Geri Dön

Understanding the foreign policies of Türkiye, Russia and Iran in the Five Seas Basin during the post-Arab Spring period

Arap Baharı sonrası dönemde Beş Deniz Havzası'nda Türkiye, Rusya ve İran'ın dış politikalarını anlamak

  1. Tez No: 958281
  2. Yazar: DOĞUŞ SÖNMEZ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ALİ FAİK DEMİR
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Uluslararası İlişkiler, International Relations
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2025
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: Galatasaray Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 339

Özet

Arap Baharı, bölge ülkelerinin rejimlerinde ve Orta Doğu'nun yakın çevresinde önemli değişikliklere yol açmıştır. Arap Baharı, küresel ve bölgesel dengeyi sarsan uzun süredir devam eden bir olgudur. Büyük güçler dışında, doğal olarak, Türkiye, Rusya ve İran gibi başlıca bölgesel aktörler de bu olgudan etkilenmiştir. Bu üç aktörün Karadeniz, Akdeniz, Basra Körfezi, Hazar Denizi ve Kızıldeniz'in kesiştiği nokta olarak tanımlanan Beş Deniz Havzası'ndaki dış politikaları da Arap Baharının yarattığı fırsat ve tehditlerden etkilenmiştir. Havza, Karadeniz'den Kızıldeniz'e uzanan geniş bir jeopolitik alanı kapsamakta olup, enerji koridorları, etnik-siyasi çatışma bölgeleri ve büyük güçler arasındaki rekabetin kesiştiği noktaları barındırmaktadır. Türkiye, Rusya ve İran, Beş Deniz Havzası'nın en önemli aktörleridir. Bu ülkeler, havzanın farklı bölgeleriyle tarihi ve kültürel bağlara sahiptir. Örneğin, Ahameniş İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu bölgenin tamamını hakimiyetleri altında tutarken, Çarlık Rusyası ve Sovyetler Birliği havzanın önemli bir bölümünü kontrol etmiştir. Bu nedenle, Türkiye, Rusya ve İran'ın havzadaki dış politikalarını incelemek büyük önem taşımaktadır. Aynı zamanda, bu üç aktörün, söz konusu havzada çatışan çıkarları vardır, ancak Türkiye, Rusya ve İran, Suriye İç Savaşı'nda iş birliği yapmaya ve bu doğrultuda Astana süreci adı verilen bir uzlaşma süreci yürütmüştür. Rusya ve Türkiye neredeyse otuz yıldır süren Dağlık Karabağ çatışmasını çözmek için inisiyatif alırken, İran ve Türkiye 2017 ile 2021 yılları arasında Katar Diplomatik Krizi'nde arabulucu rol oynamıştır. Farklı özelliklere ve çatışan çıkarlarına rağmen, bu üç devletin kriz zamanlarında çatışmadan kaçınıp birlikte hareket edebilmesi önemli ve dikkate değer bir durumdur. Bu bağlamda, literatür ve güncel meselelere dayanarak, bu çalışmanın araştırma sorusu şu şekildedir: Arap Baharı sonrası dönemde ve Beş Deniz Havzasında Türkiye, Rusya ve İran arasındaki ilişkileri etkileyen ve şekillendiren koşullar ve faktörler nelerdir? Bu koşullar ve faktörler üç aktör arasındaki ilişkileri nasıl şekillendirmiştir? Bu doğrultuda tez, Arap Baharı sonrası dönemde Türkiye, Rusya ve İran'ın Beş Deniz Havzası'nda, üç ülkedeki iç faktörlerin ve dış faktörlerin etkisiyle birbirleriyle çatışmaktan kaçındıklarını savunmuştur. Diğer bir deyişle, zaman zaman iş birliği yapmış olsalar da üç ülke arasındaki ilişkiyi tanımlayan kavram“çatışmadan kaçınma”dır. Çalışma boyunca kullanılan yöntemler, son yıllarda dış politika analizi literatüründe birbirinden bağımsız olarak kullanılan süreç izleme, içerik analizi ve karşılaştırmalı vaka çalışmasıdır. İlk olarak, süreç izleme, neden-sonuç ilişkilerini kurmak ve vakaların nedenlerini araştırmak için kullanılan bir araştırma yöntemidir. Bir sonucun birden fazla nedeninin araştırıldığı bu yöntemde, nedenden sonuca kadar olan süreç analiz edilir. Bu dış politika analizi yönteminde hem tümdengelimli hem de tümevarımlı akıl yürütme kullanılabilir. Tümevarımsal biçim, bir teoriyle açıklanamayan neden-sonuç ilişkilerini araştırmak için kullanılırken, tümdengelimsel