Geri Dön

Resilient places, resilient childhood: Exploring the role of the built environment in supporting the well-being of children in war

Dirençli yerler, dirençli çocukluk: yapılı çevrenin savaştaki çocukların refahını desteklemekteki rolünü keşfetmek

  1. Tez No: 533344
  2. Yazar: SANA AL AZZAWI
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. GÖKSENİN İNALHAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Psikoloji, Architecture, Psychology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2018
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Mimari Tasarım Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 149

Özet

Son birkaç yıl Içinde, savaş ve silahlı çatışmaların neden olduğu imha görüntüleri ne yazık ki günlük bir özellik olarak haber seli haline gelmiştir. Bununla birlikte, bu görüntüler, bu dehşet altında etkilenenlerin hissettikleri gerçek acıyı aktarmakta yetersiz kalmaktadır. Savaş ve silahlı çatışmanın en yıkıcı sonuçları olarak çocukları fiziksel, zihinsel ve psikolojik olarak etkilemektedir. Çocuklar toplumlar arasında en savunmasız olanlardır ve uluslararası temyiz ve çocukların hayatlarını kırmızı bir çizgi olarak kabul etmelerine rağmen, insanlık hala onları koruyamamaktadır. Savaşın çocuklar üzerindeki etkisi muazzamdır ve çoğunlukla uzun süren çatışmalar çocukların uzun süreli felaket sonuçlarına yol açarak, hızlı iyileşme ve restorasyon yapmasını önler. Savaş ve silahlı çatışma, çocukları hayati tehlike, yaralanma, aileden ayrılma veya aileden ayrılma, militan işçi olarak alımı, şiddet, işkence, cinsel istismar, yerinden etme, yoksulluk ve liste gibi daha büyük risklere karşı savunmasız hale getiriyor. Çocuklar sadece yaşamları ve yakın aileleri için ölüm ve yaralanma riskiyle karşı karşıya kalmazlar, fiziksel çevrenin tahrip olması, okulların, mahallelerin ve altyapının refahlarını olumsuz etkilemesinden de müzdarip olurlar. Ortamlar, çocukların normal bir sağlıklı gelişim için ihtiyaçlarını destekleyemez hale gelir. Bu ihtiyaçlar sadece barınak ve yemek ve suya erişim ile ilgili değil aynı zamanda tüm kaynaklardan yararlanmayı da içermektedir; Her gün yaşadıkları sıkıntıya rağmen, çocukların yalnızca hayatta kalmayı değil, aynı zamanda gelişmesini sağlayan kişisel, sosyal veya çevresel tüm kaynaklara sahip olması gerekir. Bu kaynaklar doğada çeşitlilik gösterdiğinden ve birçok araştırma alanına yayıldığından, soruna kapsayıcı bir bakış açısıyla bakmak ve farklı teorik kavramların psikoloji, sosyoloji, çevre psikolojisi, hümanist coğrafya gibi çeşitli bilgi alanlarına entegre edilmesine izin vermek daha da gerekli hale gelmektedir. Savaşın ardından, yalnızca barınakların oluşturulması için değil, aynı zamanda kontrol hissi veren ve daha iyi bir gelecek umudu için çocuklara koruyucu besleyici bir zarfın sağlanması için ortamların rehabilite edilmesi gerekiyor. Yeniden yapılanma süreci, geçmişi geleceğe yeniden bağlamaya yönelik bir girişimdir ve bu karmaşık çabaya dahil olan birçok tarafla, çatışan çıkarlar ve bir savaşın ardından dengesiz siyasi manzara bu geçiş dönemindeki kilit unsurlardır. Mimari ve çevresel kaygılar açısından, geçmişle geleceğe yeniden bağlanma sorunu, özellikle toplu konut yapımında ekonomik sorunların yanı sıra üslupla ilgili sorulara da yöneliyor. Çatışma sonrası yeniden yapılanma, genellikle etkilenen bölgelerin haritalarına ve finansal sayfalarına bakan ve genellikle evlerine yerleştirilen insanların göz seviyesindeki sorunlarına miyopik olarak bakan politik ve ekonomik yönlendiriciler tarafından yönetilir. İnsanların yaşadıkları yerler ile nasıl ilişkili olduklarının ve yaşamlarının bu yerler arasında nasıl yerleştiğinin genellikle görülmeyen boyutu; mesela, yere bağlılıkları, dirençlerini arttırmakta veya engellemekte rol oynayabilir. Yeniden yapılanma planlarının ve çevresel müdahalelerin kapsamı, insan-yer ilişkilerini ve ayrıca sosyal ilişkileri içerecek şekilde genişletilebilir. Bu bağlamda, tasarımcılar, mimarlar ve yapılı çevrenin planlamacıları ve çevre psikolojisinin katkısı savaş sonrası yeniden