A genealogical and developmental survey of the apocalyptic genre of literature in the Ancient Near East, British Romanticism, and The Anthropocene Epoch
Antik Yakın Doğu, Britanya Romantizmi ve İnsan Çağı'nda edebi kıyamet türünün soysal ve gelişimsel incelemesi
- Tez No: 794648
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ ESMA TEZCAN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2022
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Aydın Üniversitesi
- Enstitü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 118
Özet
Yazılı tarihin en çok tekrarlanan edebi temalarından biri olan zamanın sonu, kıyamet edebiyatı türündeki uzamsal-zamansal farklılıklardan bağımsız olarak insan türünün hayal gücünü her daim etkisi altında bırakmıştır. Antik Yakın Doğu'daki bilinen başlangıcından itibaren kıyamet edebiyatı hem kadim ve yeni ortaya çıkan metafiziksel sorularla mücadele etmekteki hem de özellikle insanın alışa geldiği var olma biçimini değiştirmekle tehdit eden toplumsal kriz zamanlarında gelecek ve sonluluk ikilisi üzerine tahminler kurgulamaktaki kendine özgü konumunu korumuştur. Bu çalışmanın amacı, bir yandan bu tür anlatılarda öne sürülen insanın varlık özellikleri ve amaçlarını irdelerken, diğer yandan tarih boyunca çeşitli edebiyatların tematik bir eşlikçisi ola gelmiş edebi kıyamet türünün soysal ve gelişimsel bir tarifini ortaya koymaktır. Çalışma, kıyamet anlatımının bu üç bölümü içindeki ve arasındaki örüntüleri tespit ederek, antik Yakın Doğu, Britanya Romantik Dönemi ve İnsan Çağı'ndaki kıyamet eserlerini artzamanlı olarak analiz etmekte ve karşılaştırmaktadır. Çalışma, insan sonluluğu temasının nasıl ortaya çıktığının izdüşümünü belirlemek için antik Yakın Doğu tufan mitlerinin soysal bir tartışmasıyla başlar; bu, hem daha sonraki edebi seçimlerle tarihsel olarak daha tutarlı bir karşılaştırmayı hem de bu seçimlerin akademik açıdan daha sağlam analiz edilmelerini mümkün kılmaktadır. Çalışma, tarihsel olarak, her biri insanın sonluluğunu kendine özgü yollarla ele alan üç farklı kıyamet paradigmasını tanımlar. Doğaüstü kıyamet paradigması Aydınlanma sonrasına kadar sürer ve doğa üzerindeki tanrısal etkinin bir sonucu olarak insanın sonluluğunu sunar. Aydınlanma'nın laikleştirici etkisiyle mümkün kılınan doğal kıyamet paradigması, Romantik Dönem'in yükselişiyle örtüşür ve insanlığın sonunu sıradan bir doğal olayı olarak betimleyerek insan merkeziyetçiliğinin hem dini hem de din dışı versiyonlarını itibarsızlaştırmaya çalışır. Son olarak, Birinci Dünya Savaşı ile başlayan ve kıyametin İnsan Çağı'na tekabül eden paradigması, insanın doğa üzerindeki etkisine odaklanır ve insanın yaşamın olumlanmasından ziyade yıkıma daha elverişli olma potansiyelini sorunsallaştırır. Tüm bu paradigma özgünlüklerine rağmen, M.Ö. üçüncü binyıldan M.S. yirminci yüzyıla kadar tüm kıyamet paradigmalarına nüfuz eden kapsayıcı fikirsel öz, insanlığın tüm çabalarına rağmen amansız bir şekilde yok olacağına dair insanın özdeğersizliğini ifade eden şüphesidir. Nesil tükenmesi konusundaki bu edebi ısrar, antik Yakın Doğu'da Atrahasis ve Yaratılış Kitabı'nda doğaüstü bir şekilde, Romantik son insan anlatılarında—Lord Byron'ın“Darkness”(1816/2006) şiirinde ve Mary Shelley'nin The Last Man (1826/2004) romanında—doğallaştırılarak ve nihayet John Brunner'ın savaş sonrası romanı The Sheep Look Up'ta (1972) sebepselliği insana bağlanarak ifade bulmuştur.