biçim, bir teorinin çizdiği çerçeve içindeki neden-sonuç ilişkilerini ortaya çıkarır. Süreç izleme yöntemi üç ana amaç için kullanılır: bir teoriyi test etmek, yeni bir teori üretmek, mevcut bir teoriyi güncellemek ve sonuçları açıklamak. Bu çalışmada, Türkiye, Rusya ve İran'ın Suriye İç Savaşı, Dağlık Karabağ Çatışması ve Katar Diplomatik Krizi olmak üzere üç farklı vakaya yönelik dış politikaları ve bu dış politikaların üç devletin ilişkileri üzerindeki etkileri izlenmiştir. Teorik çerçeve olarak Neoklasik Realizm kullanılmıştır. Teori, Türkiye, Rusya ve İran'ın dış politikalarıyla ilgili üç vaka üzerinden test edilmiştir. Batı dışı ülkelerin dış politikalarının analizi bağlamında teoriye katkı sağlanmıştır. Aynı zamanda, gücü merkezileştirme eğilimi olan devletlerde lider düzeyinde analiz ve birim düzeyinde analizin iç içe yapısı ile ilgili teoriye katkılar sağlanmıştır. İkinci olarak, çalışmada nitel içerik analizi kullanılmıştır. İçerik analizi metodu, teorik bir çerçeve bulunmayan durumlarda önemlidir, çünkü verilerin uygun şekilde toplanmasını ve sınıflandırılmasını sağlar, böylece toplanan verilere yeni ve özgün bir kavramsal boyut kazandırır. İçerik analizinin temel amacı, belirli bir çerçeve olmaksızın mevcut verilerin anlamlı bölümlerine ulaşmaktır. Çalışma kapsamlı bir teorik çerçeveye sahip olduğundan, içerik analizi, temel düzeyde, Türkiye, Rusya ve İran'ın dış politikalarının ara değişkenlerini tespit etmeye yardımcı olmak için kullanılmıştır. Bu çalışmada kullanılan içerik analizi yöntemi, Arap Baharı döneminden sonra yayımlanan resmî belgelere uygulanarak üç devletin dış politika yapımının bir çerçevesini çizmek için ve ayrıca Arap Baharı'ndan sonra Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin söylemlerine uygulanarak ara değişkenleri tespit etmek için kullanılmıştır. Arap Baharı sonrası dönemi inceleme nedenleri arasında, Arap Baharı olgusunun bölgesel ve hatta küresel etkileri ve çevre bölgelere etkisi, Arap Baharı sırasında Türkiye, Rusya ve İran arasındaki ilişkilerin değişmesi ve Arap Baharı olgusunun Türkiye, Rusya ve İran'ın diğer bölgelere açılmasını ve onlarla etkileşime girmesini sağlaması sayılabilir. Aynı zamanda, karşılaştırmalı vaka çalışması üçüncü bir yöntem olarak kullanılmıştır. Havzadaki üç aktörün ilişkilerini basitleştirmek ve anlamak için üç vaka seçilmiştir. Bu vakalar için üç seçim kriteri vardır. İlk olarak, vakalar Arap Baharı sonrası dönemde Beş Deniz Havzası içinden seçilmiştir. İkinci olarak, vakalar üç aktörün hiçbirinin çatışmaya dahil olmadığı vakalardan seçilmiştir. Diğer bir deyişle, üç devletten hiçbiri herhangi bir çatışmanın doğrudan tarafı değildir. Örneğin, Rusya-Ukrayna Savaşı bu çalışma için uygun bir vaka değildir. Üçüncü olarak, seçilen vaka veya vakalarda, üç aktörün ikili veya üçlü diplomatik ilişkiler yürüttüğü ve olguyu çözmek için arabulucu rolünü üstlenebileceği olgular seçilmiştir. Çalışmanın amacı, Arap Baharı'nı takip eden dönemde Beş Deniz Havzası'nda Türkiye, Rusya ve İran'ın dış politikalarına etki eden iç ve dış faktörleri ve bu faktörlerin üç devletin birbirleriyle ilişkilerine etkisini incelemektir. Türkiye, Rusya ve İran'ın ilişkilerinin dinamiklerini ve Havza'daki üç vakaya yönelik dış politikalarını anlamaktır. Bu bağlamda, çalışmanın önemi ve özgünlüğü beş ana noktada vurgulanabilir. İlk olarak, çalışmanın kapsamlı olması, Beş Deniz Havzası'nda bölgesel hegemonya potansiyeline ve hırsına sahip üç aktörün (Türkiye, Rusya ve İran) ilişkilerini geniş bir perspektif ve teorik bakış açısıyla ele alması açısından önemlidir. İkincisi, Beş Deniz Havzası olgusunu tanımlamak, kullanımını yaygınlaştırmak ve sınırlarını belirlemek, literatürde teorik olarak yer almasına katkıda bulunmaktadır. Üçüncüsü, Türkiye, Rusya ve İran'ın