yapılanma sürecinde çok önemlidir. Birkaç örnek alan incelemesi kullanarak, mimar ve tasarımcıların afet bölgelerinde mimarlık ve insani yardım arasında etkili bir ittifak göstermesinin yanı sıra, tasarımı aktivizm ve sosyal hizmet yolu olarak kullanmak için bazı girişimlerde bulunulmuştur. Bu tür çalışmalar, savaş ve çatışmadan etkilenen bölgeler için tasarımın hayati rolüne dikkat çekmiştir. İnsani ve etik hedefler, savaştan etkilenen çocuklar için ortamlar inşa etmek ve rehabilite etmek için özellikle değerlendirilmesine ihtiyaç duymaktadır. Yere bağlılığın anlaşılmasıyla ilgili olarak, mimarlığın bir yer yapımı olarak tanımı daha önemlidir ve şu anki sorunumuzda, buna daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Yer kuramları, fiziksel ortamın kalitesini, fiziksel ortamlarda doygun hale gelen sosyal anlamlar, semboller, değerler ve psikolojik durumlarla zaman ve etkileşimlerle ilişkilendirir. Çevresel etik boyutun bel kemiği olarak yer aldığında, tasarım insani müdahalenin insan yaşamı ve geçim sıkıntısının azaldığı durumlarda bir varlık haline gelebilir. Takip eden soru; Savaştaki çocuk dirençliliğine çevresel açıdan nasıl yaklaşabiliriz? Kuşkusuz, çocukların refahını fiziksel çevreye, özellikle de bilişsel, duygusal ve değerlendirici gelişiminde oynadığı rolle ilişkilendiren zengin bir araştırma topluluğu olmuştur. Bu araştırmalar, mimarlara ve tasarımcılara, bu teorik fikirleri, çocukların evlerinin, semtlerinin, şehirlerinin veya eğitim kurumlarının olsun, nasıl yer ve yer edindiğine dair duyarlılığıyla, çocuk ortamlarının tasarımına uygulama konusunda ilham vermektedir. Yer deneyimi, bireyin mutluluğuna etki eden bilişsel ve duygusal modlar ve düzenleyici mekanizmaların yelpazesinde değişir. Erken yaşlardan beri, çocuklar yerle ilgili duygularla, yere bağlılıklarını oluşturmaktadır. Bazı araştırmalar, çocukların erken yaşlardan beri yerlere doğru şekillenmeye başladığı duygusal bağların, çocukların özel yerlerinin, yer kimliğinin ve çocukların sağlığı için olumlu bağların sürdürülmesi ve beslenmesi gerekliliğini göstermiştir. Çocukluk ilişkisinin bir diğer bileşeni, doğal dünyaya doğru uzanıyor olarak düşünülebilir. İnsanların çevreye verdiği zararın artması ve daha sürdürülebilir düşünmeye duyulan ihtiyaç nedeniyle, çocuklar ve çevre konusundaki söylem, gelecek nesillere çevre yanlısı tutumlar ekmenin yanı sıra çocukları doğal çevre ile gerekli sağlık ve refah kaynağı olarak bağlanma yararına özel bir uyanış göstermiştir. Bu hareket, Biyolojik ve psikolojik çevrelerde Biophilia hipotezi olarak algılanan doğuştan gelen biyolojik eğilimin doğayla ve yaşam formlarıyla ilişkilendirilmesinin bir sonucu olarak, insanların doğaya bağlı olduklarında bir refah duygusu edindikleri önermesi ile rezonans bulur. Fakat tüm bu sistemlere ve çocuk ve çevre arasındaki karşılıklı bağımlı ilişkilere kırmızı bölgelere geçerken ne olur? Bu çalışmanın amacı, yere bağlanma ve onaran çevreler gibi teorileri kullarak, savaş ve çatışmalar bağlamında çocukların dirençliliği ve fiziksel çevre arasındaki ilişkileri araştırmaktır. Savaşın zorlaştığı ortamlar ve toplumlarla uğraşmanın kesinlikle zorlukları vardır. Bu zorluklar, sayısız insan duyguları ve anormal şartlardaki deneyimlerin karmaşıklığıyla ortaya çıkar ve en uygun çözümlere ve müdahalelere ulaşmak için her zaman titizlikle yönlendirilmelidir. Dirençlilik araştırmacıları, klinik yaklaşımların ötesine geçmek için, bağlamsal, kültürel ve sosyal bilgi ve anlatıları kullanan daha iyi ve bütünleyici onarım tanımları yaratmak ihtiyacının olduğunu kabul etmektedir. Bu nedenle, bu bütünleştirici yaklaşımın, kriz söyleminde çevresel tasarıma nüfuz edebileceği düşünülebilir, bu sayede savaştan etkilenen insanların sesi, bizim yer ve yere bağlanmamızı bir bakıma anlam, değer ve insan deneyimi alanı olarak derinleştirmeye yardımcı olur. Bu tez, bu hedefe ulaşmak için, savaştan etkilenen çocukların anlatılarını keşfederek, yorumlayıcı fenomenolojik yöntemle, nasıl bu anlamların çevresel tasarım kaygılarını şekillendirdiğini ortaya koymaktadır.