Özet (Çeviri)
The end times, one of the most recurrent literary themes in recorded history, has captured the imagination of homo sapiens regardless of the spatio-temporal variations in the genre of apocalyptic literature. With its known beginnings in ancient Near East, it has since maintained its sui generis position in tackling perennial and emerging metaphysical questions alike and in speculating upon the dyad of futurity and finitude, especially in times of social crisis that threatens to disrupt humanity's familiar mode of being. The purpose of this study is to lay out a genealogical and developmental account of the genre as a thematic concomitant of various literatures throughout history while exploring the human ontics and tele propounded in such narratives. The study diachronically analyzes and compares apocalyptic works in the Near Eastern antiquity, the British Romantic period, and the Anthropocene Epoch by identifying the patterns in and amongst these three chapters in apocalyptic narration. It begins with a genealogical discussion of the ancient Near Eastern flood myths to map out how the theme of human finitude originated, which facilitates both a more historically consistent comparison with and an academically sounder analysis of the later literary selections. The study historically identifies three distinct paradigms of apocalypticism with each addressing human finitude in ways unique to itself. The supernatural paradigm of apocalypticism lasts until after the Enlightenment and presents human finitude as a consequence of the divine impact on nature. Enabled by the secularizing effect of the Enlightenment, the natural paradigm of apocalypticism coincides with the rise of Romanticism and attempts to discredit both the religious and irreligious versions of anthropocentrism by depicting humanity's end as a mundanely natural event. Lastly, beginning with the First World War, the Anthropocenic paradigm of apocalypticism focuses on the human impact on nature and problematizes its potentiality as being more conducive to destruction than life-affirmation. However, the overarching ideative essence that permeates all apocalyptic paradigms from the third millennium BC to the twentieth century CE is the self-deprecating suspicion that humankind will inexorably become extinct despite its best efforts. This literary insistence on extinction is expressed supernaturally in the ancient Near Eastern Atrahasis and the Book of Genesis, naturogenically in the Romantic last-man narratives—Lord Byron's poem“Darkness”(1816/2006) and Mary Shelley's novel The Last Man (1826/2004)—and finally anthropogenically in John Brunner's post-war novel The Sheep Look Up (1972).
Benzer Tezler
- Rethinking agricultural communication in the context of power/knowledge: Socialization of digital agriculture in Geyve
Tarımsal ı̇letı̇şı̇mı̇ bilgi/iktidar bağlamında yenı̇den düşünmek: Geyve'de dı̇jı̇tal tarımın sosyalleşmesı̇
KÜBRA SULTAN YÜZÜNCÜYIL
Doktora
İngilizce
2024
İletişim BilimleriGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HALİME YÜCEL BOURSE
- Anasınıfı eğitimi alan ve almayan ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin akademik başarılarının karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
M. GÜLRİZ BAŞER
Yüksek Lisans
Türkçe
1996
Eğitim ve ÖğretimGazi ÜniversitesiÇocuk Gelişimi ve Eğitimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURGÜN ERSAN
- The foundations of politics and the history of political thoughts in the early Ottoman Empire
Erken dönem Osmanlı İmparatorluğu'nda siyasetin temelleri ve siyasal düşünceler tarihi
OZAN EKİN DERİN
Doktora
İngilizce
2023
Siyasal BilimlerOrta Doğu Teknik ÜniversitesiSiyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NECMİ ERDOĞAN
- Türkiye mimarlık tarih yazımının ürettiği 'Suretler': Ayasofya çevirileri
The 'Transcriptions' produced by the architectural historiography of Turkey: Translations of hagia Sophia
BÜŞRA ÖZAYDIN ÇAT
Doktora
Türkçe
2022
MimarlıkMimar Sinan Güzel Sanatlar ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYŞEGÜL KURUÇ
- Michel Foucault felsefesinde sanat eseri olarak öznelliğin oluşumu
The formation of subjectivity as a work of art in Foucault's philosophy
ÖZNUR YAZICI