the returning embassy personnel were added to the previous ones as well, the Ottoman artists become acquainted with this technic. The application of the engraving art in Türkiye started in form of picturing the books after the first installation of printing press by Said Çelebi and Ibrahim Mütteferrika from Hungary in the first half of 18th century. Many books were printed in the presses established in Istanbul from 1726 to 1883 and printing the majority of them was realized by wood and metal engraving. From time to time engraving artists were brought from France for printing and had them work in the presses. The school of“Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi”was established in 1883. Art of engraving branch was opened later on, in addition to picture, statue and architecture branches. Although the engraving artist named Napier was brought from France as the leader of the branch, no engraving artist was able to be trained for a long time. As a result, this branch was closed in 1924. During the academy reform period from 1936 to 1937, Le'opold Levy was brought as the leader of the picture branch and the engraving shop was reactivated. He appointed Sabri Berkel as assistant in this shop, who opened his first private exhibition, composed majorly by art drawings and engravings after his return from France in 1935. Sabri Berkel, together with Turgut Zaim realized the artistic engraving works in 1940's, though. Until the fire in the Academy in 1948, many artist had worked at the engraving shop of D.G.S.A. (Governmental Artistic Academy), but none of them has continuously applied the engraving art. ivIn the 1932-1933 training year, G.E.E.R.I. branch was opened in Ankara, just after the training crew of this branch were sent to various European countries, such as Spain, England and Germany, at different times to improve their professional skills. For this reason, to become fully operative of the engraving shop in this institution lasted until the year of 1995. After the return of Ms. Içmeli to Türkiye in 1967, it has gained a continuous acceleration. In Istanbul, after Mr. Mustafa Asher became the chief of engraving shop in D.T.G.S.Y.O. in 1957, printed picture movements were started to be activated, this institution played the leadership role in this activation. After the year of 1970, engraving shops in Istanbul Training Institution, Izmir Buca Training Institution were established and printed picture works have been continued in parallel with general training policies of the institutions. Many engraving artists were trained in all these shops. Following are the engraving artists post-Turkish Rebuplic: Aliye Berger; she had descendants from the Ottoman palace. She was a royal and devoted engraving worker and artist, distinguishing the engraving from all other technics and had contiued working on it until the end of her life. Mustafa Aslier; trained many artists for Turkish Picture Art, tried to document the common sense and culture of the Turkish people in his work of art. Mürşide Içmeli; established the engraving shop of the G.E.E.R.I.B. together with her colleagues became a leader artist as to be said the symbol of maturity, captiousness, plainness and equilibrium through her art of work. Süleyman Saim Tekcan; contributed too much in the Turkish art training through realizing the establishment of many picture printing shops, furthermore realized a great deal of improvement in the area of serigrahy through the application of the special technic that the developed. Hayati Misman; the point he reached by realization of merely plastic values in his works attaining monumental effect is a result of his assimilated experience and perfection, formed by long lasting and fatiguing artistic background. His contribution in the development of Turkish engraving art is an undeniable reality.Güler Akalan; has an importance of being the last member, taking on the flag in the engraving shop of the G.E.E.R.I.B., and is an artist, keeping the post of Turkish plastic arts that she deserved through her sincerity works of art. All these described artists were known by their unselfish works, lasting for many years in manner, formed by their trainer and artistic behaves. And nowadays, the reality is considered appropriate that the technic used in forming a work of art, in general art concept is an unimportant detail. The conscious that the artistic value of a work of art is at the liveliness behind the pictural elements and at the structure of the way of thinking has been reached. VI
Benzer Tezler
- Çağdaş Türk Gravür sanatında Ahmet Aydın Kaptan
Ahmet Aydın Kaptan in contemporary Turkish Engraving Art
EBRU YELİZ BENLİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Güzel SanatlarGiresun ÜniversitesiSanat ve Tasarım Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MERVE YILDIRIM
- Türk gravür sanatında hayvan imgesi
Printing picture and pit printing
MEHMET SAMET ŞİŞEK
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Güzel SanatlarTekirdağ Namık Kemal ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
DOÇ. DALİLA ÖZBAY
- 20. yüzyıl Türk gravür sanatında figüratif eğilimler
The figurative tendencies of Turkish gravure art in the twentieth century
GÜLFİDAN GÜMÜŞOĞLU ŞENTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2011
Güzel SanatlarÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiResim Ana Sanat Dalı
DOÇ. DOÇ. İHSAN DOĞRUSÖZ
- Gelişim sürecinde kolografi ve deneysel baskıresme etkileri
Collagraphy in developing process and its impacts to experimental printmaking
SEZİN TÜRK KAYA
- Güler Akalan'ın gravür uygulamaları ve sanat anlayışı
Güler Akalan's engraving applications and her artistic perspective
EDA GÜNDAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Eğitim ve ÖğretimGazi ÜniversitesiGüzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GONCA HÜLYA YAYAN