Özet (Çeviri)

Millions of children in the world are forced to lead a daily life in conflict and war-torn environments. In these difficult conditions, the intensity of stress, fear, and trauma they face on a daily basis means that many of them are left with numerous psychological consequences later in life. Children's ability to cope under this stress and achieve positive growth is affected by multiple and interdependent factors and systems, including the individual or personal traits, family and the larger social systems, educational systems, political systems, and others. The research on resilience of children in war has witnessed an interest to move to an ecological paradigm in psychology, which emphasizes the nested and interdependent effect of such factors. However, this body of research has overlooked the role of the physical environment as a potential promoter or a hindrance to children's resilience. The field of environmental psychology offers us a theoretical body that relates the well-being of human beings with the physical environment they inhabit and interact with. Theories like restorative environments help explain how certain environmental configurations and conditions can trigger attention restoration and stress relief. People are also bound to places emotionally through forming attachments; the disruption of which can cause a threat to well-being. This body of research is accumulated and presented as the basis for this explorative study, which asks these main questions: how does the physical environment contribute to children's healing and resilience in war? How do children experience war from an environmental perspective? What are the long-term effects of these place experiences? To answer these questions, environmental experience becomes a central concern of the research methodology. The goal of unpacking children's place experience in conflict and its long term effect on resilience and well-being leads to navigating the data from a retrospective lens. The study is based on seven narrative accounts of people who have; as children, lived in unstable and war-torn environments. Their stories will, through an interpretive phenomenological analysis, uncover the deep meanings of resilience and its relationship to place-meanings. The significance of this study lies in its advocacy for the careful consideration of planning children's environments in post-conflict reconstruction, by giving voice to war-affected youth, their experience of day-to-day places, as well as argue for the environmental qualities; supported by the analysis and the theoretical framework, which contribute to children's healing and resilience. The challenge that design for children faces today in the face of this reality is its capacity to be active rather than reactive. The transformative role of design is to elevate the discussion on restoration and resilience from the temporary humanitarian solutions of providing shelter to a long-term active and positive culmination of place meanings, place identities and place attachments. Such an approach encompasses not only the physical but also the mental, emotional, social and spiritual dimensions of children's well-being.

Benzer Tezler

  1. Elazığ depremini yaşayan bireylerde çocukluk çağı travmalarının psikolojik sağlamlık üzerindeki etkilerinin incelemesi

    Investigation of the effects of childhood trauma on psychological resilience in individuals who experienced the Elazig earthquake

    SİMAY SELLİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Psikolojiİstanbul Okan Üniversitesi

    Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ AYŞE ÖZLEM MESTÇİOĞLU GÖKMOĞOL

  2. Impacts of nature-deficit disorder in cities and educational facilities planing

    Doğa ile temas yoksunluğunun şehirler ve eğitim tesisleriplanlamasına etkileri

    ANOUSHEHSADAT MIRALINIKKHOU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2021

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AZİME TEZER

  3. Okul öncesi dönem çocuklarda duygu düzenleme becerisi ve yılmazlık arasındaki ilişki

    The relationship between emotion regulation skill and resilience in early childhood

    ELİF ESRA ÇEVİK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Eğitim ve ÖğretimGazi Üniversitesi

    Temel Eğitim Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EBRU ERSAY

  4. Çocukluk örseleyici yaşantısının kimlik gelişimine olan etkisinde psikolojik dayanıklılığın aracı rolü

    The instrumental role of psychological resistance in the effect of childhood experience on identity development

    İPEK TÜFEK BEYAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Psikolojiİstanbul Rumeli Üniversitesi

    Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLHAN GÖKÇE CERAN YILDIRIM

  5. Tamamlayıcı erken müdahale programının mülteci çocukların benlik saygısına, sosyal becerilerine ve psikolojik sağlamlığına etkisi

    Effect of complementary early intervention program on refugee children's self-esteem, social skill and resilience

    NİLÜFER KURU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Eğitim ve ÖğretimHacettepe Üniversitesi

    İlköğretim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BERRİN AKMAN

    PROF. DR. MICHAEL UNGAR