dış politikaları ve ilişkilerini karşılaştırmalı vaka çalışması yoluyla incelemek, ilgili aktörlerin dış politika yönelimlerinin ardındaki nedenleri anlamaya ve bu yönelimlerin bölgesel bağlamdaki dinamiklerini ortaya çıkarmaya yardımcı olmaktadır. Dördüncü olarak, Arap Baharı sonrası dönemde Türkiye, Rusya ve İran'ın dış politikalarını açıklamak için üç analiz düzeyinde (birim, sistem, birey) Neoklasik Realizm'i teorik çerçeve olarak kullanmak, literatüre teorik olarak katkı sağlamaktadır. Türkiye, Rusya ve İran'ın Suriye İç Savaşı, Dağlık Karabağ Çatışması ve Katar Diplomatik Krizi vakalarına yönelik dış politikaları bağlamında yedi bulgu önem arz etmektedir. İlk olarak, Arap Baharı sonrası dönemde Türkiye, Rusya ve İran'ın Beş Deniz Havzası'na yönelik dış politikalarında, liderin varlığı, devletlerin nüfuzlarını artırma ve sürdürme arzusu, kimliğin etkisi, ekonomik kaygılar, kamuoyu ve medyanın etkisi ve tehdit algısı gibi ortak ara değişkenler veya devletlerin iç motivasyonları tespit edilmiştir. Öte yandan, benzer rejim türleri, çok kutuplu dış politika vizyonu ve otoriter kapasite dağılımı gibi farklı iç faktörler de bulunmaktadır. İkincisi, otoriter veya gücü merkezileştirme eğilimi olan devletlerde, lider ve devlet olguları iç içe geçmiş olduğundan, birey düzeyinde analiz ile birim düzeyinde analiz arasında ayrım yapmak zordur. Liderin algısı veya ideolojik tutumu devletin algısı ve ideolojik tutumu olarak görüldüğünden, liderin algısını ayrı bir ara değişken olarak ele almak analizde tekrara neden olmaktadır. Bu çalışma bağlamında, Türkiye, Rusya ve İran'ın Suriye İç Savaşı, Dağlık Karabağ Sorunu ve Katar Diplomatik Krizi'ne yönelik literatürdeki lider düzeyinde analizlerin sayısının birim düzeyinde analizlerin sayısından çok daha az olması ikinci bulguyu örneklemektedir. Üçüncüsü, Türkiye, Rusya ve İran'ı birbirine yaklaştıran sistemik bağımsız değişken veya uluslararası sistemin kısıtlaması, ABD'nin Beş Deniz Havzası'ndan çekilmesiyle oluşan güç boşluğudur. Bu güç boşluğu, Havza'nın etkilerini artırma arzusu içerisinde olan Türkiye, Rusya ve İran tarafından doldurulmaktadır. Dördüncüsü, Rusya ve İran'ın politikaları daha uzun vadeli stratejilere sahipken, Türkiye, Rusya ve İran'dan daha taktiksel davranmaktadır. Türkiye'nin taktiksel tavrının, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bu yana Doğu ve Batı arasında sürdürdüğü geleneksel dengeleme politikasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu dengeleme politikası ve dolayısıyla kısa vadeli taktiksel politika sayesinde Türkiye, Beş Deniz Havzası'nda Rusya ve İran ile uyum içinde olmaya ve çatışmadan kaçınarak ilişkiler kurmaya devam etmektedir. Beşincisi, Beş Deniz Havzası'ndaki krizler, Türkiye, Rusya ve İran'ın bir platformda bir araya gelme pratiği olarak tanımlanan diplomatik ilişkilerini iyileştirmektedir. Hepsi arabulucu rolünü üstlenmekte ve arabulucu rolünü oynayarak, diplomatik ilişkilerini iyileştirirken Havza'daki etkilerini artırmaya veya korumaya çalışmaktadır. Altıncı olarak, Suriye İç Savaşı ve Dağlık Karabağ Çatışması'nda, Türkiye, Rusya ve İran için en az dört ara değişken tespit edilirken, Katar Diplomatik Krizi'nde üç devlet için iki ara değişken tespit edilmektedir. Yedinci olarak, Arap Baharı sonrası dönemde, üç devletin, Beş Deniz Havzası'ndaki krizlerden ekonomik olarak faydalandıkları sürece, çatışmayı önleyerek ilişkilerini sürdürdükleri söylenebilir. Üç aktör, Havza'daki etkilerini artırma ve sürdürme arzusuna sahiptir, ancak aynı zamanda ekonomik kaygılarını önceliklendirmektedir. Bu arzunun nedeni, imparatorluk geçmişlerine ve Havza'daki ülkelerle olan tarihi, kültürel ve hatta ekonomik bağlarına dayanmaktadır. Ekonomik kaygılarını önceliklendirmeleri, onları çatışmadan uzak tutmaktadır.

