Geri Dön

Küresel toplumsal hareketler çerçevesinde Jean Baudrillard'ın simülasyon kuramının uluslararası ilişkilere yansımaları

The reflections of Jean Baudrillard's simulation theory on international relations in terms of of global social movements

  1. Tez No: 563789
  2. Yazar: CEMALETTİN İLKER AYAZ
  3. Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ FULYA ÖZKAN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Siyasal Bilimler, Uluslararası İlişkiler, Political Science, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2019
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Akdeniz Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 117

Özet

Merkezsiz ve denetim altına alınamayan, postmodernite yaklaşımına uygun, anonim yapıdaki ekonomik, sosyal ve 'siyasal' yapılar modernite ve kurumlarını zayıflatmıştır. Hâkimiyetin her türüne karşı mücadele eden bu yapılar Baudrillard'ın küresel hegemonya tanımıyla bütünsel bir görünüm kazanır. Küresel hegemonya, hegemonyasını Batı uygarlığının ve modernitenin ürettiği sermaye, demokratik temsil, hâkimiyet ve nesnel gerçeklik gibi kavramları aşarak, boyun eğen unsurun egemeni içselleştirmesini sağlayarak ve sembolik düzlemde kendisi dışındaki tüm özgünlükleri yok ederek kurmuştur. Günümüzde küresel hegemonyaya karşı öne sürülen ekonomi-politik eleştiriler, hegemonyanın kurulduğu sembolik düzlemi göz ardı etmesi sebebiyle hegemonyanın kısır döngü içerisinde sürdürülmesine sebep olmaktadır. Terör gibi şiddet içeren ve mülteci akınları gibi şiddet içermeyen tersine çevrilme dinamikleri, hegemonyaya sembolik düzlemde meydan okumakta, küreselleşme karşısında özgünlüklerini koruma çabasındaki İslam ve diğer kültürler hegemonyaya direnmektedir. Günümüzde gerçekleşen toplumsal hareketlerin sembolik düzlemdeki karşılığı ve küresel hegemonya ile ilişkisi incelendiğinde, Arap Baharı modernleşmemiş toplumlarda ortaya çıkmış, hâkimiyete verilen alışılageldik isyan hareketini temsil ederek sembolik düzlemde anlam ifade etmezken; İşgal Et eylemleri toplumsal hareket simülasyonu olarak küresel hegemonyanın sürdürülmesi ve politik temsilin günümüzde var olmadığı gerçeğinin gizlenmesi amacına hizmet etmiştir. Gezi Parkı eylemleri ise eylemlerin çekirdeği ve dışındaki katmanların farklı gerçeklik ilkelerinden hareket etmesi sebebiyle diğer toplumsal hareketlerden ayrışmıştır. Eylemlerin merkezindeki gruplar, simülasyon ilkesinin belirleyici olduğu bir evrende, anlamı parçalayan apolitik bir stratejiyle iktidara karşı çıkmıştır. Küresel hegemonyanın tüm hâkimiyet alanlarını yok etme amacı, Gezi Parkı eylemlerinin politik iktidara karşı tepkisizlik ve anlamsızlık stratejisi ile paralellik göstermiştir. Bu bağlamda simülasyon teorisi, görünürde yerel unsurlar barındıran yeni toplumsal hareketlerin küresel ölçekteki neden ve sonuçlarını açığa çıkartmaya elverişli bir kavram seti sunmuştur.

Özet (Çeviri)

Economic, social and political structures which are parallel to postmodern approaches in terms of being anonymous, centreless and uncontrollable have weakened modernity and its institutions. Those structures struggling with all types of sovereignty become coherently visible by the hegemony definition of Baudrillard. By enabling the“servant”to internalize the“master”and by destroying all authenticities in the symbolic order, global hegemony established its rule by outrunning concepts which are produced by modernity as well as capital, democratic representation, sovereignty and objective reality. Today, political-economic criticism against global hegemony causes hegemony to recreate itself by ignoring the symbolic dimension on which hegemony is established.“Reversing”dynamics such as terrorism which contains violence and immigration which does not contain violence challenge the hegemony in a symbolic dimension; in the meantime Islam and other cultures, which try to preserve their originalities, resist hegemony. When the position of social movements in the symbolic dimension and their connection with hegemony are analyzed, Arab Spring, as a movement which took place in 'unmodern' societies, stands for a usual revolt against dominance and does not contain a meaning in symbolic dimension, Occupy Wall Street movement, considered as a social movement simulacra, served for the maintenance of global hegemony and for the purpose of hiding the fact that political representation does not exist. On the other hand, Gezi Protests are dissimilar to these other movements because the center and periphery of the protests do not share and act in accordance with the same principle of reality. The groups located at the center of the movement, living in a universe in which simulation principle is determinant, challenged the political power by adjusting an apolitical strategy, annihilating the 'meaning'. The purpose of global hegemony, demolishing all types of sovereignty, was thus parallel to the unresponsiveness and pointlessness strategy of the Gezi Park protests. In this context, simulation theory, may present a set of concepts which are convenient to reveal global causes and consequences of new social movements which apparently contain local elements.

Benzer Tezler

  1. Dünyada ve Türkiye'de engelli hakları hareketi ve sağlamcılık: Toplumsal hareketler teorisi çerçevesinde bir inceleme

    Disability rights movement and ableism in the world and in Turkey: A review in the framework of social movements theory

    MUSTAFA BAYRAM

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    SosyolojiÇukurova Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MARELLA BODUR ÜN

  2. Yeni toplumsal hareketler bağlamında nükleer karşıtlığı: İran örneği

    Nuclear opposition in the context of new social movements: An Iranian case study

    GİZEM EBRAR ÖZEL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kamu YönetimiAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ İSMAİL SARI

  3. Kitle ve siyasal iktidar ilişkisi açısından küreselleşme ve karşıtları

    Globalisation and its againsts from angle relations between mass and political power

    HAKAN AKMAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    SosyolojiMersin Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AYŞE AZMAN

  4. The Transition to Radical Democracy in Latin America?: Insights from the cases of Bolivia, Colombia and Chile

    Latin Amerika'da Radikal Demokrasiye geçiş mi?: Bolivya, Kolombiya ve Şili örneklerine bakış

    OSMAN EREN AYKAÇ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Latin ve Kuzey Amerika Çalışmaları Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYLİN TOPAL

  5. Manuel Castells'in 'Ağ Toplumu' çerçevesinde sosyal ağlar ve yeni toplumsal hareketler ilişkisi: Gezi Parkı örneği

    The role of effective use of social networks in the process of Gezi Parkı events in Turkey within the framework of the network society of manuel castells

    AYŞE SUCU

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    İletişim BilimleriMaltepe Üniversitesi

    İletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MİNE DEMİRTAŞ