Türkiye'de yeni merkezin oluşumunda geleneksel çevrenin kullandığı araçları işlevselliği
The effects of the instruments that used by traditional periphery in the formation of new center in Turkey
- Tez No: 533433
- Danışmanlar: DR. ÖĞR. ÜYESİ LEVENT YILMAZ
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Kamu Yönetimi, Siyasal Bilimler, Public Administration, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Merkez-Çevre, Din-Devlet İlişkileri, Bürokrasi, Adalet ve Kalkınma Partisi, Yeni Merkez, Center-Periphery, Religion-State Relations, Bureaucracy, Justice and Development Party, New Center
- Yıl: 2018
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Kalite Yönetimi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 447
Özet
Merkez-çevre paradigması yöneten-yönetilen ilişkisini kültürel değerler üzerinden açıklaması nedeniyle Türk siyasal hayatı çalışanlar arasında büyük oranda kabul görmüş ve bu kuram siyasal hayatın hemen hemen tüm önemli dönüm noktalarının açıklanmasında adeta bir cevap anahtarı olarak kabul edilmiştir. Anlaşılırlığındaki basitlik ve ortaya koyduğu düşüncelerin Türk siyasal hayatının önemli olaylarıyla örtüşmesi, paradigmayı hakim paradigma konumuna getirmiştir. Paradigmanın önemli kabullerinden biri, çevrenin değerlerinin merkeze yerleşmeye başlaması durumunda merkezin aktörlerinin sisteme müdahale edeceği ve merkezin değerlerinin yeniden üretileceğine ilişkindir. Ancak, Türk siyasal hayatında merkezin çevreye yönelik müdahalelerinin sonuçları detaylı olarak incelendiğinde merkezin değerlerinin yeniden üretiminin söz konusu olmadığı görülecektir. Bu nedenle paradigmanın egemenliği tartışmalıdır. Merkez-çevre paradigmasının bir diğer önemli kabulü ise merkezin tek ve değişmez olduğudur. Ancak 1980'li yıllarla yaşanmaya başlayan süreç, özellikle 2000'li yılların siyasal iktidar yapılanması dikkate alındığında merkezin bölündüğünü ve değiştiğini göstermektedir. Dolayısıyla Türkiye siyaseti için yeni bir merkez tanımlanması zorunluluğu doğmuştur. Bu çalışma merkez-çevre paradigmasının mutlaklığını ve merkezin değişmezliğini sorgulamaktadır. Bu bağlamda 1920'li yıllardan başlayarak merkez ve çevre mücadelesi ele alınmış, mücadelenin önemli uğrakları arşiv araştırması sonucu elde edilen bilgilerle ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bu incelemeler sonucunda, merkez-çevre paradigması hakkında iki önemli sonuca ulaşabiliriz. Birincisi, merkez-çevre paradigması, 1960'tan sonra Türk siyasal yaşamının açıklamasında hakim bir paradigma olarak kullanılamaz. İkincisi, 2000'li yıllarla birlikte geleneksel merkez değişmiş ve geleneksel çevre merkeze yerleşmiştir.
Özet (Çeviri)
The center-periphery paradigm was widely accepted among Turkish political life researchers thanks to it explained the rulin-ruled relations on the basis of cultural values, and this paradigm was accepted as an answer key in all important turning points of political life. Thanks to the its simplicity and it reveals acceptable ideas for the Turkish political life, paradigm has become dominant paradigm. One of the important assumptions of the paradigm reveals that if values of the periphery begin to settle in to center, the actors of the center intervene to the system and the values of the center are reproduced. However, when the results of the interventions that are realized by center to periphery, are examined in detail, it will be seen that reproduction of the values of the center is out of question. Therfore, domination of paradigm is questionable. An other important assumption of the center-periphery paradigm is the center is absolute and invariable. However, the process which started by 1980s shows that the center is divided and changed. Especially the political power structure of 2000s proves this. Therefore, a new center description is a necessesary for Turkish politics. This study queries the domination of the center-periphery paradigm and invariable of the center. In this context, the center-periphery struggle were discussed starting from 1920s and the important moments of the struggle were examined in detail with the informations that were obtained from archival research. As a result of these examinations, we can reach two important results about center-periphery paradigm. First, the center-periphery paradigm cannot be used as a dominant paradigm in the explanation of Turkish political life after 1960. Latter, in the 2000s, the traditional center changed and the traditional periphery settled to the center.
Benzer Tezler
- Örgüt topluluklarında yeni örgüt formlarının oluşumu: Türkiye ve Avrupa bağlamında bir araştırma
Formation of new organizational forms in organizational populations: A study in the context of Türkiye and Europe
SENCER ÖZEL
Doktora
Türkçe
2024
İşletmeGalatasaray Üniversitesiİşletme Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NACİYE AYLİN ATAAY SAYBAŞILI
- Türkiye iktisat politikalarının belirlenmesinde iktisadi kurum-kural ve kuruluşların rolleri
Başlık çevirisi yok
İBRAHİM GÜRAN YUMUŞAK
- Almanya Parlamentosu ve TBMM'de 2015 ve 2016 yıllarında göç hareketliliği üzerine yapılan tartışmaların analizi
An analysis of the debates on migration mobility in the German Parliament and TBMM in 2015 and 2016
SELİM YILDIRIM
Doktora
Türkçe
2024
Siyasal BilimlerGalatasaray ÜniversitesiSiyaset Bilimi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ASLI DİDEM DANIŞ ŞENYÜZ
- 'Kimsenin Müslüman Kadınları' Müslüman kadınların alternatif medya platformları aracılığıyla karşı kamusal alan oluşturmaları: Türkiye ve Almanya örneği
'Nobody's Muslim Women' construction of Muslim women's counter public sphere through alternative media platforms: The case of Turkey and Germany'
SÜMEYRA SOYDAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Siyasal BilimlerGalatasaray ÜniversitesiRadyo Televizyon ve Sinema Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ÖZLEM DANACI YÜCE
- Development of BIM learning scenarios for architectural education
Mimari eğitim için BİM öğrenme senaryoları geliştirme
HATİDZA ÇAPKIN
Doktora
İngilizce
2020
Eğitim ve Öğretimİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MERYEM BİRGÜL ÇOLAKOĞLU