Özet (Çeviri)

The Arab Spring after 2010 has led to significant changes in the regimes of the regional countries and the near environment of the Middle East. It is a longstanding phenomenon that has shaken global and regional balance. Apart from the great powers, naturally, the major regional actors, Türkiye, Russia and Iran, have been influenced from that phenomenon. Their foreign policies in the Five Seas Basin, defined as a junction point of the Black Sea, Mediterranean Sea, Persian Gulf, Caspian Sea and Red Sea, have also been affected by the opportunities and the threats created with the Arap Spring. The Basin covers a broad geopolitical area stretching from the Black Sea to the Red Sea, including energy corridors, ethnic-political conflict zones, and points of intersection between great power rivalries. Türkiye, Russia and Iran are the most significant actors in the Five Seas Basin. They all have historical and cultural ties with the different parts of the basin. For example, while Achaemenid Empire and Ottoman Empire dominated whole region, the Tsarist Russia and the Soviet Union controlled an important part of the basin. That's why examining the foreign policies of Türkiye, Russia and Iran in the basin is critical. At the same time, these three actors have clashing interests in the basin, but they started to cooperate in Syrian Civil War and to conduct a reconciliation process called Astana process in the region. At the same time, while Russia and Türkiye took initiative to resolve the almost thirty-year Nagorno Karabakh Conflict, Iran and Türkiye played mediator roles in Qatar Diplomatic Crisis between 2017 and 2021. It is noteworthy and worthy of consideration that these three states, with their different characteristics and conflicting interests, are able to avoid conflict and act together in times of crisis. Within this context, based on the literature and current issues, the research question of this study is as follows: What are the conditions and factors that influence and shape the relations between Türkiye, Russia, and Iran in the post-Arab Spring period and in the Five Seas Basin? How have these conditions and factors shaped the relations between the three actors? In that direction, the thesis argued that in the post-Arab Spring period, Türkiye, Russia, and Iran in the Five Seas Basin have avoided conflict with each other due to the influence of internal and external factors in all three countries. In other words, although they have cooperated from time to time, the concept that defines the relationship between the three countries is“avoidance of conflict.”The methods used throughout the study are process tracing, content analysis, and comparative case study which have been separately used in foreign policy analysis literature in recent years. Firstly, process tracing is a research method used to establish cause-and-effect relationships and investigate the causes of cases. In this method, where multiple causes of a result are investigated, the process from cause to effect is analyzed. Both deductive and inductive reasoning can be used in this foreign policy analysis method. The inductive form is used to investigate cause-and-effect relationships that cannot be explained by a theory, while the deductive form reveals cause-and-effect relationships within the framework outlined by a theory. The process tracing method is used for three main purposes: testing a theory, producing a new theory, updating an existing theory, and explaining the results. In this study, the foreign policies of Türkiye, Russia, and Iran towards three different cases, Syrian Civil War, Nagorno Karabakh Conflict and Qatar Diplomatic Crisis were tracked in the aftermath of the phenomena and the impacts of these foreign policies on the relations of three states. Neoclassical Realism was used as the theoretical framework. The theory was tested through three cases related to the foreign policies of Türkiye, Russia, and Iran. Contributions were made to the theory in the context of analyzing the foreign policies of non-Western countries. At the same time, contributions were made to the theory regarding the embedded structure of leader level analysis and unit level analysis in states with power centralization tendencies. Secondly, qualitative content analysis was used in the study. It is important in cases where there is no theoretical framework, as it allows for the appropriate collection and categorization of data, thereby imparting a new and original conceptual dimension to the collected data. The basic aim of content analysis is to arrive at meaningful sections of the existing data without a given framework. Since the study has a comprehensive theoretical framework, the content analysis was used to assist detecting the intervening variables of Türkiye, Russia and Iran in a fundamental level. The content analysis method used in this study was applied to the official documents published after the Arap Spring period to draw a framework of foreign policy making of three states and also applied to the statements and explanations of the leaders of Türkiye, Russia, and Iran after the Arab Spring to detect the intervening variables. The reasons for examining the period after the Arab Spring include the regional and even global effects of the Arab Spring phenomenon and its impact on surrounding regions, the deterioration/straining of political relations between Türkiye, Russia, and Iran during the Arab Spring, and the Arab Spring phenomenon enabling Türkiye, Russia, and Iran to open up to other regions and interact with them. At the same time, comparative case study was used as a third method. In order to simplify and comprehend the relations of three actors in the Basin, three cases were selected. There are three selection criteria for these cases. Firstly, the cases had to be selected from within the Five Seas Basin during the period following the Arab Spring. Secondly, the cases had to be selected from cases in which none of the three actors were involved in the conflict. In other words, neither of the three states could be a direct party to any conflict. For example, the Russia-Ukraine War was not a suitable case for this study. Thirdly, in the selected case or cases, it was necessary to select phenomena in which the three actors had conducted bilateral or trilateral diplomatic relations and had assumed the role of mediator or big brother to solve the phenomena. The aim of this study is to examine the internal and external factors that influenced the foreign policies of Türkiye, Russia, and Iran in the Five Seas Basin during the period following the Arab Spring, and the impact of these factors on the relations between the three countries. It is to understand the dynamics of Türkiye, Russia, and Iran relations and their foreign policies towards three cases from the Basin. In this regard, the importance and originality of the study can be emphasized in five main points. First, the study's comprehensiveness is important in that it addresses the relations between three actors (Türkiye, Russia, and Iran) with regional hegemonic potential and ambitions in the Five Seas Basin from a broad perspective and theoretical perspective. Second, defining the Five Seas Basin phenomenon, increasing its use, and determining its boundaries contributes to its theoretical establishment in literature. Third, examining the foreign policies and the relations between Türkiye, Russia, and Iran through comparative case study helps to understand the reasons behind the foreign policy orientations of the relevant actors and reveal the dynamics of these orientations in the regional context. Fourth, using Neoclassical Realism at three levels of analysis (unit, system, individual) as a theoretical framework to explain the foreign policies of Türkiye, Russia, and Iran in the post-Arap Spring period contributed to the literature theoretically. Within the context of the phenomena and the foreign policies of Türkiye, Russia and Iran towards these phenomena, seven findings are crucial. First, in the foreign policies of Türkiye, Russia and Iran regarding the Five Seas Basin in the post-Arab Spring period, there are similar intervening variables or domestic motivations of the states like the leadership, the desire to increase and maintain their influence, the impact of identity, economic concerns, the impact of public opinion and media and the threat perception. On the other hand, there are different internal factors such as similar regime types, multipolar foreign policy vision, and authoritative allocation of capacity. Second, in authoritarian states or the states having power centralization tendencies, it is difficult to distinguish between individual-level analysis and unit-level analysis, as the phenomena of leaders and states are intertwined. Since the perception or ideological attitude of the leader is seen as the perception and ideological attitude of the state, treating the perception of the leader as a separate intermediate variable causes repetition in the analysis. Within the context of this study, it can be said that the number of leader level analyses of Türkiye, Russia and Iran towards Syrian Civil War, Nagorno Karabakh Conflict and Qatar Diplomatic Crisis is much lower than the number of unit level analyses. This fact also exemplifies the second finding. Thirdly, the systemic independent variable or constraint of the international system that brings Türkiye, Russia, and Iran closer together is the power vacuum created by the US withdrawal from the Five Seas Basin. This power vacuum is being filled by Türkiye, Russia, and Iran, which are eager to increase the influence of the Basin. Fourth, while Russia and Iran's policies have more long-term strategies, Türkiye is more tactical than Russia and Iran. Türkiye's tactical move is thought to stem from its traditional balancing policy between East and West since the Ottoman Empire. Through this balancing policy, and hence short-term tactical policy, Türkiye continues to harmonize with Russia and Iran in the Five Seas Basin and build relations by avoiding the conflict. Fifth, the crises as disturbances in the foreign policy analysis literature in the Five Seas Basin improve the diplomatic relations, defined as a practice of gathering in a platform, of Türkiye, Russia and Iran. They all take on the role of mediator and via playing mediator role, try to increase or maintain their influence in the Basin, while improving diplomatic relations. Sixth, while both in Syrian Civil War and in Nagorno Karabakh Conflict, minimum four intervening variables are detected for Türkiye, Russia and Iran, in Qatar Diplomatic Crisis, two intervening variables are detected for the three states. Seventh, it can be said that during the post-Arab Spring period, as long as the three states benefit from the crises economically in the Five Seas Basin, they maintain their relations by avoiding the conflict. They all have the desire to increase and maintain their influence in the Basin, but at the same time they prioritize their economic concerns. The reason for their desire is rooted in their imperial past and their historical, cultural and even economic ties with the countries in the Basin. Prioritizing their economic concerns keeps them away from conflict.

Benzer Tezler

  1. 2016 sonrası Türk dış politikasında Suriye

    Syria in Turkish foreign policy after 2016

    MURAT ÖZTÜRK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Uluslararası İlişkilerİSTANBUL NİŞANTAŞI ÜNİVERSİTESİ

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DR. FIRAT DEMİRKOL

  2. Terörle mücadelede Türkiye Cumhuriyeti'nin Suriye politikası

    Counter-terrori̇sm poli̇cy in the republi̇c of Turkey in Syria

    SEDAT GÜLLÜK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Kamu Yönetimiİstanbul Aydın Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KAMİL VELİ VELİ

  3. Türkiye'nin komşu ülkelerle dış ticaretinin açıklanmış karşılaştırmalı üstünlükler çerçevesinde analizi (2013-2021)

    Analysis of Turkey's foreign trade with neighboring countries in terms of revealed comparative advantages (2013-2021)

    RAMAZAN BOZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    İşletmeAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ADEM ÜZÜMCÜ

  4. Türkiye ve Rusya'nın terörizm kavramına yaklaşımlarının uluslararası ilişkiler teorileri üzerinden açıklanması: DEAŞ örneği

    Interpretation of Türkiye and Russia's counterterrorism approaches through international relations theories: DAESH case

    EYÜP ÖZKAN ACAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2025

    Uluslararası İlişkilerAnkara Hacı Bayram Veli Üniversitesi

    Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERPİL GÜDÜL

  5. Comparison of regional foreign policies during 2007-2019: Republic of Turkey and Russian Federation

    2007 ve 2019 yılları arasındaki Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu bölgesel dış politikalarına dair bir karşılaştırma

    ZEYNEP CEREN GÜLDAL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Uluslararası İlişkilerTürk-Alman Üniversitesi

    Avrupa ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ EBRU TURHAN